Bir arkadaşımın harika bir şarkı önerisini medyaya koydum.
Sakın o şarkısız okumayın bebeklerim o şarkı bölümün ilhamı o şarkıdan gelmekte. Özellikle de yoonmin kısmını bu şarkıyla okuyun.
İyi okumalar~
Üç beden dışında boş ve sessiz sokak kaliteli ayakkabıların sesleriyle doldu.
Taehyung titrek bir nefes eşliğinde yutkundu. Transtan nihayet çıkabildi, ilk yaptığı üzerindeki Jisoo'dan kurtulmak olmuştu. Hızla kas dolu bedeni yan tarafa attı. Jisoo güçlüydü, hırslıydı ve futbolda mükemmeldi. Bunun yanında harika bir fiziğe ve yakışıklılığa sahipti. Fakat bunların hiçbiri tek başına yarışmayı kazanmasına olanak sağlamıyordu. Futbol takım oyunuydu bir kere.
Bir takım, tek bir yıldız oyuncuyla ilerleyemezdi. İşte Taehyung bu noktada Jisoo'ya yardımcı oluyordu. Beraber maçta iyi iş çıkarıp sonrasında yüzlerine bile bakmıyorlardı.
Taehyung'un mantıklı sebepleri vardı çünkü Jisoo okuldakilerin gözüyle mükemmel bir insandı ve takım bir maç kazandığında Jisoo kazanan takımın içinde olduğundan gözde olurdu. Taehyung ve diğerleri de bu popülerliğin altında ezilirlerdi. Bu yüzden Jisoo'yu hiç sevmezdi.
Aslına bakılırsa Taehyung'un hayatta kendisinde olmasını istediği her şey Jisoo'nun vücut bulmuş haliydi. Biraz da kıskançlıktı belki bu yaptığı.
Neyse ne, sevmiyordu işte o çocuğu.
"Bırakmıyorum lan." Jisoo ayağa kalkarken beraberinde Taehyung'u da çekip ayağa kaldırdı.
"Yah! Bırak!" Taehyung ince bileğini sert tutuştan kurtarabilmek için çekiştirip durdu kolunu. Dev cüsseli çocuğun bırakmak gibi bir niyeti yoktu.Jungkook biraz daha ilerleyerek sokak lambasının yüzüne vurmasına izin verdi. "Vay, Jungkook?" Jisoo Doğu Lisesi'nin futbol takımından Jungkook'u tanıyınca hayret etti.
Bir anda bileğini tuttuğu kolu itti ve ensesini kaşıdı. Bir Doğu'lunun Batı'lıların kendi içlerinde olan bir kavgaya şahit olması tedirgin etmişti. "Gördüm Jisoo. Aynı okuldansınız bir de. Daha kendi içinizde kavga varken bize nasıl karşı gelebilecektiniz ki zaten." Jungkook ellerini cebinden çıkarmadan önce bir adım daha attı yan yana dikilen ikiliye doğru.
Taehyung sinirle iki surata teker teker baktı. "Pislikler."
Dönüp giderken arkasına bile bakmadı. Henüz hareket edeli iki dakika bile olmamışken omzuna uzatılan eli hissetti. "Dur."
Omzunu yukarı doğru silkti ve elden kurtulmaya çalıştı. "Defol git."
Jungkook bu sefer Taehyung'u bileğinden yakaladı ve hızla kendine çevirdiğinde yüzleri arasında birkaç santimetre vardı. "Ne yaptığını sanıyorsun sen!?" Bileğini çekiştirmeye çalışsa da kurtaramadı.
Jungkook Taehyung'un gözlerine baktı ve birkaç saniye bakışları orada takılı kaldı.
"Senden nefret ediyorum." Taehyung sinir dolu bir sesle konuştu. Jungkook bu ses tonunu veya Taehyung'un çırpınışlarını umursamadı bile.
"Berbat bir takım, okul ve öğrencisiniz. Batı Lisesi olarak bu yaşadıklarınızı hak ediyorsunuz." Taehyung duydukları üzerine kaşlarını sertçe çattı. "Sana ne amına koyduğum, nasıl bir okulsak okuluz. En azından sizin gibi şantajcı piçler değiliz. Şantaj yaparak kazanınca gölün el verecek mi? Vicdan yok mu hiç sen de? Senin yüzünden okulda haine çıktı adım. Millet yüzüme tükürmemek için zor tutuyor kendini. Aynısı Yoongi içinde geçerli. Biz size ne yaptık da sonucu bu oldu ha?!" Kendini ifade edebilmesine sevinmişti içinde bir taraf. Kimseye derdini anlatamıyordu. Yoongi şu birkaç gündür kendinde değildi, olanlardan kendini suçlayıp duruyordu. Sınav haftasında olduklarından Hoseok derslerinden başka bir şeyle ilgilenmiyordu, . Seokjin ise olanları bilse bilmese ne olacaktı ki? Kimsenin bir yardımı dokunmuyordu. Kimse elinden tutup 'bu günleri atlatacağız' demiyordu. Ne büyük bir kayıp.
![](https://img.wattpad.com/cover/109073338-288-k160159.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still Alive | KookV
FanfictionNefes alışverişleri birbirine karışırken Taehyung yutkundu. Bu hareketiyle Jungkook'un gözleri adem elmasına kaymıştı. "Beni zorluyorsun..." × Jeon Jungkook & Kim Taehyung