"Jungkook! Daha fazla üfle!"
"Jungkook yanıyor!"
"Jungkook çok acıyor."
Jungkook bıkkın bir nefes vererek dudaklarını dişledi.
"Yardımcı olmaya çalışıyorum işte Taehyung, daha sakin olsan?"
Sinirlerim tepeme çıkarken hızla bağırdım.
"Jungkook canım yanıyor diyorum sana! Sen bana sakin ol diyorsun!"
Burnumdan nefes alıp verirken elimle başımı yelpazeliyordum. Jungkook ise bir yandan üflüyordu. Bir işe yaramıyordu oysa. Sargının üzerinden azıcık bir etkisi oluyordu.
Hem yanıyor, hem de acıyordu.
Kendimi yatağa attım ve gözlerimi sımsıkı kapattım. Jungkook'un eli elimi buldu ve saçlarımı geriye atan bandanayı düzeltti.
Yoongi hyung sarılı kafama değen saçlarımı engellemek için bulup getirmişti bir yerden.
Şimdi ise Jimin'i öğrencilerin ikinci derse girmesini fırsat bilerek okuldan çıkartıp derse girmek için gitmişti.
"Özür dilerim..." kaşlarımı çattım.
"Sen niye özür diliyorsun?" Yutkunarak sordum. Hâlâ sızlayarak yanıyordu ve katlanılması güç bir durumdu.
Kaşlarımı hareket ettirdiğimde sanki dikiş için atılan ipleri hissedebiliyordum.
"Elimden bir şey gelmiyor güzelim, senin için bir şey yapamıyorum."
Tanrım onun gözleri mi dolmuştu?
Jungkook seni yerim!
"Sorun değil Jungkook, kendini suçlama." Kendimi kıvranmamak için zor tutarken bir de zoraki bir şekilde gülümsedim. Onu daha fazla endişelendirmek istemiyordum.
"Yalandan gülümseme Taehyung. Bu daha çok yakıyor canımı."diye konuştu ardından yarama üflemeye başladı tekrardan.
Elimi tuttuğu elini sıktım. Aramızda sessizlik konuşuyordu. Biliyordum, beni anlayabiliyordu.
"Beni oyalamak için bir şeyler yapabilir misin? En azından belki unutabilirim."
Dudaklarını yalayarak düşünmeye başladı. Bu afetin benim sevgilim olduğu gerçeği içimi gıdıklıyordu.
"Nasıl şeyler?"
"Mesela bir şeylerden konuşalım."
"Pekâlâ, neden kafanın bu kadar kanadığını bile bile kendin müdahale ettin?"
Bakışlarımı tavana çıkarırken iç çektim.
"Kandan korkuyorum sanırım. Bu yüzden panik yaptım ve o an ne yapabileceğim aklıma gelmedi."
Kaşları havalanmıştı. "Doğuştan beri var mı bu kan korkun?"
Köşeye sıkıştığımı hissederek yutkundum. Elimle kafamı yellemeye devam ediyordum.
Yalan söylesem fark eder mi ki?
"Şey, hayır.." Hiç yalan söyleyebilen biri olmamıştım ki. Direkt doğruyu söyledim bu yüzden.
"Tahmin ettiğim şey mi Taehyung?" Büyük gözleriyle izliyordu beni cevap vermemi bekleyerek.
Eh, akıllı bir sevgilim vardı.
Bir şey söylemedim. O da konuşmadı.
Başını yere indirdi. "Sana hiç iyi gelmiyorum."
Gözlerimi hafifçe kırpıştırdım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Still Alive | KookV
FanfictionNefes alışverişleri birbirine karışırken Taehyung yutkundu. Bu hareketiyle Jungkook'un gözleri adem elmasına kaymıştı. "Beni zorluyorsun..." × Jeon Jungkook & Kim Taehyung