İlk Kavga

173 16 0
                                    

Okulun girişinde Ahmet'in arkadaslarıyla karsılastık.Ahmet biraz laflayıp gelecegini soyledi.Hepsine selam verdikten sonra kantine gittim.Kermes baslamıstı.kantinin girisinden kermes yerine kadar uzanan yetimlerin büyük fotograflarını inceleyerek yürümeye basladım.İnsan bu fotografları görünce herhangi bi yiyecegi de almak istemiyor.Yoksulluk,sefalet,susuzluk,savas...
Hepsi bir arada.Olan cocuklara oluyor.Annesi babası gözlerinin önünde öldürülen Suriyeli cocuklar,susuzluk yüzünden agrı içinde can veren somalili kadınlar ve arkada öksüz bıraktıkları yavrular,birde  kendi dinlerinin dısında kalan insanları hic acımadan dograyan burmalı rahipler var.Annesinin kesilip atılmıs ellerine sarılan Arakanlı cocuk.Bu nasıl bir vahset.Kim cocuklarının bunları yasamasına,sahit olmasına dayanabilirdi ki? Daha önce bu kadar can yakıcı fotograflar görmemiştim.Agladıgımı selpak uzatan kızı görünce anladım.Sadece gözleri görünen kız omzumu sıvazlayıp uzaklastı yanımdan.Bizim okulda varlıklarını bıle bılmedıgım ınsanlarla karsılastım bu etkınlıkte.Cok ilgimi cektiler.Biraz sokuldum yanlarına ürkek adımlarla.Kimisi yemek standında,kimisi kitap standındaydı.Bizimkilerin verdigi parayı yardım kutusuna attıktan sonra kitap standının basındaki peçeli kızların yanına gittim.
Gayet sevecen ve sıcakkanlı bir sekilde muamele ediyor,yardımcı olmaya calısıyorlardı insanlara.Sonra farkettim ki onlar kimseye karsı ön yargılı değildi.Sıcak davranıslarına sasıran bizler ön yargılıydık.İnsanlar en nihayetinde.Dıs giyimlerinin,yasadıkları dinin önemi yoktu.İnsandık.İnsana hakettigi gibi davranmayan insanlar.
Kitap standında birkac kitap dısında hic görmedigim kitaplar vardı.Tüm kitapların içinde bir tanesi merakımı cezbetmisti.kapagında agzı polisler tarafından kapatılmıs,uzun basörtülü kızın oldugu...Kitabın adı da enteresandı. "Zamanın Zeyneb'i." Bu ne anlama geliyordu hicbir fikrim yoktu.Cantamın gözünden çıkarttığım 5 tl yi standdaki güzel kıza uzattım.Basımla selam verip cıkıs kapısına dogru ilerledim.Elimdeki kitabı cantama koydum.O sırada Ahmet yanımda belirdi.Bir yandan da içerde olup bitenlere anlam vermeye calısıyordu.Yetimler için yardım toplandıgını,aynı zamanda kitapların parasının da yetimlere bağışlanacağını anlattım. "Tamam canım sen sınıfa cık.Benim bi işim var gelirim birazdan." dedi.Ne işi oldugunu merak ettigim için sınıfa cıkmak yerine onu izlemeyi tercih ettim.Sag elini montunun cebine sokup gizlice birseyler yapıyordu.Daha sonra yardım kutusuna ilişti elleri.İyi bi miktar para bırakmıs olmalı.Ah sevdigim bana bile soylemedi ne işi oldugunu.Sen böyle nadir yasayan insanlardansın Ahmet.O gelmeden hemen sınıfa kostum.Eger onu dinlemeyip,oracıkta dikilip onu izledigimi görürse cok kızardı.Buna adımın Rana oldugunu bildigim kadar eminim.
Sınıf biraz serindi.O yuzden ceketimi ve beremi cıkartmadan öylece Ahmet'in gelmesini bekliyordum.Ahmet'le aynı bölümdeydik.Zaten fakülteye kayıt olmak için geldigimizde tanısmıstık.Basta gayet arkadasca takılırken,bu duygular yerini daha yogun hislere bırakmıstı.Ama biz arkadas olmayı hicbir zaman bırakmadık.Hala cok yakın arkadasız.Tabi birde Ahmet'in eski kız arkadaş faktörü var.İrem...Aynı sınıfta olmamız hic iç açıcı bir durum olmasada alıstım onun tepeden bakıslarına.Cok tınlamıyordum.Kendisinin yarı yolda bırakıldıgını düşünüyordu.Fakat Ahmet'in anlatmasına göre durum hiçte öyle degildi.İrem Ahmetlerin aile dostunun kızıydı.Cocukluktan beri tanısıyorlarmış.Cocukluktan beri aşıkmış Ahmet'e.Bir dönem karsılık bulamayan askı yüzünden depresif zamanlar gecirmiş.İrem'in ailesinin ısrarlarına dayanamayan Ahmet daha fazla zaman gecirmeye baslamıs İrem'le.İçinde ufacık bir sevgi olmadan.Bazı kızlar küçük bir bakıstan dahi ümitlenebilen varlıklar.İrem de bu katagoride.Zamanında Ahmet'e sevgilisiymiş gibi davranarak,onu kısıtlayıcı kurallar koymaya calısmıs.Fakat Ahmet iyi niyetinin kurbanı olmamıs,kızın ailesine daha fazla bu oyunu oynayamayacağını söylemis.Böylece kız arkadascılık bitmişti.
Fakat İrem beni hazmedemiyordu.Platin sarısı saclarını arkaya savurup,acık yeşil gözleriyle bana pis bakışlar atıp,sonra da bakıslarını deviriyordu.Öyle kibirliydi ki aynı davranısı sergilesem eminim cok hosuna giderdi.Ama yandan yandan gülümsüyordum.Dedim ya hiç tınlamıyordum.Sinirleri zıplamış olacak ki homurdanıp önüne döndü.Basımdaki eli hissetmemle arkama dönmem bir oldu.Ahmet ne zaman gelmişti.Anlasılan İrem'in pis bakışlarını görmek istemediğinden sınıfın arka kapısından girmişti.
Yanıma sokuldu.Basını omzuma koyup "Bugün gerçekten cok açım." dedi.Hala nasıl kahvaltısını yapmadıgına sasırmıs bir sekilde baktım yüzüne. "Sen kantinden gelmiyor musun? Niye birseyler alıp yemedin?" kızmıstım O'na. "İştah kalmadı ki.Biraz fotografları inceledim.Kadınlar aclıktan ölmüş.Karsılarındaki masaya oturup kesilmiş kolla bakısarak nasıl yemek yiyeyim?" haklıydı.Yiyemezdi.Bunları belki birkaç saat içinde unutacagız.Fakat o çocuklar ömürleri boyunca (tabi hala yasıyorlarsa) bunu asla unutmayacaklar.Kalbim sıkışmıştı.Hüzünlenmiştim.Sonra aklıma peçeli kızlar geldi.Ahmet'e onların bizim okulda okuyup okumadıklarını sordum. "Bilemiyorum.Ama burada okuyor olsalardı muhakkak bilirdik.Görürdük.Zaten bu şekilde yasak değil mi? Sonucta yüzleri görünmüyor.Peçenin altındaki kız mı erkek mi belli degil.Bana sorarsan bu şekilde okula alınmaları yasak olmalı." Bunları soyleyen gercekten Ahmet mi? Yanlış duymadıgıma eminim.Evet Ahmet. "Sen neler söylüyorsun? İnsanların ne giydikleri bizi ilgilendirmez Ahmet! Bu nasıl bi önyargı.İnan bunu senden beklemezdim." Gercekten sinirlenmistim.Ahmet'in bu görüşü saygımı haketmemişti.Onunla zaman zaman farklı düşüncelerimiz olurdu.Fakat daha önce hicbir düşüncesi sinirlenmeme sebep olmamıstı.
"Aşkım ben kimin nasıl yasadıgıyla ilgilenmiyorum.Buna lafım yok.Sadece Allah askına peçe nedir ya? Okulda simdi bi patlama olsa gözler ilk onların üzerinde toplanmaz mı?" Gercekten sacmalıyordu artık. "Ahmet! Neden onlar suclu olsun ya? İnsanlara yardım toplayanlar mı bomba patlatacak? İnsanların iyiligini senden benden cok düşünenler suanda asagıda.Kantinde.O cok etkilendigin fotografları görene kadar,hangi yetime el uzattık? Bende yetimim Ahmet ve o kızları cok takdir ediyorum.O fotograftaki cocukları da,onlara yardım etmek isteyenleri de en iyi ben bilirim.Medya insanlara öyle seyler empoze ediyor ki,hepimiz koyun gibi onlara inanıyoruz.Bırak bu sığ düşünceleri.O insanlar nasıl bizim dıs görünüşümüze laf etmiyorlarsa,sende edemezsin! Dinlerini bu şekilde yasamak onlar için daha samimi geliyor demek ki.Bu şekilde düsünmek aklına geldi mi?" Ahmet konuyu daha fazla uzatmadı.Son sözümü soyledikten sonra mahcup olmus olacak ki,önüne döndü.İrem'in çirkin bakısları ve sinsi gülüşüyle daldığım yerden cıktım. "Önüne dön!" Ahmet'in sesini daha önce hic bu kadar tehditkar duymamıstım.İrem'in mutlulugunun sebebi elbette tartısmamızdı.Fakat Ahmet o kadar sesli ikaz etmişti ki,herkes sesi kesip bize odaklanmıstı.İrem hemen önüne dönmüştü.Resmen burnundan soluyordu.Yandan yüzüne baktıgımda dişlerini çenesine bastırdıgı için,yanagından alnına dogru cıkan damarlar şişmişti.Elini tutup kendime dönmesini sagladım. "Sakin ol!" gözleriyle dudaklarımdan cıkan cümleyi takip ediyordu.Dayanamıyordum ona.Her bakısı kalbimdeki çekim gücünü arttıyordu.Sonra Ogün hocanın selamıyla bizde önümüze döndük.

Ara oldugunda Ahmet son derse girmeyecegini söyleyip,basıma bi öpücük kondurup gitti.Fazla mı üstüne gitmiştim? Onu üzmüştüm evet.İlk kavgamız diyebilirdim.Sınıftan birkac kızla kütüphaneye cıktık.Ogün hocanın arastırmamızı istedigi konular vardı.Onları halledip kafamı rahatlatmak istiyordum.Merdivenleri cıkarken kantinde gördügüm peçeli kızlardan ikisi hızlı adımlarla asagıya iniyorlardı.Ne oldugunu merak edip onları takip ettim.Koşarak gittikleri yer kantinin yanındaki ufak mesciddi.Koşarak gittikleri şey namazdı.

İFFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin