Ölümün korkunçluğunu biliyordum.Daha önce ölüme yaklaşmış ve son bir atakla ölümün kıyısından dönmüş biriydim.Nefessiz kalmanın nasıl bir his olduğunu,pişmanlığın nasıl bir duygu olduğunu biliyordum.Ve şuanda bunların hepsini hissediyordum.
Nefes alamıyordum.
Pişmandım.Kendi canıma kıyacak kadar pişmandım.Ve Luhan'ın o gece beni o köprüden hiç ama hiç kurtarmamış olmasını diliyordum.
"Neden titriyorsun,bebeğim?"dedi.Hala o bardan çıkmamıştık ve onun odasındaydık.Kollarıyla beni hapsetmişti ve ondan kurtulacak gücü bile kendimde bulamıyordum.
"Titremiyorum.."dedim.Bunu söylerken bile sesim titremişti.Ve gözyaşlarım yeniden yanaklarımdan düz bir çizgi halinde ilerlemeye başlamıştı.
Kris ölmüştü.
Lanet olsun!Kris ölmüştü.
Ve bu gerçek göğsüme öyle bir ağırlıkla çökmüştü ki beni tamamen etkisiz kılmıştı.Bu gerçek beni tamamen korkak birine dönüştürmüştü.
"Titriyorsun..."dedi tekrar.Dudaklarımdan ufak bir hıçkırık dökülmesine engel olamamıştım.Deli gibi ağlamak ve deli gibi çığlık atmak istiyordum.Fakat belimi saran kolların gücünden bunların hiçbirini yapamıyordum.Bu zamana kadar o kadar acı verici şeyler yaşamıştım ki her zaman daha fazlasının olamayacağını düşünmüştüm.Her zaman acıya alışık olduğumu düşünmüştüm.Fakat olmuştu işte.Hayattaki en büyük acıyı demin tatmıştım.
Biri benim yüzümden ölmüştü.
Biri benim yüzümden acı çekerek ölmüştü.
"Ağlıyor musun?"dedi.Cevap vermedim.Fakat o mutlaka bir cevap alması gerekiyormuş gibi çenemi kavrayıp yavaşça ona bakmamı sağlamıştı.
"Ağlama.."dedi dudaklarını gözlerime bastırırken."Lütfen ağlama..."
"Korkuyorum.."dedim umutsuz bir ses tonuyla."Eve gitmek istiyorum Yixing..Lütfen bırak beni.."Kollarını belimde daha da sıkılaştırdı ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
"Korkma.."dedi."Lütfen benden korkma..Herkes benden korkarken sen lütfen benden korkma.."
"Beni eve götür lütfen.."Dudaklarını saçlarımda gezdirmeye başladı ve hiçbir şey söylemedi.Fakat beni o kadar sıkı sarıyordu ki hiçbir şekilde gitmeme izin vermeyeceğini biliyordum.
"Yixing..."dedim tekrar."Lütfen Yixing.."Burnunu boynuma götürdü ve kokumu içine çekmeye başladı.Sanki her an ellerinden kayıp gidebilecekmişim gibi tutuyordu beni..Ve kokumu burnuna kazımak istercesine kokluyordu..
"Biraz daha.."dedi."Sadece biraz daha kal.."Hiçbir şey söylemedim ve sadece bekledim.Yeterince sevmesini...Yeterince hissetmesini..Fakat beklememe rağmen hiçbir şekilde yeterli gelmiyordu.Her geçen dakika bana daha çok sarılıyordu.Her geçen dakika beni daha çok seviyordu ve her geçen dakika beni daha çok öpüyordu.
"Yixing...Uyumak istiyorum.."
"Kollarımda uyuyabilirsin bebeğim..Kollarım oldukça rahattır."Yanağıma bir öpücük bırakırken fısıldadığı bu şeyle kolları arasında doğrulmaya çalıştığımda bedenimdeki kolları kasıldı ve yeniden hareket etmemi engelledi.Yixing dışarıdan zayıf görünüyordu.Hatta o kadar zayıf görünüyordu ki onu kolayca kırabileceğinizi,yerle bir edeceğinizi hissediyordunuz.Fakat onu tanıdığınızda,onun hayatının içine girdiğinizde her şey değişiyordu.Gücüyle sizi büyülüyordu.Gücüyle sizi korkutuyordu.Ve gücüyle aslında yenilmez olduğunu ispatlıyordu.
"Beni buradan çıkar.Burada daha fazla kalmak istemiyorum.."Sesime acizliğim yansımıştı.Burada daha fazla duramayacağımı hissediyordum.Eğer burada daha fazla durursam delireceğimi biliyordum.Ve Yixing sonunda bunu anlamış gibi belimdeki kollarını gevşetmiş ve elimi kavramıştı.
"Gidelim.."demişti."Evimize gidelim.."Ve ben o anda dehşetle bağırmama engel olamamıştım.
"Evimize mi?"...
LUHAN-
"Bu şekilde olmaz.."dedim ellerimin titremesini durdurmaya çalışırken."Bu şekilde olmaz Kai..Bu şekilde olmaz.."Kai yavaşça oturduğum koltuğun önüne geldi ve yere çökerek ellerimi kavradı.
"Sakinleş.."dedi.Sakinleşemeyeceğimi bildiği halde sakinleş dedi.Göğsümün yırtıldığını hissediyordum.Göğsümün param parça olduğunu ve nefes alamadığımı hissediyordum.Sehun gitmişti.Beni burada öylece bırakıp gitmişti.Ona vazgeçtiğimi söylememe rağmen artık tamamen birlikte olmamızı istediğimi söylememe rağmen gitmişti.Bana inanmamıştı ve Sehun gitmişti.Belki de şuanda Yixing'in kollarındaydı.Belki de...
"Luhan..Daha fazla titremeye başladın...Lütfen.."Kai'nin ellerimi kavrayan ellerini ittim ve hızlı bir şekilde ayağa kalktım.Mantıklı düşünemiyordum.Hiçbir şekilde kendimi mantıklı karar verebilecek durumda hissetmiyordum.Aklıma Sehun'un yüzü geliyordu.Aklıma Sehun'un söyledikleri geliyordu.Aklıma bütün bunların benim hatam olması geliyordu.Her şeyi berbat etmiştim.Onu aşık olacağımı hesaplamayarak her şeyi berbat etmiştim.Kendi ellerimle sevdiğim adamı başkasının kollarına göndermiştim.Ben tam bir aptaldım.Hayatımda yaptığım en büyük aptallık buydu.
"Ne yapacağım Kai?"dedim aciz bir ses tonuyla.Bakışlarımla ona resmen yalvarıyor ve bana bir çözüm yolu bulmasını istiyordum.Bu şeyden nasıl kurtulacağımı Sehun'u nasıl ikna edeceğimi bilmiyordum.Onun nasıl uzaklaştıracağımı,onu nasıl tekrar kendimin yapacağını bilmiyordum.Ama bu dayanılmazdı.Buna dayanamazdım.
"Nefes alamıyorum Kai.."dedim."Ölüyorum..O yokken nefes alamıyorum."
"Luhan...Sadece sakinleş..Sehun'un seni bırakmayacağını biliyorsun.."Hayır bilmiyordum.Sehun'un sadece aşkını biliyordum.Sehun'un sadece beni sevdiğini biliyordum.Aynı zamanda bir gün sevgisinin bitebileceğini ve beni terk edebileceğinide biliyordum.Bu sefer olmazdı.Bu sefer kaldıramazdım.Hayır,hayır bu sefer kesinlikle olmazdı.
"Ben gidiyorum.."dedim kapıya doğru yönelirken.Kai hızlı bir şekilde kolumu kavradı ve beni engelledi.Gözlerimin içine dehşetle ve şaşkınlıkla bakıyordu.Ve ne yaptığımı anlamaya çalışıyordu.
"Dışarı çıkamazsın..Hala aranıyoruz..Herhangi biri tarafından görülürsen neler olacağını biliyor musun?"
"Umurumda değil Kai..Hemen şimdi gitmeliyim..Hemen.."Kolumu elleri arasından kurtarmaya çalıştım fakat daha da sıkı kavramasıyla sinirle ona baktım.
"Aşkından vazgeçmek istediğini söylemiştin..Benden bunun için yardım bile istemiştin.."
"Vazgeçmiyorum.."dedim."Ben sen değilim..Onu başka birinin kolları arasına bırakmayacağım..Bu sefer olmaz.."Kai'nin gözleri dehşetle irileşti ve kolumu daha da sıkarak bana sinirli bir şekilde bakmaya başladı.
"Ne demek istiyorsun?"dedi."Ben kimi bırakmışım.."
"Sen.."dedim.Söyleyeceklerimi düşünmüyordum.Şuanda istediğim tek şey bu evden çıkmaktı.Şuanda istediğim tek şey Sehunu görmekti.
"Sen sevdiğin adamı başka birinin kolları arasına bırakabilecek bir insansın Jongin ..Sonrada onun mutlu olmasına katlanamayıp o adamı öldürebilecek kadar psikopatsın....Benden de bunu mu yapmamı bekliyorsun?"
"Beni nasıl yargılarsın?"dedi.Gözleri dolmuştu ve her an ağlayabilecek durumdaydı."Sende Sehun'u başkasının kolları arasına bıraktın..."
"Kyungsoo'nun şuanda nerede olduğundan bile haberin yok,değil mi?"dedim.Kollarımı tutan elleri gevşedi ve birkaç adım geriye gitti.Onun canını yaktığımı biliyordum.Fakat ne bunu düşünecek kadar zamanım ne de enerjim vardı.İhtiyacım olan tek şey Sehun'du.İhtiyacım olan tek şey onu görmekti.
"Pişman olacaksın.."dedi."Dışarı çıktığın an pişman olacaksın..."
"Olmayacağım.."dedim kararlılıkla.Ve emin adımlarla kapıya doğru yürümeye başladığımda son bir kez onun salonun ortasında donmuş bedenine bakarak ekledim.
"Artık Yixing'le yüzleşme vakti geldi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TIMARHANE
Hayran KurguTIMARHANE Yazar:Gizemrhcp(Just 6 Months yazarı) *TANITIM* "İlaçlarını almadığını duydum Luhan."Bay Lee dirseklerini masaya dayamış karşısındaki ufak bedene bakarken içindeki acıma dürtüsünü bastırdı ve bakışlarını daha da sertleştirdi.O uzun süredi...