4.Bölüm

18K 387 28
                                    

Evden çıkarak okulun yolunu tuttum.
Bugün sınıfa çıkmak yerine direk kantine indim. Baran da buradaydı. Tek başına oturuyor, kahve içiyordu. Kahvemi alarak yanına doğru yürümeye başladım. Beni fark edince gözlerinin içi tarifsiz bir sıcaklıkla doldu "Günaydın Baran" diyerek sandalyeyi cekip, yanına oturdum. "Günaydın güzelim" dedi.

"Bizimkiler nerde?"

"Gelirler şimdi" diyerek sandalyesini tam bana döndürdü. Baranla sohbetimiz  koyulaşmıştı. Anlattığı şeylerle keyfim yerine geliyor gülüyordum. Kulağıma eğilerek "Seni mutlu etmeyi seviyorum"dedi. Beni güldürmeyi iyi biliyordu. 3 senedir hep birlikteydik ve artık nelere gülüp nelere gülmeyeceğimi biliyordu.

Gülümsedim yavaş yavaş geri çekiliyordu ama şimdi dudağıma daha yakın, gözlerini gözlerime kilitlenmisti. Neredeyse öpüşecek gibi duruyorduk. Bunu bilerek yapmıştı. Sanki nerede duracağını  bu noktaya nasıl geleceğimizi ayarlamış gibiydi Herkesin bize baktığını hissedebiliyordum. Gözlerim baranın hemen arkasında ki Tuna'ya  kaydı. O da diğerleri gibi bize bakıyordu. Ama neden? Neden bizimle ilgileniyordu. Onunla ilgilenen o kadar kişi varken. Kendime ne kadar itiraf etmek istemesemde bana bakması, benimle ilgilenmesi tuhaf bir şekilde hoşuma gitmişti.

Baranla suan ki halimiz bana kendimi kötü hissettirmişti. Onunla bu kadar yakın olmamız yanlıştı. Sonuçta biz yakın arkadaştık birbiriyle gülen, ağlayan, eglenen türden. Bir an onunla iliskimiz farkli olsaydı nasıl olurdu diye düşündüm. Bu midemi bulandırmış, en yakın arkadaşımla sevgili olmak fikri beni korkutmuştu Kendimi toplayarak  Barandan uzaklaşıp kahvemi yudumladım. Gözlerim tekrar istemsizce tunaya kaydığında Gamze ellerini Tuna'nın göğüsünde gezdiriyor, arada da  yüzünü okşuyordu. Gamze onların sinifindaydi. Sarı omuzlarında biten saçları, elaya kaçık göz rengi, ve incecik bir fiziği vardı. Bi aralar sevgiliydiler ama ayrıldılar dedikodusu çıkmıştı. Demek ki yalanmış.

Gözüm sürekli onlardaydı Tuna da bunu çoktan fark etmişti. Büyük ihtimalle gözlerimi üzerinde hissetmiş olmalıydı. Birden bana dönünce kaçma şansım olmadı. Cok Utandım hemde oldukça fazla. Çünkü onu kesen diğer sapık kızlar gibi görünüyordum. Eminim su an öyle düşünüyordu. Ama şu an onun düşünceleri umursamayacak kadar düşüncesizdim. Ne ben gözlerimi kaçırıyordum ne de o. Öylece birbirimize bakıyorduk sanki etrafta kimsr yokmuş sadece biz varmışız gibi. Telefonuma gelen mesajla gözlerimi ondan ayırmak zorunda kaldım. Masanın üzerinde ki telefonumu sinirle alarak kilidini açtım. Mesaj ayladandı. Kantine gelmeyeceklerini sınıfta bizi beklediklerini yazmıştı. Barana söyleyip yerimden kalktım.
Tekrar Tuna'ya bakmamak için verdiğim savaştan galip çıkmıştım. Ona bir kez daha bakarsam ve yakalanırsam kendimi hemen burada boğardım.

Sınıfa ulaştığımızda baran  mertin yanına geçti. Bende kantinde olanları direk aylaya anlattım. Beni dinlerken yüzünün büründüğü bütün halleri ezberlemistim. Oldukça tuhaf bir dinleyiciydi. "Bu harika bir haber" dedi kocaman gülümsemesiyle. "Ne?" diyebildim zar zor. "Bence o da senden hoşlanıyor. Neden kötü bir şey gibi anlatıyorsun ki " Bakışlarımı başka tarafa çevirdim. Barana hislerim aynı mıydı onu ben bile bilmiyordum. Ya da ben zamanında gerçekten ondan hoşlanmışmıydım?

"Bir dakika. Miray sen ? Sen ondan hoşlanıyorsun değil mi?"Bakışlarım tekrar onu bulduğunda bu sorudan kacamayacağımı anladım.  "Ben bir sessiz kaldıktan sonra tekrar devam ettim şey sanırım. Bir şeyler değişti. Ya da hiç olmadı gibi hissediyorum."

"Evet biliyordum" sesi sanki büyük bir sırrı çözmüş gibi coşkulu çıkmıştı.

"Neyi biliyordun?"

"Onu sevmiyorsun. En azından bizim sandığımız şekilde. Yani onu arkadaş olarak sevdigin için diger duyguyu araya karıştırmış olabilirsin. Sadece hoşlandığını sanıyordun. Ama biri gerçeği ortaya çıkardı. Kim o Miray?" sorduğu soru karşısında afallamıştım.
"Ben.... Ben bilmiyorum."

Elimi tutarak "Tamam boşver" deyip sarıldı. Ondan beklediğim hareket tam olarak buydu. Ne olursa olsun ne yaparsam yapayım hep arkamda duracağına emindim. "Ama hazır olduğunda gel ve bana anlat tamam mı? Bekliyor olacağım." Başımla onaylayarak gülümsedim.Bugün de diğer günlerin aynıydı.

Eve geldiğimde bağrışmalar duydum. Seslere doğru hızla yürüdüğümde annemle Tuna'nın babası gördüm. Birbirlerine bağırıyorlardı. Annem beni görür görmez yanıma geldi.

"Anne neler oluyor ?"

"Bebeğim bir kere olsun beni dinle ve Mehmetin evine git. Tekrar o adama dönerek ver şu lanet anahtarları" Onu ilk defa bu kadar sinirli görüyordum. Anahtarları ondan alarak bana uzattı. İlk uzattığı anahtarlara sonra anneme baktım. Başımı iki yana sallayıp, istemediğimi açıkça belli ettim.

"Miray lütfen dedim!"yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Kötü bişey olmuştu ve benim öğrenmemi istemiyordu. Onların bu hallerine katlanmaktansa o eve gitmeyi tercih ederdim. Anahtarları alarak evden çıktım. Evleri bizim evimizin iki durak aşağısındaydı. Yürüyerek gitmeyi tercih ederek yola koyuldum.
Yaklaşık yarım saat sonra sonunda gelmiştim. Buraya en son annem onunla  tanışmam icin getirmişti beni  sonrada bir daha buraya uğramadım.

Bizimkinden daha büyük ve gösterişli evleri vardı. Demir parmaklıktan yapılmış kocaman bir giriş kapısı, büyük garajları ve garaji dolduran arabaları vardı. Kapıyı elimle iterek açıp, içeri girerken ardımdan geri kapanışını izledim. Büyük evin ahşap kapısına doğru ilerlerken, koskocaman bahçenin hemen yanındaki havuza gözüm takıldı. İçi şu an boştu. Temizlemesi bakımı ne kadar zor olsasa böyle bir havuza kesinlikle sahip olmak isterdim.

Sonunda kapıya geldiğimde, Anahtarı çantamdan çıkartarak kapının deliğine yerleştirmeye çalışıyorken, elimden kayıp yere düştü. İçime dolan öfke bu görkemli evin en az onun kadar şahane olan kapısına küfür etmem için beni zorluyordu. Anahtarı yerden alıp tekrar deliğe yerlestirirken, tüm gücümü kullanarak içeri sokmaya çalışıyordum. Ama bir türlü olmuyordu. Yoksa o aşağılık adam bana yanlış anahtarı mı vermişti. Ne sanıyordu ki evinden bir şey çalacağımı filan mı?.

Pes ederek denemeyi bırakıp anahtarı delikten çıkarttım tam arkamı dönüyordum ki kapı birden açıldı.

"Tuna?"

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin