Ah Mukaddes.

129 10 0
                                    

Gitmişti...

Yüreğimi paramparça edip gitmişti.Ahh Mukaddes.Ahh iffet abidesi,minik,sevimli Din Kardeşim.İçimde açtığın yarayı bir görseydin simdi.Yüreğimin alev alev yandıgını.Hiç sönmeyecek olan bir ateşi kavlayıp gittiğini bir bilseydin.Kalbimde binlerce hayal kırıklıgı yasıyordum.Nefes aldıkca batıyordu sanki.Nereye gidecegimi,ne yapacağımı bilmiyordum.Mukaddes hayatıma o kadar güzel dokunmustu ki.Cok kısa bir zamanda tüm güzelliğini hayatıma aksettirmişti.Vallahi kalbimde o kadar büyük bir yer boşalmıştı ki,yeri bir daha dolar mıydı bilmiyordum.Ne acı bir gerçek bu doktor hanım.Ne acı şeyler söylediniz siz.

"Kızınızı kaybettik.Başınız sağolsun."

Siz ömürleri boyunca bir tane evlada sahip olmuş bu ana-babaya nasıl söylediniz bunları.

Hatice Teyze'nin çığlığı kulaklarımdan gitmiyordu.Kanadı kırılmıştı artık.Bir annenin nasıl öksüz kaldıgına şahit olmuştum.Amca dizlerinin üstüne çökmüştü.Havaya bakıyordu gözyaşları sicim gibi yagarken.Hiç birsey söylememişti.Ne bir isyan,ne bir haykırış...Sadece aglıyordu.Ahmet hemen yanına çömelip,elini tutmuştu.O da ağlıyordu.Bir babayı böyle görmek kanına dokunmuştu.Hele ki babasına bu denli bağlıyken.

Ne yapacağımı şaşırmıştım.O an gercekten neler oldugunu idrak edemiyordum.Bunlar gercek miydi,yoksa ben derin bir uykuda mıydım? Evet bunlar gercekti ve ben hepsini canım yana  yana hissediyordum.Hatice Teyze'ye baktım.Başını hastanenin soğuk duvarına dayamıs,dua ediyordu.Neler söylediği duyulmuyordu.Kızını kaybetmiş bir Ana.Ne dese karşısındaki onu anlayabilirdi ki? Kim hissedebilirdi onun içindekileri? Ne fırtınalar kopuyordu Allah bilir.Ben hala ayakta dikilmiş etraftaki insanları izliyordum.Arkadaşlarımın birbirine sarılıp agladıgını.Kendimi görmek istiyordum.Cok kısa bir zamanda cok candan kardeş oldugum birini kaybettiğimde dısardan nasıl göründügümü...

Okulda Ahmet'ten cok onunla vakit geciriyordum.Kantine gittigi zaman bana aldıgı zeytinli poğaçayı özleyecektim.Kitap okudugunda cok begendiği bir satır olursa heyecanla yanıma gelip 'Rana bu kısmı kesinlikle okumalısın.' dedigi anları özleyecektim.Her sabah muhakkak 'Hayırlı sabahlar uhtim (kızkardeşim)' mesajını özleyecektim.Ne zaman dini bir söyleşi,program olsa muhakkak bana haber verişini özleyecektim.Ona cok fazla alışmıştım ve okulu bana sevdiren bir insan haline gelmişti.Sıkıntılı her anımda yanımda bitiyor,keyfimi yerine getirip beni hayata tekrar transfer ediyordu.

Hayır hayır.Buna asla alışamayacaktım.Ne zaman islami bir şey görsem onu hatırlayacaktım.Allah'a dua ederken,Peygamberimi anarken,Sahabeden bahsederken,Namaz kılarken,Ezanı dinlerken...Her zaman onu da düşünecektim.O hep aklımda,o hep kalbimde olacaktı.Okudugum her satır da,akıttıgım her gözyaşında...Özledim seni Mukaddes.Ben birisi öldükten sonra hayata nasıl kaldıgı yerden devam eder bilmiyorum.Çok üzgünüm Mukaddes.Ben senin kadar iyi bir dost olamadım.Seni kaybettim.Biliyor musun ben ışığımı kaybettim.Seni özledim.Daha şimdiden buram buram...Burnun direği sızlarmış.Annemle babamı her düşündüğümde bu hissi yasadım ben.Şimdi sende gittin.Bu hisle yaşamaya alışmalı mıyım? Yine yetim kaldım Mukaddes.Ben yarım kaldım.Beni tamamlamadan gittin.Davetin yarım kaldı.Fakat şunu hiç unutma; Senin ecrine ecir katmak için daha güzel yaşayacağım.Öğrettiğin herseyde seni de anarak devam edeceğim hayatıma.Kıldıgım her namazda,tuttugum her oruçta.Niyet ederken kalbimden seni geçireceğim. 'Rabbim bunları öğrenmeme o vesile oldu.Onu çok sev ve çok merhamet et.'

Bugün hava cok güzel Mukaddes.Mezarın yüzlerce çiçekle donatıldı.Belki de şimdi çok daha güzel bir bahçedesin.Allah biliyor ya seni kötü bir mecra da düşünemiyorum.Yüzüme düşen her yağmur tanesi,yüzlerce kez gözyaşı döktüğüm yüzüme değen ellerin gibi.Ben ağladım sen sildin.Şimdi yine temizliyorsun gözyaşlarımı.Mezarından bir avuç toprak aldım.Hakkını helal et.Yerin firdevs olsun.

Mezarına sarılmış aglıyordum.Ahmet burnunu çekip çömeldi yanıma.

"Ranam..."

Sesi boğuk geliyordu.Üzüldüğünü biliyordum.Ama şuanda Mukaddes dısında birsey düşünemiyordum.

"Ahmet bugün 1 hafta oldu değil mi?"

"Evet canım."

"Daha da uzaklaştı değil mi?"

"Belki de o şimdi çok mutludur.Sen değil miydin 'Çok güzel ve dikkatli yaşıyor.Günaha bulaşmamak için çok çaba sarfediyor' diyen.Şimdi bu kadar üzülmek neden? Allah için yaşamış bir kimsenin sonu hüsran mıdır sence? Sen değil miydin 'O (Allah) çok merhametli.' diyen? Rana,o umarım çok mutludur.Sende onun adına mutlu ol."
Ahmet'in söyledikleri bir müddet mantıklı düşünmeme neden olmuştu.Öyle ki kafam hic yerinde değildi.Sonra bi Hadis geldi aklıma.

"Resûl-i Ekrem bir kız çocuğunu kucağına aldı,bir saat kadar böyle kaldı ve kız çocuğu, ruhunu Hakk'a teslim etmişti.Bu sırada Ümmü Eymen yüksek sesle ağlamaya başladı. Hz. Pey­gamber, feryad ederek ağlamaktan onu engelleyince "Ben seni ağ­larken görmedim mi ya Rasulullah! Zaman zaman siz de ağlamı­yor musunuz?" dedi. Bu esnada Peygamberimiz şu cevabı verdi: "Ey Ümmü Eymen, benim ağlayışım sabırsızlıktan kaynaklanan feryâd-ü figan tarzında değildir. Ben, merhametimden ağlarım. Şüphesiz mü'min her durumda hayr ister, hayr üzeredir. Ruhun kabzolunuşu, onun için bir hayırdır, bu yüzden Allah'a hamd eder."

Peygamberimiz burada şunu demek istemişti.Sen ölüye ağlıyorsun.Halbuki ölü durumundan memnun.Durumundan memnun olana ağlanır mı?

Yüreğime su serpen bu hadisle kalkmıştım ayaga.Daha güçlü hissediyordum.Peki yüreğimin yangınına bu suyu getirip,ateşimi söndürmeme vesile olan Ahmet'e ne demeli? Kendimi kaybettiğim,belki de isyana düşeceğim şu vakitte beni ayağa kaldırdı.Ellerimden tutamasa da,yüreğimden tuttu.Mukaddes bir keresinde 'bana neden bu kadar yardım ediyorsun?' diye sorduğumda bana şu şekilde cevap vermişti. ' Çünkü senin kalbinin temizliğini görebiliyorum.Bunu hissediyorum ve sana deger veriyorum.Sevdigim biriyle kurtulusa erip,cennete girmek istiyorum.Oraya birlikte gitsek ya? :)' demişti.Şimdi onun benim için yaptığı herşeyi bende Ahmet için yapacaktım.Kendime suandan itibaren söz vermiştim.2 hafta sonra gidecek olan Sevdiğimle,Rabbim arasında köprü olacaktım.

"Ahmet sana verdiğim Kuran'ı okudun mu?"

"Okumaya başladım Râna." Öyle mutlu olmuştum ki.Bu inanılmaz bir duyguydu.Onun için gösterdiğim çabaya,karşılık vermeye başlamıştı.Utangaç bir yüz ifadesiyle tebessüm edip,başımı yere eğmiştim.

Bizden birkaç metre ötedeki Zeyneb ve Sevgi'ye doğru usulca yürümeye başladık.İki yandan koluma girdiler.Arkamda bıraktıgım Mukaddes'e son kez baktım.Şimdilik son,hiçbir zaman son olmayacak şekilde.Tebessüm edip,yanagımdan süzülen son damlayı silerek sesli bir sekilde selam verdim.

"Asselamunaleykum Uhtim."

İFFETHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin