SAKLI KALAN

Uyanmak istemiyorum

Çok soğuk, üşüyorum... Nerdeyim ben? Neden bu kadar sessiz burası. Herkes nerede? Kimse duymuyor mu beni!
Sanki havada sıkışmış kalmış gibiyim. Hareket edemiyorum ama rahatsızda etmiyor bu his nedense.

Bu sesler de ne?

-Hocam hastanın önce beyin kanamasını mı durduracağız? Kalp atışları yavaşlamaya başladı.

-Acele etmeliyiz önce ben beyindeki kanamayı durdurayım. Daha sonra Mete hocanızda kalp için dahil olacak ameliyata.

Mete nerde kaldı?

-Geldi hocam hazırlanıyor.

-Tamam. Klemp!

Kimden bahsediyor bunlar acaba? Neyse, sanırım ben bir rüya görüyorum.

-Derin?

- Sevgilim...

Napıyorsun burda bakalım? Yine geç kaldın dün buluşmaya.

-Nihat? Bana bak! Sevgilim artık geri dönmen lazım burda kalamazsın.
Neden hız yaptın? Neden kendine bunu yapıyorsun. Beni üzüyorsun.

-Güzelim ne anlatıyorsun sen. Nereye geri döneyim. Saçma sapan bir rüya görüyorum kesin farkındayım ama uyanamıyorum ki.

Derin, derin nereye? Hey beklesene beni.
Derin!

-Hocam! Hastayı kaybediyoruz.

-Hemen 180 jule şarj edin.

-Hazır.

- Çekilin!

200 jul.

Hazır.

Çekilin.

Döndü hocam.

Ah çoçuk daha çok gençsin. Hadi savaş biraz.

7 Saat sonra...

Emre: heh! Sonunda. Lütfen iyi bir haber ver doktor kardeşim iyi mi?

Salih: Oğlum iyi mi? Yaşıyor de bana doktor!
- Yaşıyor fakat hayati tehlike devam ediyor şimdilik net bir şey söylemek zor.
Beyindeki kanamayı ve ciğerlerdeki kanamayı kontrol altına aldık. Ameliyat sırasında iki kez kalbi durdu. Döndürmeyi başardık. Beyin ne kadar hasar aldı bilmiyoruz. Bunu uyanınca göreceğiz. Vücudunun sol tarafında ezikler var toparlanması zaman alacak. Şimdi 48 saat çok önemli. Uyanmasını bekleyeceğiz.
Dua edin ve herşeye hazırlıklı olun.

E: Herşeye hazırlıklı olun ne demekti? Kardeşim de mi gidecek. Yok olamaz. Nihat, şimdi değil, şimdi değil kardeşim. Kardeşim geri dön. Allah'ım onu bize bağışla.

Salih amca iyi misin? Sakin ol kardeşim iyileşecek. Salih amca? Doktor! yardım edin, kimse yok mu!

Salih amca daha fazla dayanamamıştı. Koca adam çökmüş, bir günde bin yıl yaşlanmıştı sanki ve gözlerimin  önünde yığılıp kaldı bir anda. Bağırıp çağırdım kendi sesimi ben bile algılayamadım. Ne dedim, ne yaptım bilmiyorum.
Kulaklarım uğuldamaya başlamıştı.
Hemşire ve doktorlar Salih amcayı alıp götürdüler. İpek başım da birşeyler söyleyip duruyor bir yandan ağlayıp bana sarılıp duruyordu. Gözlerimi aslı ya çevirdiğimde, onunda benim gibi yere çökmüş olduğunu gördüm. Ellerini başının arasına almış, hıçkırıklarla ağlıyordu.

İpek, Aslı'yı  al biraz aşağı inin bahçeye çıkın. Hava almak ikinize de iyi gelir.

Peki sevgilim sen? Sende gelsen.
Hayır ben burda kardeşimi bekleyeceğim. Yoğun bakıma aldılar oraya gelirsiniz.
Seni bırakmak istemiyorum canım.
İpek lütfen!
Peki.