Hava cok sessiz ve durgundu.Ruhum havaya aksetmiş gibiydi.Ahmet'i merak ediyordum.Evine gitmeyi dahi düşünmüştüm.Ailesiyle yasamayı 2 yıl önce bırakmıstı.Babasıyla iyi geciniyordu fakat annesinin üzerinde kurmaya calıstıgı baskı onu bunaltıyordu.Ahmet'in Kiminle görüşüp kiminle görüsmeyecegine dair kararlar alıyor ve bu yaptırımı onun üzerinde uygulamaya calısıyordu.Bunu ilk görüşmemiz de yüzüme söylemekten hic cekinmemişti.
O gün çok önemli bir ödevi yetistirmekle ugrasıyordum.O kadar odaklanmıstım ki telefonumun masanın üzerinde cıkarttıgı titreme sesiyle yerimden sıcramıs,elimde yudumladıgım kahvemi bir güzel ödevi gecirdigim kagıta döküvermiştim.
Aaaaaaaah! Hemen kagıtları masanın üstünden alıp sallamaya basladım.Ne yazık ki 5 sayfalık yazıdan geriye sadece 2 sayfa kalmıstı.Aynı şeyleri tekrar yazmaya o kadar üşeniyordum ki.Telefonun üçüncü kez çalışına yetişmiştim. "Efendim." sesim biraz kızgın mı cıkmıstı ne? "Bebegim? Sesin bi tuhaf geliyor.Ne oldu?" Şimdi ne deseydim.Elimdeki kahveyi özenle yazdıgım ve bitirmek üzere oldugum ödevimin üzerine boca ettim.Nasıl mı? Senin çağrınla sıcradıgım için oldu hepsi.Sen suclusun! Hepsi senin yüzünden oldu! Tabiki bunları söylememiştim.
"Ya yarın ki ödevi yetistirmeye calısıyordum.Dalgınlıkla kahve bardagı elimden kaydı.Kagıtların üzerine döküldü.Simdi bütün ödevi başa sarıcam.Neyse ne yapıyorsun?" Ne kadar çaktırmamış olsam da eminim bütün bu yasananlarda kendisinin de payı olduğunu tahmin ediyordu. "Kızlar müsade ederse geleyim birlikte yazalım.İster misin?"
Bu aslında gerekmiyordu.Kendi basıma yapamacagım birsey degildi.Ama gelmesini ne kadar bu kadar cok istiyordum? Hayır hayır.Burası bizim mahremiyetimiz ve bu eve giren erkek sayısı Nazım Amca,tesisatcılar ve modem baglamaya gelen kişilerden ibaretti.Böyle birseyi daha önce hic teklif etmemişti.Hasta oldugum zamanlarda dahi beni hastaneye götürüp,dairenin kapısına kadar bırakmıstı.İçeriye girmek gibi bir bahis olmamıstı.Evet kesinlikle ödevimin kendisi yüzünden heba oldugunu biliyordu. "Yok askım ya.Aynı yazıları tekrar yazıcam.Zor degil.Sen neden aramıstın?" Merak ediyordum.Cünkü gün boyu bu ödevle ilgileneceğimi biliyordu.Aramazdı. "Ihh sey.Ben az önce biraz annemle konusma fısratı buldum da.Ona senden bahsettim.Tanışmak istiyor.Haftasonu akşam yemegi yesek senin için uygun mu?" Neee? Akşam yemegi mi? Hemde kayınvalidemle.Nefesim lavlarını dısarıya püskürtmeye calısan volkan gibi yanıyordu.Saclarımın dipleri terlemeye baslamıstı.Daha önce hic kimseyle tanıstıgımda bu kadar heyecan yasamamıstım.Telefon kulagımda,Ahmet birseyler soruyordu fakat sesler birbirine karısmıs sekilde bir delikten girip yuvarlanarak digerinden cıkıyordu. "Ahmet,nasıl tanışayım ben annenle.Korkuyorum.Cok heyecan yaparım.Simdiden basladım.Karsısında nasıl konusacagım?"
"Rânacıgım! Annem de sıradan bi insan.Baskalarıyla nasıl konusuyorsan öyle konuşacaksın.Amuta kalk demedim ki." Ortamı yumusatmaya,heyecanımı bastırmaya calısıyordu.Nafile.
"Ne komik.Of Ahmet bilemiyorum.Tanısmayı cok istiyorum ama daha önce bunu deneyimlemedim.Annen nasıl kızlardan hoslanır?" Bunu sormam sacmalıktı bence.Sonucta kim olursa olsum benliğimden asla ödün vermezdim.Yanlış buldugum seyleri karsımdakinin yüzüne söylemekten asla cekinmezdim.Buna hocalarımızda dahil. "Senden sadece kendin olmanı istiyorum.Tüm durulugunla otur annemin karsısında.Tüm samimiyetinle konus.Ben seni bu sekilde tanıdım ve sevdim.Annemin de seni dogal halinle tanımasını istiyorum." Bekledigim cevaplar hep ondaydı.Kalbimden gecenleri tek tek söylemisti.Seviyorum var mı? "Tamam haftasonu sizinleyim." Her ne kadar odak noktam artık baska yer olsada ödevimi zar zor bitirmis,ertesi gün erkenden gidip teslim etmiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İFFET
Teen FictionOnunla karşılaştığım ilk an içimdeki kıpırtı hem ürpermeme hemde hüzünlenmeme sebep olmustu.Simsiyah gözleri kahverengi gözlerime ulaştığında,kalbimin duracagını hissettim.Bunu gerçekten hissettim.Öyle ki kalbim kaburgamı kırıp çıkma konusunda cok k...