Hayatta her şey bir anlık cesarete bakar.O bir anlık cesaretle bütün hayatınızı yeniden inşa edebilir veya bütün hayatınızı küle çevirebilirsiniz.Sadece bir anlık cesaretle herkesi kurban edebilir veya herkesi göğe çıkarabilirsiniz.Sonra da sadece oturup izlersiniz.Çünkü o cesareti gösterdiğiniz an artık her şey kontrolünüzden çıkmış ve sizin isteğiniz dışında yol almaya başlamış demektir.Ve o cesaret hayatınızı günden güne yok etmeye başlarken çaresizce beklemekten başka hiçbir şey yapamayacağınız anlarsınız.Ben sadece bir anlık cesaretimin kurbanıydım.O köprüden atlamaya bir anlık cesaretim sayesinde karar vermiştim.Luhan'ı evime almaya sadece bir anlık cesaretim sayesinde karar vermiştim.Ve onu sevmeme sadece bir anlık cesaretim neden olmuştu.Şimdi ise bütün bunların cezasını çekiyordum.Çünkü artık işler kontrolüm altından tamamen çıkmıştı.Yixing'le baş edemezdim.Kendimle bile baş edemiyorken onunla nasıl baş edecektim ki?Daha kendimi kontrol altında tutmayı beceremeyen ben onu nasıl kontrol altında tutacaktım.
"İç..Isınırsın.."Masanın üzerine bırakılan bir bardak kahve ile bakışlarımı odakladığım zeminden ayırıp Yixing'e bakarken yavaşça başımı salladım ve benim için bıraktığı kahveye uzandım.Evine ikinci gelişimdi.Ve ilk gelişimin aksine evinde tek olan koltuk ikiye çıkarılmış ve duvarlara tablolar asılmıştı.Daha fazla ev gibi görünüyordu.Fakat yinede hala yeterince evmiş gibi hissettirmiyordu.Buraya beni zorla getirmişti.Evden kastettiği şey kendi eviydi.Ve benim gitmeme asla izin vermeyecekti.
"Beni neden buraya getirdin?"dedim.Sesim titremişti.Ve bakışlarım sadece kahveme sabitlenmişti.Ona bakmak istemiyordum.Onunla şuanda aynı odada bulunmak istemiyordum.Ve her ne kadar sinirli olsamda,beni kullandığını düşünsemde Luhan'ı deli gibi özlediğimi hissediyordum.
"Eve gitmek istediğini söyledin..Ve bende seni eve getirdim.."Bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum.Gözlerini bile kırpmadan beni izliyordu ve anlamaya çalışıyordu.Ondan korkup korkmadığımı,şuanki hislerimi her şeyi benimle ilgili her şeyi anlamaya çalışıyordu.Fakat ona istediğini vermediğimi biliyordum.Gözlerine bakmıyordum.Kafamı onun olduğu tarafa çevirmiyordum bile.
"Neden bana bakmıyorsun?"dedi.Dudaklarım alayla yukarı doğru kıvrıldı ve bakışlarımı yavaşça ona doğru döndürdüm.Gözlerimdeki şeyi görmeliydi.Birazda olsa hissetmeliydi..
"Nasıl böyle biri olabilirsin?"dedim."İnsanları kolayca öldürebilen,onlara acı çektiren ve hala burada umursamazca oturabilen..Nasıl böyle olabilirsin Yixing?"Tam gözlerinin içine bakıyordum.Gözlerinde birazda olsa pişmanlık,birazda olsa tükenmişlik arıyordum.Fakat yoktu.Gözlerinde hiçbir duygu barındırmıyordu.Ve öylece bana bakıyordu.
"O kadar acı çektim ki..Başkalarının artık acı çekmesini umursamıyorum Sehun.Umursadığım tek kişi sensin..Umursadığım tek şey senin acı çekmen.."
"Seni sevmiyorum.."dedim gözlerinin içine bakmaya devam ederek.Gözlerini sıkıca yumdu ve yumruklarını sıktı."Seni sevmiyorum ve sen beni burada zorla tutuyorsun..Seni sevmiyorum ve burada olmak bana acı veriyor.."
"Alışacaksın.."dedi."Benimle olmaya benimle yaşamaya alışacaksın Sehun..Sadece biraz sabret lütfen.."Elimi yavaşça avcunun içine aldı ve üzerine ufak bir öpücük bıraktı.Dokunuşlarını artık umursamıyordum.Çünkü dokunuşlarına artık alışmıştım.Umursadığım tek şey duygularıydı.Günden güne artan ve bir an önce durmasını istediğim duyguları.Her geçen gün bana zarar veren,her geçen gün beni bitiren duyguları..
