Yoongi okulun kütüphanesinde otururken düşüncelere dalıp gitmişti. Sakin bir yer olacağını bildiğinden burayı seçmişti. Peşinde hyung, hyung diye koşuşturan Taehyung bugün okulda yoktu. Jungkook'la olduğunu biliyordu sadece.
Etrafta birkaç tane ders çalışan kişi dışında kimse yoktu ve onlar da Yoongi kuytu bir köşe seçtiğinden onun oturduğu yere baya uzaklardı.
Sakince düşünmesi gerekiyordu çünkü hayatında bir şeylerin yoluna koyulması için bir takım kararlar almak zorundaydı. Özellikle de Jimin hakkında.
Aralarında olan etkileşimi fark etmemek mümkün değildi. Ancak Yoongi sadece kendine yediremiyordu. Sorun erkek olması falan değildi, daha öncesinde erkeklerle de birlikte olmuşluğu vardı. Sorun Jimin ile bu denli düşmanken şimdi ise bu hal gelmeleriydi. İçinde sürekli onun yakınında olma isteği körükleniyordu ve onun o gülüşünün bile dünyaya bedel olduğunun farkındaydı. Yoongi o gülüşle öyle bir mest oluyordu ki..
Düşündükçe Jungkook ve Taehyung'un da şu an sevgili olmaları Jimin ile aralarında bir engel olmayacağının kanıtıydı çünkü Jungkook Taehyung'u bir zamanlar ölesiye dövmesine rağmen şimdi ise aşklarından ölecek gibi davranıyorlardı.
Yoongi için belki de geçmişi unutmak en iyisiydi, ancak Taehyung'un o günkü yerde ölü gibi yatan bedeni ve arkasında onu sımsıkı tutan Jimin'i, o günkü duygularını, nefreti, öfkeyi, acıyı unutamıyordu işte. Tanrı biliyordu ki Jungkook ve Jimin'in yaptığı şeyi Taehyung ve Yoongi asla onlara yapmazlardı.
Elinde olsa da olmasa da Yoongi kinci bir insandı ve Taehyung'un aksine ne olursa olsun olanları unutamayacağının da bilincindeydi.
İç çekip demir sandalyede arkasına yaslandı. Jimin'in kriz geçirirkenki hali gözünün önünde belirdi birden. O minicik olmuş bedeni, kasılmalara ve titremelere uğrarken o kadar savunmasızdı ki. Onu o şekilde görmek.. değişikti? Yoongi Jimin'i hiç bu şekilde tanımamıştı. İtiraf etmek istese de istemese de o anki hali içine oturmuş, acı vermişti. Park Jimin bütün dengesini bozup onu altüst ediyordu.
Birbirlerinden hiç haz etmeyen ikili bir süre bakıştılar. Jung Hoseok Yoongi'yi şöyle bir inceledikten sonra sandalyeye oturdu. Yoongi arkasına yaslanmış Hoseok'un hareketlerini incelerken bacaklarını masanın üzerine koymuştu. Ne kadar sinir bozucu göründüğünün elbette ki farkındaydı .
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Hoseok Yoongi'ye göz devirdikten sonra beklemeden konuya girdi.
"Emin ol seninle konuşmaktan kesinlikle haz etmiyorum. Senin de öyle olduğundan eminim. Bu yüzden sorularıma hemen cevap ver ve ben de gideyim."
Bu çocuğun ona soracağı şeylerin ne olabileceğini az çok tahmin edebilen Yoongi devam et dercesine baktı Hoseok'a.
"Taehyung son zamanlarda fazlasıyla garip. Neyi var? Bildiğine eminim."
