25- Trouble-maker

5.7K 476 260
                                    



"Pişt."

"Oğlum,"

"Tae,"

"Hey"

"Uyansana lan!"

Başımda ötüp duranın kim olduğunu çıkaramasam da yüzümü buruşturup gözlerimi araladım. Haftasonunda beni ne amaçla rahatsız ederlerdi?!

Görüş açıma giren Hongbin'in kafasını elimle ittim ve yatağımda doğruldum. "Nasıl girdiniz lan siz buraya?" diye konuştum. Bir yandan da uyku mahmuru gözlerimi ovuşturuyordum. Chanyeol, Hoseok hyungun -Hoseok hyung yoktu, büyük ihtimalle yine ders çalışmak için erkenden kütüphaneye gitmişti- yatağında sakince oturuyordu. Bazen bu ikiliden korkmuyor değildim.

"Bizi küçümseme diye daha kaç kez söylemem gerek TaeTae?"

Hongbin'e gözlerimi büyüterek bakınca sırıttı. "Chanyeol'ün öğrenci başkanı olduğunu biliyorsun, bir nevi temsilci de sayılır. Eh, anahtarları bulmak da bu sayede zor olmadı." Gözlerimi devirdim.

"Her neyse, ne istiyorsunuz?"

Hongbin gülümseyerek yanıma oturdu. "Şimdi biliyorsun ki bizim sevgili Chanyeol oppamızın sevgili yavuklusu, benim de yengem olduğu gibi senin de yengen, Byun Baekhyun Doğu Lisesinde okuyor." Chanyeol Hongbin'in kafasına bir tane geçirdi. "Kaç kere dedim sana şu konuşmanı bir düzelt diye, yılışık herif." Hongbin ona öldürücü bakışlarını yollayıp dil çıkarttıktan sonra tekrar bana döndü. "Evet biliyorum. Doğu Lisesinde olduğunu söylemiştiniz."dedim.

"Hah senin de şu Sehun arkadaşın da orada." Sehun deyince anında kaşlarımı çattım.

"Tanrı aşkına Sehun'u bile mi öğrendin?"

"Gözümden hiçbir şey kaçmaz bebeğim. Neyse, bu Sehun bizim Baek'in en yakın arkadaşıymış." Dudaklarımı büzdüm. "Olabilir?"

"Sorun şu ki çok ama çok yakınlar Tae, yani öyle böyle değil ve bu çocuk kızgın boğalara bağlıyor onları görünce." diyerek Chanyeol'ü gösterdi. Kaşları çatık, yere bakıyordu.

Kollarımı göğsümde birleştirdim ve devam et dercesine yüzüne baktım Hongbin'in. Devamında ne gelecekti acaba?

"Şimdi hani bu Sehun senin arkadaşın ya."

Gözlerimi tekrar devirdim. "Hongbin uzatmaz mısın artık?"

"Aman be, ağzını ara Sehun'un diyecekti işte. Lütfen benim için yap bunu. Yoksa gidip ağzını burnunu dağıtacağım gün yakındır o çocuğun!" Chanyeol birden konuşup araya girince hem ben hem de Hongbin şaşırmıştık.

Kuruyan dudaklarımı yalarken düşünüyordum.

"Öğrenmeye çalışırım." dedim. Hongbin heyecanlanmıştı. Ona ne oluyor demeyin, Chanyeol ne hissediyorsa onun kat kat fazlasını hissediyordu Hongbin. Çok yakın arkadaşlardı onlar. Her zaman özendiğim bir arkadaşlıkları vardı ikisinin.

"Bugün bir buluşma ayarlarsın mesela? Havadan sudan konuşup arkadaşlarına bağlarsın konuyu." Hongbin hızlı hızlı konuşunca kafamı salladım.

"O zaman şimdi bir çıkın da üzerimi değiştireyim, biraz zaman geçsin ararım onu. Of, ne diye bu saatte kaldırdınız oğlum beni?!" Telefonumu elime alınca saatin daha yedi olduğunu görüp çıldırmıştım.

Hongbin ensesini kaşırken Chanyeol kollarını göğsünde birleştirdi.

"Hongbin'in beklemeyi sevmediğini biliyorsun." Chanyeol açıklama yaptıktan sonra ayağa kalktı.

Still Alive | KookVHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin