12.BÖLÜM 1.PART

5.1K 248 9
                                    


"Salonumuzda bir katil var."dedim Luhan'ı odaya ittiğimde.Gözlerimin içine bakmış ve sadece gözlerini devirmekle yetinmişti.Çünkü o benim tam tersime Kai'nin katil olduğunu düşünmüyordu.Çünkü benim aksime onun için evimizde bir katilin bulunması sorun değildi.
"O katil değil Sehun."dedi büyük bir rahatlıkla.İçimdeki çığlıklar atarak kaçma dürtümü bastırdım ve gözlerinin içine sen ciddi misin dercesine bakmaya başladım.
"Tamam,katil olabilir.Ama bu geçmişte kaldı.Ve birini öldürmek için oldukça haklı nedenleri vardı."
"Yah tabi.."dedim bu aptal tartışmayı daha fazla uzatmamak için.İçerideki adam katildi.Bunu biliyor ve ondan ölümüne korkuyordum.Fakat yinede Luhan'a güveniyordum.Çünkü Luhan bu adamın bize oldukça yararı dokunacağını biliyordu.
"Bu arada sen biraz önce salonumuz mu dedin?"dedi ve bana çapkınca gülümsedi.İstemsiz olarak gevşememe ve yüzüme aptal bir gülümseme yerleşmesine engel olamamıştım.Luhan'ın üzerimdeki etkisi tartışılmazdı.Ve o en gergin anlarda bile bu etkiyi kullanmayı çok ama çok iyi biliyordu.
"Burası artık seninde evin.."dedim onu belinden tutup kendime çekerken.Yüzündeki çapkın gülümseme gitmemiş ve onu kendime çekmemle ellerini zaman kaybetmeden boynuma dolamıştı.Dokunuşu hissetmek mükemmeldi.Onun yanımda olması mükemmeldi.Ve ona her yaklaştığımda burnuma dolan koku inanılmazdı.Luhan benim gibi kokuyordu.Kokum üzerine o kadar sinmişti ki bu kokuyu duymak onun bana ait olduğunu hissetiriyordu.Ve bunun asla vazgeçemeyeceğim bir şey olduğunu biliyordum.
"Bazen öyle cümleler söylüyorsun ki sana aşık olmamak için kendimi zor tutuyorum."dedi Luhan gözlerimin içine daha önce bakmadığı bir derinlikle bakarken.Onun bu sözüyle kalbimin daha önce atmadığı kadar hızlı attığını hissettim.Çünkü bu Luhan'ın dolaylı yoldan bile olsa bana karşı duygularını bu şekilde ifade ettiği ilk seferdi.
"Kendini tutma o zaman..."dedim gözlerimin parlamasına engel olamayarak.Luhan sadece ufak bir şekilde tebbesüm etti ve dudaklarını dudaklarıma bastırdı.
Onun korktuğunu biliyordum.Yeniden aşık olmaktan ve yeniden aptal durumuna düşmekten korkuyordu.Yaraları daha tam olarak iyileşmeden yeniden yaralanmaktan korkuyordu.Yeniden terk edilip yeniden dibe vurmaktan korkuyordu.Fakat bu korkularının anlamsız olduğunu bilmiyordu.Çünkü onu bırakmazdım.Onu asla terk etmezdim.
"Seni seviyorum.."dedim gözlerinin içine bakarken."Ve seni sonsuza kadar da seveceğim."Luhan'ın aniden gözleri doldu ve kollarını sıkıca boynuma doladı.Bana o kadar sıkı sarılıyordu ki nefes alamadığımı hissediyordum.Fakat yine de kollarımla onu daha da sıkı sarıyordum.
"Sehun.."dedi nefesi boynumu okşarken.Gözünden bir damla yaş damlayıp boynumu ıslatmıştı.Ve benim bu hayatta en nefret ettiğim şey Luhan'ın ağlamasıydı.
"Şişştt.."dedim yavaşça sırtını sıvazlamaya başladığımda."Ben buradayım.."
"Gitmeyeceksin değil mi?"sesindeki tereddütü duyabiliyordum.Ve bu konuda hiçbir şekilde tereddüt etmesini istemediğim için ona daha da sıkı sarılıyordum.
