Stor perdemin acılma sesiyle uyandım.Sevgi dikmiş gözlerini bana bakıyordu.Bu koku kahvaltıya cagrıldıgımı ifade ediyor olmalı.Hemen yorganı üstümden atıp,yastıgımın altındaki tokayla saclarımı tepeden dagınık topuz haline getirdim.Sevgi'nin koluna girdim.Bide öpücük aldıktan sonra lavaboya kadar bana eşlik etti.Elimi yüzümü bol suyla yıkadım.Çekik olan gözlerim şişmiş,daha da ufalmıstı.Biraz aynayla bakıstıktan sonra Zeynep'in sesiyle irkildim.Sesi cok tiz cıkmıstı.Odaya girdigim de Zeynep masada oturuyordu.Sevgi de son bardaga cayı döküp hemen Zeynep'in yanına oturmustu.Zeynep siyah dalgalı saclarını basının arkasına dogru iterek haydi gel diye işaret etti eliyle.
Ekmek kızartması her pazartesi vazgeçilmezimiz.Sanırım bunu pazartesi sendromunu unutmak için yapıyoruz.Fakat Sevgi'ye gelen mesaj bize haftanın ilk günü oldugunu tekrar hatırlatıyor. "Cimri Handan'ın dersi ilk saate alınmıs.Sakın gec kalmayın." WhatsApp grubundan gelen mesajı sesli bir sekilde okumustu.Zeynep gözlerini devirip hiç memnun kalmadığını net belli etmişti.Cimri Handan çizim dersine giriyordu.Hiç birseyi kolay kolay begenmez,kusur bulmak için elinden geleni yapardı.Eger not vermemek gibi bir secenek olsaydı,kimseye bir gram not vermezdi.Bu yüzden ona Cimri Handan diyorlardı.Kızlar hızlıca kahvaltılarını yapıp,hazırlandılar.Cıkmadan elime para tutusturdular.Kermeste yardım kutusuna atmam için.Kahvaltıda biraz cıtlatmıstım unutmamıslar.Saglı sollu öpücükleri kondurup hızlıca cıktılar.Bende kahvaltımı bitirip masayı topladım.Bulasıkları makineye dizip odama gectim.Hazırlanmaya basladım.Biz Türkler de adettir havayı kontrol etmek için elimi pencereden dısarıya uzattım.Hmm hava gayet güzel.Üstüme siyah beyaz çizgili kazagımı,altıma kot pantolonumu giydim.Saclarımı tarayıp serbest bıraktım.Gerekli kitaplarımı da sırt cantama yerlestirdikten sonra siyah deri ceketimi ve aynı renk beremi alıp cıktım evden.
Otobüs duragına vardıgımda telefonumun caldıgını farkettim.Acar acmaz konusmasına fırsat vermeden ben girdim lafa "Canım.Günaydın." Arayan Ahmet'ti tabiki.
"Günaydın yumuk gözlüm.Cıktın mı evden?"
"Evet hayatım otobüs duragındayım.Sen nerdesin?"
"Bende şimdi cıktım.Kahvaltı yaptın mı? Ben yapamadım daha.Beraber yapalım."
"Bitanem ben yaptım ya.Ama çay içerim uyar mı?"
"Tamam bekle beni boncugum geliyorum.Binme otobüse."
Neden hep arabayla gidecegim zaman bu kadar erken geliyor bu otobüs.Herkes otobüse dolusunca durakta oturma yeri oldugunu gordum.Bu basıma ilk kez geliyordu heralde.Derse 2 saat olması beni rahatlatsa da,içimdr degisik bir ruh hali vardı.Sıkıntı desen degil,mutluluk desen degil.Ne oldugunu tam olarak ayrıstıramıyordum.Neyse ki bu düşünce havuzundan kurtardı beni Sevdiğim.Nasıl güzel gülüyor.Ben görüyorum kimse görmüyor.Siyah ne kadar fazla koyu olabiliyorsa onun gözleri o kadar koyu,o kadar derin...Hani bir rüya görürsün ve alarmın caldıgı anda isyan eder tekrar uyuyup rüyan devam etsin istersin ya,iste bu kara gözlü adamı her gördügümde tam olarak bunu hissediyorum.Yanımdan bir saniye ayrılmasın,gün onunla baslasın onunla bitsin istiyorum.Sevmek/sevilmek dünyanın en güzel hissi.Hele ki onu sevmek.Arabaya bindim.Hasretle sarıldım.Sanki bu onu son görüşümmüş gibi.Daha önce hic böyle sarılmamıstım.O da bana karsılık verip doladı kollarını sırtıma.Otobüsün kornasıyla ayrıldık gülüşerek.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İFFET
Genç KurguOnunla karşılaştığım ilk an içimdeki kıpırtı hem ürpermeme hemde hüzünlenmeme sebep olmustu.Simsiyah gözleri kahverengi gözlerime ulaştığında,kalbimin duracagını hissettim.Bunu gerçekten hissettim.Öyle ki kalbim kaburgamı kırıp çıkma konusunda cok k...