"İstemezsem peki..Alışmak istemezsem..Beni burada zorla tutmaya devam mı edeceksin?"Gözlerimin içine korkuyla baktı.Kokuyordu.Beni kaybetmekten o kadar korkuyordu ki ne yapacağımı bilmiyordum.Ona onu sevmediğimi söylemem hiçbir şeyi değiştirmiyordu.Beni bırakmayacaktı.Beni asla bırakmayacaktı.
"İyi biri olsaydım beni sever miydin?"dedi.Bakışlarıyla resmen bana yalvarıyordu.Severdim demem için..İyi biri olmasını istemem için..Fakat ben sadece gözlerimi kaçırıyordum.Onu sevemezdim.Aslında sorun iyi veya kötü olması değildi.Sorun benim boğazıma kadar Luhan'la dolmuş olmamdı.Ve artık boğulmaya başlamamdı.
"Sevmezdin.."dedi."Beni yinede sevmezdin...Ama Luhan'ı seviyorsun.."İrkildim.Vücudum aniden titremeye başlamıştı.Yixing biliyordu.Yixing Luhan'ı biliyordu.
"Sen.."
"Şaşırdın mı?Bana onun adını vermişken kolay kolay peşini bırakmayacağımı bilmen gerekirdi..."Bakışlarıyla beni tehtit ediyordu.Ve yavaşça bana yaklaşıyordu.
"Onun kaçtığını zaten biliyordum Sehun..İntikam için bir gün kaçacağını biliyordum.Fakat asıl şaşırdığım şey bu intikam için kendi gelmek yerine seni kullanması..Bir kukla gibi.."Bana biraz daha yaklaştı ve dudaklarıma fısıldadı.Gözlerimin dolmasına engel olamamıştım.Kullanıldığımı biliyordum.Fakat asıl olayı şimdi fark ediyordum.Ben Yixing'le Luhan arasında bir piyondum.Beni istedikleri gibi yönlendiriyorlardı.Ve ikiside aslında birbirine benziyordu.Acımaları yoktu.Hiçbir şekilde merhamet barındırmıyorlardı.
"Sen.."dedim."Sende beni kullanıyorsun.."İrkildi ve aniden geri çekilip gözlerimin içine baktı.Ağlamak üzereydim.Lanet olsun ki yine ağlamak üzereydim.
"Ne?"dedi.Oldukça şaşırmıştı.Bu şekilde düşüneceğimi hiç ama hiç aklına getirmemiş olmalıydı.Fakat doğruydu.Lanet olsun ki aşkının büyüklüğünden korktuğum Yixing bile beni kullanıyordu.
"Sende beni kullanıyorsun...Hepiniz beni kullandınız..Lanet olsun.."Hızlı bir şekilde ayağa kalktım ve kapıya yönelmeye başladım.Sikeyim..dedim içimden.Sikeyim şimdi ağlayamazdım.
"Sen neden bahsediyorsun?Daha seni inandırmak için ne yapabilirim?"Kolumdan hızlı bir şekilde kavradı ve tam kapıyı açmak üzereyken beni kendine çevirdi.Bakışları kararlıydı.Yıumuşaklıktan eser yoktu.Fakat bakışlarındaki aşkı her şekilde belli ediyordu.
Beni sevme..dedim içimden.Beni sevme,Beni sevme..
"Beni inandırmak mı istiyorsun?Öyleyse gitmeme izin ver...Hemen şimdi."Gözlerimin içine bakmaya devam etti ve yavaşça kolumu tutan elini gevşetmeye başladı.
"Tamam.."dedi."Tamam gitmene izin vereceğim..Ama unutma Sehun..Cehennemin dibine bile gitsen seni bulmak için oraya gelirim.."Elini kolumdan tamamen çekti ve bir adım uzaklaştı.Artık şüphem yoktu.Yixing'in kalbinde benden başka kimse olamazdı.Ve benim kalbim ise ondan başka biriyle tamamen çoktan doldurulmuştu.
Yavaşça arkamı döndüm ve kapıyı açtım.Biraz önce özgürlüğüme bir adım daha yaklaştığımı düşünüyordum.Ve şuanda karşımdaki manzarayla bu özgürlüğün tamamen uçup gittiğini biliyordum.
Dondum..O öylece karşımda dururken sadece dondum...Bakışları benim üzerimde değildi...Bakışları Yixing'in üzerindeydi..Ve şuanda asıl dibe vurmayı yaşadığımızı biliyordum.
"Merhaba Yixing.."dedi alayla.Ve bakışlarını bana odaklarken kanımı donduracak o sözleri ekledi."Sanırım sende bana ait bir şey var.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIMARHANE
FanfictionTIMARHANE Yazar:Gizemrhcp(Just 6 Months yazarı) *TANITIM* "İlaçlarını almadığını duydum Luhan."Bay Lee dirseklerini masaya dayamış karşısındaki ufak bedene bakarken içindeki acıma dürtüsünü bastırdı ve bakışlarını daha da sertleştirdi.O uzun süredi...