"Gitmeyeceğim.."dedim güvenle."Sen istesen bile seni bırakmayacağım."Luhan yavaşça kollarımdan ayrıldı ve tekrar gözlerimin içine baktı.
"Öyleyse.."dedi bana güvenle gülümserken."Öyleyse bende seni seviyorum."
Ve bu Luhan'ın beni sevdiğini ilk söyleyişiydi.
Ve son olmayacağını bakışlarındaki derinlikten hissedebiliyordum.
...
Karanlık sokakta sakin ve emin adımlarla ilerlerken sürekli arkama bakıyor ve bu histen nefret ettiğimi düşünmekten kendimi alıkoyamıyordum.Takip ediliyordum.Ya da takip edildiğimi sanıyordum.Fakat ne ara bu kadar ıssız bir sokakta yürümeye başladığımı bilmiyordum.Yavaşça tekrar arkamı döndüm."Sorun yok Sehun.."dedim kendi kendime."Takip falan edilmiyorsun.."
Fakat önümü dönmemle kaya kadar sert bir göğüse çarpmam bir olmuştu.Tedirginlikle birkaç adım geriledim ve onunla göz göze geldim.Bu kadar ıssız bir sokakta onunla yalnız olmak beni ürpertmişti.Fakat yinede bunu ona belli etmemiştim.
"Hey.."dedi Kris sesine hiç ama hiç hoşlanmadığım bir alaycılık yansırken.Bir şekilde benimle yeniden konuşacağını biliyordum.Fakat bu kadar ıssız bir yerde beni takip ederek bunu yapacağını hiç ama hiç bilmiyordum.
"Gerçekten mi?"dedim sesime aynı alaycılığı yansıtırken."Gerçekten burada mı konuşacağız?"Korkumu belli etmemeye çalışıyordum.Fakat Kris'in korkunun kokusunu 300 metre öteden alabileceğini biliyordum.
"Niye beğenmedin mi?Sakin ve ıssız.Böyle yerleri sevdiğimi bilirsin."Kris'in ses tonundaki alaycılık gidip yerini korkutucu bir ton alırken bana doğru bir adım atmasıyla gözlerimin korkuyla irileşmesine engel olamadım ve bir adım geriledim.
"Korkuyorsun.."dedi kocaman bir gülümsemeyle.Ve bana doğru bir adım daha attı."Uzun süredir görüşemiyorduk.Beni özlemedin mi?"
"Uzak dur benden."Sesimin titremesine engel olamamıştım.Ve Kris sanki ona onu sevdiğimi söylemişim gibi aptalca gülümsemiş ve aramızdaki mesafeyi daha da kapatmıştı.
"Ama ben seni çok özledim.."dedi sert bir şekilde kolumu kavrayıp beni kendine çekerken.Dokunuşuyla gözlerimin dolmasına ve anıların her birinin beynime yavaş yavaş geri gelmesine engel olamamıştım.Onun bana dokunmasını istemiyordum.Onunla konuşmak istemiyordum.Ve şuanda sadece buradan gitmek istiyordum.
"Bırak beni lanet olası.."dedim kolumu kurtarmaya çalışırken.Fakat o bundan hiçbir şekilde etkilenmemiş ve diğer kolumuda kavramıştı.Kıpırdıyamıyordum.Beni o kadar sıkı tutuyordu ki hareket dahi edemiyordum.
"Kardeşinle doğru konuş Sehun.."dedi.."Beni Yixing'in yanında rezil ederken tüm bunların olacağını biliyordun."
"Canın cehenneme.."diye bağırdım boş sokakta sesimin yankılanmasını umursamayarak."Yixing'ide senide sikeyim."
Kris söylediğim bu şeyle ufak bir kahkaha attı.Ve o kahkahayı başka bir kahkaha daha takip etti.Ne olduğunu anlamak için aptalca etrafıma bakınmaya başladığımda ise derin bir ses kulaklarıma ulaşmıştı.
"Ellerini kırmamı istemiyorsun onu hemen bırak."Ve Kris'in elleri bu sesle birlikte aniden kollarımdan ayrılmıştı.Çünkü Kris çoğu zaman korkak biri olmasada şuanda deli gibi korkuyordu.Ve Kris'in şuana kadar korktuğu tek bir kişi vardı.
Yixing.

TIMARHANEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin