Yanlış bir şey yaptığımı doruklarıma kadar hissederek ürperdiğimde endişeyle arkama döndüm. Hoseok ne ara geldiğini anlamadığım bir şekilde az önce çıktığım merdivenin başında durmuş bana bakıyordu. Sesin ona ait olduğunu anladığımda elimi kapının kolundan çekip zoraki gülümseyerek merdivenlere doğru geldim.
"Ben.. Lavaboyu arıyordum."
Asıl niyetimin kötü bir şey olmadığını belirttiğimde bana gülümseyerek karşılık verdi. Neyseki yanlış anlamamıştı.
"Lavabo şurası." dedi eliyle merdivenin sağında kalan kapıyı göstererek. "Orası Suga'nın odası. Normalde kilitlemeden gitmezdi. Sanırım unuttu."
Kaşlarımı merakla kaldırarak kafamı arkaya çevirdim ve odanın hala daha aralık duran kapısına baktım. Neden odasını kilitleme gereği duyduğuna bir anlam verememiştim.
"Anlıyorum.."
Kendi kendime mırıldanıp müsade isteyerek lavaboya girdim. Açtığım soğuk suyla ellerimi yıkayıp Hoseok'un gittiğinden emin olarak lavabodan çıktım. Gözüm tekrar Suga'nın odasının kapısına kaydığında içimde ki merak dürtüsü odaya girmemde sorun olmayacağını ve kimsenin görmeyeceğini söylese de başkasının özelini kurcalayacak kadar saygısız biri değildim.
Merakımı göz ardı edip merdivenlerden aşağı doğru ilerlediğim sırada duyduğum zil sesiyle adımlarımı biraz daha hızlandırdım. Fakat Jin'in benden önce davranıp kapıyı açmasıyla yüksek sesle bağırarak içeri giren Taehyung'ın yüzümü buruşturmama neden olması eş zamanlı oldu.
"Oyunlarım! Bebeklerime zarar vermediğinizi söyleyin bana!"
Onun ardından Jungkook'ta Taehyung'ınkine nazaran ince olan sesiyle bağırdı.
"Tüm paramızı onlara harcamıştık biz!"
Jin ve Jin'in ardından yetişen Jimin ikiliye anlamsız bakışlar atarken kahkaha atmamaya özen göstererek dudaklarımı birbirine bastırıyordum.
"Ne diyorsunuz siz ahmaklar?" dedi sonunda Jin.
Merdivenden tamamen indiğimde Taehyung beni fark etmişti ki koşarak yanıma geldi ve önümde diz çökerek ellerini af dilercesine birbirine sürttü.
"Noona lütfen onlara zarar vermediğini söyle. Bak 10 dakika sürmeden geldik!"
Jungkook'ta Taehyung'ın bu hareketiyle aynı şeyi yaptı ve dizlerinin üzerine çökerek af dilemeye başladı.
"Noona!" dedi Jungkook ağlamaklı sesiyle.
İlk gün ki utangaçlığından eser kalmamıştı. Ve şu an boyumdan oldukça büyük olan bu iki devasa ergenin önümde diz çöküyor oluşu egomu beslemedi değildi. Bunları ise onlara yaptıran tek şeyin birkaç oyun cdsi oluşu hayret etmeme neden oluyordu.
Jin ve Jimin'in bakışları beni bulduğunda ettiğim tehditten haberleri olmamasını sağlayarak önümde ki ergenlere doğru eğildim ve sadece ikisinin duyabileceği yükseklikte fısıldadım.
"Üzgünüm.."
Söylediğim şeyin saniyesinde yüksek bir ağıt yakarak kendilerini sırt üstü yere bırakan bu şapşal ikiliyle birlikte bende kendimi daha fazla tutamayıp gülmeye başladım. Onlar bebek gibi mızırdarken bende gözümden yaş gelene kadar gülüyordum. Jin ve Jimin ise kesinlikle deli olduğumuzu düşünürcesine bize bakıyorlardı. İkisi eğlence odalarına girmeden önce duyduğum son şey Jin'in söylediği ve sanırım oldukça haklı olduğu cümle olmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Revenge | myg
FanfictionO yüzden şimdi ağla, ama daha sonrasında hep gül,,, hep." - Bu kitap Jonghyun'a ithaf edildi.