SAKLI KALAN

26. bölüm

Aslıyı okula bırakıp eve gitmek için yola çıktım bende. Trafiğe tutulmuştum canım sıkıldı.  Emreyi aradım.
N- Kardeşim naptın, neredesin.
E- İyi ipekle kahve içiyoruz Mado'dayız.
N- Nasıl yani ipek okulda değil mi?
E- Yoo tam karşımda gözlerimin içine bakıyor.
Hayırdır bir problem mi var oğlum nesine şaşırdın bunun.
N- Yok ya tamam yok birşey. Hadi görüşürüz.

Aslı'nın arabadayken telefonuna mesaj gelmişti.  Bana, İpek beni kantinde bekliyormuşta onu söylüyor demişti. Bana neden yalan söyledi bu kız şimdi. Kimden geldi mesaj da böyle yalan söyleme gereği duydu acaba. Çok saçma bu işte bir yanlışlık olmalı. Aslı bana asla yalan söylemez.  Eve gitmekten vazgeçip u dönüşü yapıp okula geri döndüm. Marmara üniversitesi İşletme Fakültesi önünde beklemeye başladım. Eminim bir açıklaması vardır. Haber vermeyeyim en iyisi süpriz olsun. Yarım saat sonra kapıda gördüm aslıyı. Tam sağ elimi kaldırdım seslenecektim ki. Aslı gülümseyerek arkasını döndü. Yanına bir tipsiz yaklaşıp koluna girdi.
Sakin ol nihat, sakin ol.
Kendime engel olamazsam eğer. İçime sığmayan öfkem kötü şeyler olacak diyor.

N- Aslı!
A- Nihat, canım sen gitmemiş miydin?

N- Yok gitmedim sana süpriz yapmak istedim ama bana süpriz oldu.

A- Ben sizi tanıştırmadım. Bu Melih benim sınıftan arkadaşım.
Melih buda erkek arkadaşım Nihat.

Melih: ooo bizim prensesin kalbini çalan sizsiniz demek.

Nihat: Kalp çalmakta ve kafa kırmakta üstüme yoktur. Bir daha o eline, koluna sahip çıkıyorsun ve Aslıya iki metreden fazla yaklaşmıyorsun.

Melih: Sen kimsin! Sana mı soracağım yakalaşıp yaklaşmayacağımı?

Aslı: hey hey! N'oluyor ya bir kendinize gelin önce. Melih sen kusura bakma bir yanlış anlaşılma oldu sanırım.
Nihat lütfen gidelim. Lütfen!

Kolumdan tutup uzaklaştırdı aslı beni. Uzaklaştırdı uzaklaştırmasınada sinirden geberiyorum şuan. Sen kimsin dedi herif ya! Ulan asıl sen kimsin benim sevgilimin koluna girmiş. Ben seni oraya gömmesini bilirdim ya neyse şimdilik aslıya dua et bakalım.

N: Kemerini tak.

A: Nihat noluyoruz?

N: Aslı kemerini tak!

Tamam tamam taktım. Hayırdır ne bu tavrın? Melihe neden öyle davrandın. Bak o benim...

Nihat, nihat yavaş ol. Kaza yapıcaz. Ya korkuyorum. Nihat durdur şu arabayı.
Ya konuşsana noldu? Neyin var?

Ne kadar hızlı kullandığmın farkına varmamışım. İbreyi görünce yavaşlayıp sahil kenarında durdum.
Arabanın durmasıyla aslı kendini dışarı atıp çimlerin üzerine diz çöktü.
Çok korkmuş görünüyordu. Bende inip yanına gittim ve sarıldım.
Özür dilerim güzelim. Özür dilerim. Şisst! Geçti sakin ol!

Aslı birden ittirdi beni.

A- Dokunma bana. Uzak dur benden! Ne yaptığını sanıyorsun sen? İkimizide öldürebilirdin.

Afedersin. Ben biraz öfkelendim. O herifin, senin koluna girdiğini görünce deliye döndüm. Bir de kusura bakma diyorsun ona.
Ben senden uzak durmasını söylüyorum. Adam bana sen kimsin diyor ve sen ona kusura bakma diyorsun.

A- Bu mu yani? Bu mu sebep. Önce benimle konuşmayı deneseydin. Bana cevap verseydin. Sinirlenmeni gerektirecek birşey olmadığını bilirdin.
Böyle aptalca bir sebepten son sürat, makas atarak araba kullanıyorsun. İkimizinde hayatını tehlikeye atıyorsun. Tek söyleyeceğin afedersin mi? Affetmiyorum. Tamam mı! Affetmiyorum seni.