Birkaç dakika baygın kalmıştım.Bu hafta ikinci kez oluyordu.Başımdaki sancı azalıyordu.Ahmet uyandıgımın farkında değildi.Öndeki arabalara küfürler sayarak gazı köklüyordu.Alt tarafı bayılmıstım.
"Ahmet." dedim yavaşça dogrularak.
"Rana iyi misin?" soruyu sorarken arabayı yavaşça saga yaklastırıp,el frenini çekmiş,kontağı kapatmıştı.
"Ne oldu sana Rana.Bak senin canını sıkan birşeyler var.Biri birşey mi yaptı.Neydi o halinin sebebi?" cevabını bilmedigim sorular soruyordu.
"Canım iyiyim.Birşey olmadı.Uykum açılsın diye kendimi rüzgarın kollarına bırakmıştım.O da beni alıp yere fırlattı." gülümseyerek anlatıyordum.Her ne kadar inanmadığını bilsem de hala gülümsüyordum.Sokağa girdigimizde Nazım Amcanın bakkalda oldugunu görmüştüm.
"Ahmet dur! İneyim ben burada."
"Ne inmesi Râna?"
"Ya Nazım Amcayı gördüm.Gidip biraz onunla oturayım.Sonra geçerim eve." uykum var diye vakit geçirmekten kaçan ben,şimdi bakkalda oturmak istyordum.Bozuk atması an meselesiydi.
"Tamam ama sakın üşütme.Orası soğuktur filan hemen eve geçersin oldu mu?"
"Tamamdır.Anlaşıldı." kocaman sarıldıktan sonra indim arabadan."Ayşe Teyzeeem.Sende mi buradaydın.Dısardan Nazım Amcamı görünce bir selam vereyim diye gelmiştim.Nasılsın?" Ayşe teyze boncuk gözlü,kırmızı yanaklı,tonton biriydi.Aşırı sıcakkanlı,samimiydi.Çok severdim onu.Üstünde yemeni dedikleri başörtüsü vardı,göbeğine kadar inen.Altında basma etegi...Özünden ödün vermeyen insanlardı.Nazım amca yazları lastik ayakkabı giyer "Emme de rahat oluyor." derdi :)
"Elhamdulillah her halimize.İyiyiz yavrum.Evde otur otur canım sıkıldı.İndim Amcanın yanına.Sen neler yaptın görmeyeli,okulu ne ettin?" Okul bana neler etti bir bilsen diyemedim.
"Ne edem,aynı devam işte.Haftaya sınavlar başlıyor.Etrafı son bir kez göreyim dedim."
"Tövbe de gı.O ne demeymiş.Sen akıllısın.Yaparsın." Nazım Amcayla da hatırlaştıktan sonra,Ayşe Teyzemi bulmuşken sormak istedigim başka şeyler vardı.Aslında her ikisinden de öğrenmek istedigim seyler.Anne Baba yerine koyardım onları.Yol yordam gösterirlerdi.Dinlerini eksiksiz yaşamaya gayret ediyorlardı.Nazım amcamın dükkanının dışında sık sık "Namaza gittim.Gelcem insallah." yazısını görmek mümkündü.Allah'ı tanımak istiyordum.Kim oldugunu,tüm bu dünyaya nasıl güç yetirdigini,bizden ne istedigini...
O'nu gercekten tanımak istiyordum.Aynı zamanda korkuyordum.Birşeylerden mükellef olmamızı istedigi aşikardı.Fakat bunları yerine getirmezsek bizi ne tür tehditlerin bekledigini bilmiyordum.Nazım Amca sorularımı tek tek cevaplandırmaya başladı.
"Yerleri,gökleri ve ikisi arasında dolaşan herşeyi yaratan Allah'tan bahsediyoruz.Şu ellerini görüyor musun,dünya üzerindeki herşeyi gören gözlerini,tek tek lokmalarını çiğnedigin dişlerini,kirpiklerini...Bunların hepsini yaratan Kudret sahibi olan Allah'tan bahsediyoruz.Allah'tan bahsetmek çok büyük bir cürrettir.Allah diyoruz,O'nu anlatmaya çalışıyoruz.Bu mümkün degil kızım.O'nu anlatan dillerimiz sınırlı,O'nu düşünen akıllarımız sınırlı,O'nu yazacak düşüncelerimiz sınırlı.Sonsuzluk ancak O'na mahsustur.Merhametini anlatmaya başlasam az gelir.Korkarım O'nu eksik anlatmaya.Korkarım.Şu sınırlı akıl sınırsız olanı nasıl anlatsın sana be Kızım.O'nu idrak etmeye beşerin takati ve kabiliyeti yetmez.Allah şu muazzam evrenin,şu sanatın sanatkarıdır.O ol demese şu elim havaya kalkmaz,O ol demese şu ayagım bir adım ileri gitmez.İşte onun ne kadar büyük oldugunu ve herşeye gücünün yetebileceğini görebiliyor musun? O bizden bir saniye vazgeçmemişken bizim ne haddimize O'ndan vazgeçmek? Yavrum; tüm cevaplar gözünün görebildigi yerlerdedir.Sen O,nu Kur'an ve Sünnette ara." İki damla yaş süzülmüştü sakallarının arasına.Gözyaşlarımı silip hiç birşey söylemeden hızlıca çıkmıştım.Kar şiddetini arttırmıştı.Ahmet'e verdigim sözü tutmak için adımlarımı sıklaştırmıştım.Bakkalda anlatılanları düşünüyordum.Artık etrafıma daha anlamlı bakmaya başlamıştım.Avuc içimi havaya kaldırıp,bir kar tanesini yakalamıstım.Yıllar önce bir yazıda,her kar tanesinin farklı sekilde oldugu ve birbirlerine yapışmadan yağdığını okumustum.Evren bunu kendi kendine nasıl aklediyordu? Bunu bugüne dek hiç düşünmemişim meğer.Son 3 saattir sadece O'nu düşünüyordum.Nazım Amcanın söylediklerini.Yarın okul yolundaki kitapçıya uğrayıp Kur'an Meali alıp okuyacaktım.Telefonum çalmıştı.
"Efendim hayatım." Ahmet'e evde oldugumu yazmamıştım. "Seni ancak arayabildim canım.Annemin yanındaydım.Yarın mahkeme var biliyorsun.Onu razı etmeye calısıyordum.Ama olmadı Rana'm.Babamı aklından da kalbinden de cıkartmış." Benim kara gözlü yârim.Ben mahkemeyi tamamen unutmustum.Yarın onu yalnız bırakmamalıydım.
"Aşkım demek ki hayırlı olan buymuş.Seni teselli edecek bir cümle bulamıyorum.Allah böylesini uygun görmüş.Üzülme diyemem üzül.Fakat kendini yıpratma." Nasıl yıpratmasın Rana.Ne saçma bi cümle bu şimdi.
"Yarın benim yanımda olur musun? Bir aşktan nasıl bu kadar çabuk vazgecilir izleyelim seninle.Birbirlerini nasıl bırakabilirler Rana.Öyle büyük bir tutkuyla evlenmişler ki.Annem üniversiteyi bırakmıs babamla evlenmek için.Babasını karsısına almış.Simdi ondan ayrılmak için dava açtı ya.Sen olmasan asla kimseye aşık olamazdım.Sana çok güveniyorum.Seni seviyorum." Beni seviyor ve güveniyordu.Peki ya birgün ayrı yollara girersek.Beni sevmeye devam eder miydi? Bilmiyordum.Onun her zerresine aşıktım.Güldügü zaman gözlerinin küçülmesine,düşünceli oldugu anlarda parmak uçlarını sakallarının arasında dolaştırmasına,sıra sıra dizilmiş kirpiklerine,öyle güzellerdi ki oturup tek tek sayabilirdim.Kalbine aşıktım.Haklı oldugunu bildigi tartışmalardan sonra bile "çay ısmarlasana bana :)" diye mesaj atışına aşıktım. "Aşkta gurur olmaz,sadece zaman kaybetmiş oluruz." deyişine aşıktım. "Yarın seninle olacagım Kömür Gözlüm." Sabah erkenden buluşmak için sözleşip telefonu kapattık.Gerçekten artık uyumak istiyordum.Zihnim otobüste ayakta kalan insanlar gibi tıkış tıkış düşüncelerle doluydu.Hiçbiri inmesi gereken durakta inmiyor,aksine her duraktan baska baska yolcular biniyordu.Düşüncelerimden bir tanesini çözemeden başka düşüncelerle uğraşıyordum.İki haftada yaşlanmıştım resmen.Artık uyumalıyım Allah'ım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İFFET
Teen FictionOnunla karşılaştığım ilk an içimdeki kıpırtı hem ürpermeme hemde hüzünlenmeme sebep olmustu.Simsiyah gözleri kahverengi gözlerime ulaştığında,kalbimin duracagını hissettim.Bunu gerçekten hissettim.Öyle ki kalbim kaburgamı kırıp çıkma konusunda cok k...