İlk Adım

345 17 4
                                    

Saat sabahın 8'i ve ben neden ayaktayım? Bu okul meseleleri bünyeye o kadar fena hükmediyor ki.Vücut istemsizce seni kalkmaya zorluyor.Hadi amaa geri uyumalıyım sana ihtiyacım var gitmee.Tabiki gitti uykum.Elim yastıgımın altındaki telefonuma ilişti. "Suanda mükemmel bi yüz ifadesiyle uyuduguna eminim.Seni ne zaman göreceğim?" Ahmet'ti.Gece 02.35 de Atmıs.Bende seni uyurken görmeyi o kadar istiyorum ki.O iri ve aynı zamanda cekik zeytin siyahı gözlerini uyurken görmeyi çok istiyorum. "Günaydın hayatım.Dün uyuyup kalmısım.Hiç konusamadık.Uyanınca beni ara.Seni seviyorum."

Yatakta bir saga bir sola yalpalandıktan sonra kalktım nihayet.Kızlar hala uyuyordu.Dün gece onları çok korkuttum.Bunu telafi etmek için nefis bi kahvaltı hazırlamak istedim.Dolabı actıgımda yumurtalık bomboştu.Yaa hayır bakkala filan gitmek istemiyorum.İstemiyorum istemiyorum derken coktan giyinmistim.Evet hazırım o harika soğuğa.Ah ben kıs mevsimini cok seviyordum degil mi?

Sessizce cektim kapıyı,minnoşlarım uyanmasın diye.Evimiz ikinci kattaydı.O soguk havayı yedikten sonra cok fazla merdiven cıkmayacagım için hamdediyordum.

Bir alt sokaktaki bakkala gidiyordum temkinli adımlarla.Düşüp bir yerlerimi kırmak istemiyordum.Hala doksanların kokusunu-dokusunu barındıran bakkalımıza girdim.Nazım amca tebessüm ederek karsıladı beni. "Nazım Amcam nasılsın?" Diye sordum buz mavisi gözlerine bakarak.Gözlerinin altında basamak basamak inen kırısıklıklara birkaç tane daha ekledi gülümserken. "Allah'a Hamdolsum.İyiyim Rana.Sen nasılsın kızım? Birkaç haftadır yoksun.Özlettin valla." Beyaza calan uzun sakallarını parmaklarıyla tarayarak benden cevap bekliyordu. "Öyle yogunum ki Nazım Amca.Okul bir yandan,kış bir yandan yordu beni.Ama çok şükür iyiyim yinede." Alacaklarımı aldım.Hesabı öderken iki hafta önce çıkışmayan 2 tl'yi de uzattım.Nazım Amca her ne kadar almamak için kendini geri çekse de tezgaha parayı bırakıp,hemen toz oldum.

Nazım Amca ve eşi Ayşe teyzeyle 3 yıl önce buraya taşındıgımızda tanıstık.Hatta bu daireyi de bize onlar buldu.Hani bir mahallede adres sormak için en iyi bilene danışırsın ya,işte bizde bunun için bakkala girmiştik.Nazım Amca tüm tatlılığı ve sevecenliği ile ilgilenmişti.Sagolsun.Bi evlatları olmamıştı 30 yıllık birlikteliklerinde.Bu yüzden gençleri çok seviyorlardı.Bizi daha fazla elbette.

Yollar buz tutmuş.İnsanlar rüzgarın da etkisiyle oradan oraya savruluyorlardı.Küçük kız annesinin elini sıkıca tutmuş.Düşmekten korkarak ürkek minik adımlar atıyordu.Gözler masmavi,beresinin kenarından özgürlüğünü ilan etmiş olan iki tutam altın sarısı saç.Bende böyle zamanlar geçirmiş miydim acaba.Annemin ellerinden tutup ona güvenle sarılmış mıydım? Çocukluğuma dair hatırladığım tek şey,soğuk yetimhane duvarı.Evet kızlarla mazimiz yetimhaneye dayanıyor.4 yaşındaydım oraya bırakıldığımda.Annemi ve babamı hiç hatırlamıyorum.Normal şartlarda 4 yaşındaki bir çocuğun hatırlaması gereken şeyleri zerre kadar hatırlamıyordum.Annem kim,babam nasıl biri,acaba hangisine daha çok benziyorum.Sahi bana daha çok benziyor diye,tatlı atışmaları olmus mudur? Hiç birsey bilmiyor olmak insanın kalbini yoruyor bazen.

Neyse bu düşüncelerden kurtulup eve girmiştim.Oh hala uyuyorlar.Hemen bergamotlu cayı demliğe koyup altına suyu da ekleyip açtım ocagın altını.Az kalan sucugu dogradım.Bir güzel kızartıp kırıverdim üstüne yumurtaları.Taze kahvaltılıkları da yerlestirdim mi masaya tamamdır.Çayın çoktan demlenmiş oldugunu fokurdayarak dısarıya dökülen sudan anladım.Tamam kaldırmalıydım su uykucuları artık.

"Günaydııııııınnn! Hoooo haydi kalkın uykucular.Sofra hazır." Atladım Sevgi'nin üstüne.Bayılır böyle kaldırılmaya (hiç sormayın).Kıvırcık,turuncu saclarını yüzünden çekip alırken,sinsi sinsi bana bakmaya başladı.Ne yani yumurtanın sogumasına izin mi verseydim? Zeynep'te tekmeleyerek attı üstünden yorganını.O daha sakindi.Çünkü her sabahkinin dısında,hazır kurulu bir sofraya oturacaktı.Ben Edebiyat okuduğumdan derslerim çok yoğun ve yorucu geçiyordu.Onlar Mimar Sinan Üniversitesi'nde Tekstil ve Moda Tasarımı okuyordu.Benim kadar zaman alan bir bölümleri yoktu.Başka arkadaşlar olsa ev işlerinde,yemek,düzen gibi konularda tartısıp "Sıra sende!" Diye ikazda bulunurdu.Biz arkadastan öteyiz.Bu yüzden kim yemek yapmış,kim yemiş,kim hani bana demiş böyle bir durum hicbir zaman olusmadı aramızda.

İFFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin