" Lisa ve Julian ?"
Vincent hala ne olduğunu kavrayamamış bir şekilde odanın içine doğru yavaş adımlarla yürürken dudaklarından biraz önce karısının söylediği isimler dökülüyordu. Döndüğü zaman böyle bir sürprizle karşılaşmayı beklemediği için oldukça şaşırmıştı.
Gördüğü rüya gerçekti. Tanrı bunu neden görmesini ya da bilmesini istemiş bilmiyordu fakat Karen'i hamile olarak gördüğü rüya tamamen gerçekti ve şu an karşısında bulunan iki beşikte bebekleri uyuyordu.
Yüzlerinin neye benzediğini görmek için sabırsızlansa da bu anının büyüsünü mahvetmemek için ilerleyişini yavaş bir biçimde sürdürüyordu. Önünde durduğu beşiğe eğilmeden önce arkasını dönerek kapının girişinde bekleyen Karen'a baktı.
Minnetle gülümsedikten sonra eğilerek beşikte uyuyan Lisa'nın yanağına narince dokundu.
" Tanrım ne kadar güzelsin "
Kızına bakmaya doyamayan bir babanın mutluluğu yaşayan Vincent uyuyan bebeği daha fazla rahatsız etmemek için çekilerek diğer beşiğe doğru yürüdü. Julian'ı göreceği için de ayrıca heyecanlıydı.
Beşikte uyuyan bebeğe yaklaşarak kapalı gözlerin hafifçe kıpırdamasına şahit olduktan sonra bebeği uyandırmaktan korkarcasına nefesini tuttu. Nutku tamamen tutulmuştu ve konuşmakta zorlanıyordu.
Oğlu tamamıyla kendisine benziyordu. Bunu nasıl ve ya neye göre söylediğini bilmiyordu fakat büyüdüğü zaman aynı kendisi gibi görüneceğine emindi. Lisa nasıl annesini anımsatıyorsa Julian'da kesinlikle kendisinden bir parça özellik taşıyordu. Gururla iki beşiğe baktıktan sonra arkasını dönerek odadan çıkmak üzere kapıya doğru ilerledi.
Karen beşiklerin başında kısa bir süre duran Vincent'ı izlerken ne kadar farklı göründüğünü şu an farkedebiliyordu. Teni güneşten hafifçe yanmış ve bu ona oldukça hoş bir hava katmıştı. Bedeni eskiden olduğundan daha heybetli görünüyordu ve Karen buna sebep olan şeyin ne olduğunu merak ediyordu. Gemide çok fazla çalışıp çalışmadığını düşünmeden edemedi. Kim bilir neler yaşamıştı orada herkesten uzakta. Acı bakışları Vincent'ın bedeninde ve yüzünde dolaşırken kendisine doğru gelen adamı görerek hemen toparlanmaya çalıştı.
Vincent kapıda bekleyen karısının yanına vardıktan sonra genç kızı kendisine çekerek sarıldı ve fısıldayarak " teşekkür ederim " dedi.
" Bana o kadar güzel bir hediye verdin ki asla tahmin edemezdim. Bize olan inancını yitirmeyişin ise kendimi bir kez daha suçlu hissetmeme sebep oldu. "
" Eğer yaşamasaydın, eğer ölmüş olsaydın bende ölürdüm fakat onların varlığı hayata tutunmamı sağladı. Ve eğer hayatımda olmasalardı yaşamak için bir saniye beklemezdim."
Vincent karısının dudaklarına eğilerek söylediği anlamsız sözlere bir son vermek istedi. Kendi aptallığı yüzünden karısına bu acıyı yaşatmaya hatta onu ölüme sürüklemeye hakkı olmadığını düşünüyordu.
" Seninle konuşmak istediklerim var fakat biraz beklemek zorunda kalacak "
" N-neden şimdi konuşabiliriz. Neler yaşadığını merak ediyorum. Neden gelmekte bu kadar geciktin şimdi nasıl olduda bir anda çıkıp gelebildin. Bana bir sürü açıklama yapmak zorundasınız lordum! "
" Merak etme Karen bütün sorularının cevabını sabah alacaksın.Aklında tek bit soru dahi kalmayacak "
" Sabah mı ? Neden ama "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GÜL KURUSU / TAMAMLANDI
Ficción históricaHİKAYE TAMAMLANMIŞTIR / Yıllar önce verilen bir söz ve Vincent tarafından seçilmiş bir kız. Vincent Charles Broderick seçtiği kızın ikiziyle evlendiğini farkettiğin de çoktan kalbini Karen'a kaptırdığını biliyordu. Fakat Vincent'ın incinen gururu ge...