Keşke...

119 12 0
                                        

Bunlar tesadüfi şeyler değildi.Allah'ın kurduğu sistem bu.Kendisini arayana yardım ediyordu.Seminer dagılmıştı.Nereden başlamam gerektigini az çok anlamıştım.Hemen kitapçıya gidip,hadis ve namazla ilgili kitaplar alacaktım.Telefonum çalıyordu.Bu muhakkak Ahmet'ti.Günün cogunlugunu uyuyarak geçiren Sevgili.

"Efendim canım?"

"Napıyorsun Hayatım.Dışarıda mısın?"

"Evet Hayatım.Kitapçıya gidiyorum.Yeni mi uyandın?"

"Yok 1 saat olmuştur.Kalktım duş aldım,simdi evden çıkıyorum.Sen okul yolundaki kitapçıya mı gidiyorsun?"

"Evet oraya gidiyorum."

"Tamam geliyorum.Görüşürüz."

Bugünkü semineri ona anlatmalıydım.Belki o da arayış içine girer,birbirimizi düzeltebilirdik.

Kitapçıya girdigimde hemen 'Dini' yazan rafların önüne yönelmiştim.Çok heyecanlıydım.Çünkü burası daha önce uğradıgım bir bölüm değildi. 'Hadi Râna artık yeni hayatını tanımaya başla!' demiştim kendi kendime.Gözüme ilk ilişen kitap, Ibn Kayyım el-Cevziyye'nin 'Hz Peygamberin Namaz Sünneti' kitabıydı.Bugünkü seminerde bu Alimden de bahsedilmişti.Tanıdık bir isim görür görmez kitabını aldım elime.Bir de aynı alimin El Fevaid kitabıydı.İçerikleri kesinlikle benim okumam gerektigini gösteriyordu.Bir adette namaz hocası diye küçük cep kitabı aldım.Gercekten içimdeki heyecan çok yüksek sevideydi.Kalbim çok hızlı atıyordu.Sanki bu heyecan biterse harap olacaktım.

Ahmet henüz gelmemişti.Bende kitapçının karşısındaki çay bahçesine geçmiş,gelmesini bekliyordum.Biraz küçük namaz kitabıma göz gezdirdim.Namazın nasıl kılınacagını,namaz içinde hangi sure ve duaların okunacagını gösteren fotograflar vardı.Gayet basit gibi görünsede benim için çoook zordu.Çünkü subhaneke dısında hiçbir dua bilmiyordum.Onu da sagolsun yetimhanedeki yemekçi Neziha Teyze öğretmişti.Zordu fakat üstesinden gelmek için çok çaba sarfedecektim.Artık sorumluluk edinmiştim bunu.Acaba bende öğrenip,öğretecek seviyeye yükselebilir miydim? İnşaALLAH deyip attım kitabı çantama.

"Pamuğum." Ahmet'in kadife sesiyle çıktım düşünce alemimden.Başımdan öperken biraz çekinmiştim.Sanırım İslam beni şimdiden korumaya almıştı.Ama şuan buna nasıl engel olabilirdim ki.Nasıl çekebilirdim kendimi sevdigim adamdan,gülüşünden,bakışından...

"Hoşgeldin." Sesim engel olamadıgım şekilde titrek çıkıyordu.

"Az kalsın kaza yapıyordum.O yüzden geç kaldım." Sigarasını yakarken elleri titriyordu.Sinirleri bozulmustu.

"Ne oldu Ahmet?" Korkuyla sandalyemden öne dogru eğildim. "Ne oldu diyorum Ahmet?"

"Yav şu caddenin ilerisindeki ışıklar var ya.Tam orada eli yüzü kapalı bi kız atladı arabanın önüne.Az kalsın arabanın altında kalıyordu.Elim ayağım titriyor sinirden.Önünü göremiyorsun madem aç yüzünü.Katil edecekti beni durduk yere." Gözlerim fal taşı gibi açılmıştı.Ahmet'in az kalsın birinin ölümüne sebep olacagına mı yanayım,yoksa bir kızın hakkında bu şekilde konuşmasına mı?

"Tamam sakin ol.Birşey olmamış çok şükür.Sakin ol!" Eliyle garsona çay işareti yaparken,bir nefes daha çekti sigarasından.

"Ya anlamıyorum ben böyle insanları.Neden bu kadar kapanıyorsun.Ölecek dereceye gelecek kadar neden?" Sinirlerim gerilmeye başlıyordu.Alnımdaki damarların yavaşça şiştigine emindim.Seminerden bahsetmek artık imkansızdı.

"Ahmet tamam büyütme.Ne yani önüne açık bi kız çıksaydı ona ne bahane bulacaktın.Kaza yapmadıgına şükredecegine,kızın peçesine laf ediyorsun.Kimseye birsey olmamıs bunun degerini bilsene.Yahu nedir senin bu kapalılardan alıp veremedigin?" Ne cevap verecekti bilmiyordum.Usulca sigarasından bi nefes daha çekip söndürdü.

"Râna,benim kimseden alıp vereceğim birşey yok.Ha önüme çıkan açık olsaydı ona da öfkelenirdim.Fakat peçe takıp önünü görmeyen,arabanın üstüne atlayan biri varsa karşımda o zaman tabiki daha fazla sinirlenirim.Çünkü bu körü körüne hayatını riske atmaktır.Asıl sendeki bu peçeli kız sempatisi nedir? Ne zaman böyle konular açılsa hemen savunmaya geçiyorsun."  Yüzü gergin,kaşları çatıktı.Dişleriyle alt dudagını kemiriyordu.

"Ben iyi olan bütün insanları seviyorum Ahmet.Beni hiç mi tanımadın? Evet onları koruyorum.Çünkü onlar,senin gibi ön yargılı,dış görünüşe göre adam kayıran her düşünceden korunmalı.Hani sen kimseyi dış görünüşüyle yargılamazdın? Herkes inancının gereğini yerine getiriyor.Sadece saygı duyamaz mısın? Çok mu zor.Tamam hata onun olabilir.Dikkat etmeliydi.Haklısın.Ama bu durum senin bu şekilde aşağılamanı gerektirmez ki.Benim sevdigim adam kimse hakkında bu şekilde konuşmazdı.Her insana ve düşünceye saygı duyardı.Ne oldu sana?"
Son sözlerimi yumuşak bir lisanla söylemiştim.Çünkü kimseyle sert bir şekilde konuşarak yola sokamazsın.

"Tamam haklısın.Konu uzamasın." Herşeyi öylece kestirip atmıştı.Seminerle ilgili anlatacagım hersey kursagımda takılı kalmıştı.

"Ee hangi kitapları aldın bakayım." Kitaplarımı ona göstermeyi düşünmüyordum.Fakat yalan söylemeyi de istemiyordum.Çantamdaki 'Stefan Zweig: Santranç' adlı kitabının oldugunu hatırlamıştım.Hemen çıkarıp onu gösterdim.Bu konuda uzun bir süreliğine kapanmıştı.Belki de tamamen.Keşke anlatabilseydim içimdekileri.Keşke...

İFFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin