13. Bölüm

3.9K 68 5
                                    

Bölüme başlamadan önce size söylemem gereken bir sey var. Kitabın olay akışı tamamıyla değişti. Tekrar okumanız lazım anlamanız için. Eger tekrar okursaniz düşüncelerinizi lutfen belirtin ve oy vermediyseniz lütfen o yıldıza basmadan geçmeyin hepinizi seviyorum. 💜💜 ha bu arada artık kitabimin adi  "SOĞUK"  değil. Farketmissinizdir. Bu konu da da fikirlerinizi bekliyorum benim icin çok önemi lütfen belirtin ona göre bende devam edeyim 😘😘😘💜💜💜 hatalarim varsa da kusura bakmayin kaptirip gidiyorum kendimi hizli yazdigim icin yanlis basmis olabilirim 😄😄

Arabaya bindiğimiz andan beri, dakikalar öncesi yaşananları düşünüyor, zihnimde olanları canlandırıyordum o arabaya binseydim neler olurdu diye kendi aklımda olacakları kurguluyordum. Belki de Tunayla değil de yolda gördüğüm o arabayla gitmeliydim. En fazla tecavüze uğrar veya öldürülürdüm. Ah! Ne saçmalıyorum ben böyle ? Zaten bunlar olmaması için tunayı seçtim. Şu an en doğru kararı verdiğimden eminim. En azından güvenilir olduğundan. Hayal dünyamı terk ederek gerçekliğe geri döndüğümde yaptığım seçimden memnun olduğumu daha iyi anladım. "Aklından geçenleri okumak için her şeyimi verebilirdim." gözlerimi ona çevirdiğimde, bana kısa bir bakış atıp tekrar önüne döndü.

Dudaklarımı saran istemsiz kıvrımı ne kadar durdurmak istesemde başaramıyordum. "Emin ol her şeyini verecek kadar değerli şeyler geçmiyor buradan" diyerek kafamı isaret ettim. Bende yer edinen gülümseme bir anda onun yüzüne de sıçrayarak, dudak çevresinde ki hoşuma giden çizgilerini gözlerimin önüne serdi. "Bırakta ona ben karar vereyim" ses tonundan her zaman ki gibi duygularını anlamak zordu. Cevap vermeden öylece ona bakıyorken tekrar dudaklarını araladı "Bana böyle bakman gerçekten çok hoşuma gidiyor ama kısa bir süre ara verir ve bana torpido da ki sigarayı verirsen belki daha uzun bakmanı sağlarım." diyerek göz kırptı. Hemen gözlerimi ondan çekip, torpitoyu açmak için elimi uzattığımda, aynı zaman da yan gözle ona baktım "Dedigini yapıyorum ama sana daha fazla bakmak istediğim falan yok. Hem sen ne zamandır sigara içiyorsun daha önce hiç görmemiştim." konuyu olabildiğince dağıtmaya çalışarak.

Sonunda torpidoyu açmayı başarmıştım. Gözüme ilk çarpan şey winston yazılı sigara paketi olmuştu. Daha fazla kurcalamadan, elime alıp, torpidoyu tekrar kapattım. Ona sigarayı uzatırken yüzüne bakmamaya çalıştım. "Bir kaç aydır içiyorum." derken hala ona bakmıyordum elimdeki paketi alıp tekrar konuşmaya başladı "Görmemen çok normal bana bakmıyordun bile." haklıydı. Ona ve arkadaşlarına bakmaz görmezden gelirdim hep. Tabi son bir ayı saymazsak, artık işler değişmişti. "Ilgimi geçen bir şey olmadığı sürece bakmam." diye fısıldadım.

Arabanın yavaşlamasıyla görüş alanıma Ayla'nın evi girdi. "Geldik." dediğinde gözlerim onu bulmuştu. Arabayı durdurup, bana baktığında bir an içimden onunla kalmak geçmişti ama kendimi toplayarak "Teşekkür ederim. Ne kadar etmemem gerekse de yüzümü buruşturarak sonuçta Baran'ın evinden çıkartan sensin." diye devam ettim. Hafifçe tebessüm oluşan yüzü, sinsiliği de barındırıyordu. "Etmezsen etme bana her türlü uyar."  kısılan gözlerimle ona bakmayı sürdürürken "Eger benimle kalmak istiyorsan açıkça söyle lafı uzatmana veya böyle surat ifadeleri yapmana hiç gerek yok" tebessümü git gide daha da büyüyerek tüm yüzünü doldurdu. Kısılmaktan küçücük kalan gözlerim, bu sözlerden sonra kocaman açılarak yerinden fırlayacak raddeye geldiler. "Ya sen kendini... Yani.. Şey beni ne sanıyorsun ? Sana aşık olduğumu falan mi düşünüyorsun?" iki eli direksiyonu kavrarken, başını koltuğa atarak koskocaman bir kahkaha patlattı. Ben hayretler içinde ona bakarken "Aslında bakarsan pek öyle sanmıyorum yani şu anlık ilerde neler olacağını tanrı bilir." kahkahaları arasından konuşmaya çalışıyor, gözlerini benden bir an olsun ayırmıyordu. Gerçekten inanılmazsın" elim kapının kolunu kavrarken "ha bu arada sizin evde kalan eşyalarımı yarın getirir misin okula, telefonum da masanın üzerinde kalmış olmali onu da unutmazsan sevinirim. Iyi geceler" kapıyı açıp hızla arabadan inerek kapıyı ardımdan çarptım. 

Kapıya doğru yürürken, Tuna'nın hala arabayı çalıştırmamış olması dikkatimi çok çekiyor, beni bakmaya zorluyordu. Kapıya son bir adım kalmışken, merakıma yenik düşüp arkamı döndüğümde, Tunayla burun burunaydık. Hangi ara kapıyı açıp, arkamdan gelmişti. Gerçekten bunu fark edemediğime inanamıyordum. Kesinlikle bir doktora gitmeliydim.

Gözleri gözlerimi delip geçerken, elleri belimi kavrayıp beni biraz daha kendime çekti. Sanki olanak varmış gibi. Ellerim ani reflexle, onun göğsüne gittiğinde, kalp atışlarını hissediyordum. Hızlıydı. Oldukça fazla. "Sen...sen hangi ara bu kadar yakınıma gelebildin?" zorda olsa konuşmayı başardığım için kendimi tebrik ediyordum. "Senden ayrılmaya daha hazır değilim." gözlerim biraz daha açılarak, şaşkınlığını onun gözleri önüne serdi. Kalbim daha da hızlanmaya başlarken, kan akışım damarlarımı zorluyordu. Bana ne yapıyordu bilmiyorum ama o ateş tekrar yanmaya başlıyor, vücudunu sıcak basıyordu. Zorla yutkunarak "Tuna gitmelisin. Biri görecek." ona bu kadar yakınken, bir dilim olduğunu unutuyordum. Belki de konuşmak istemiyordum ama vücuduma yaptığı değişiklikler hiç hoşuma gitmiyordu. Sanki ortaya başka bir ben çıkıyor, tüm dengemi altüst ediyordu. Ama sadece bende değil, onda da bu değişiklikler oluyordu hatta daha fazlası olduğuna emindim. "Sadece 1 dakika daha ver." dediğinde başımla onaylayarak, alnımı alnına koyarak gözlerimi kapattım. Bana yaptığı şeye izin verdiğim icin kendime kızıyordum ama kendimle olan bu konuşmayı erteleyecektim.

Gözlerimi yavaşça araladığımda onunda gözlerini kapatmış olduğunu gördüm. Yüzüme yayılan gülümsemeyi bu kez durdurmaya çalışmayıp aksine dağılıp gitmesine izin verdim. Sanki hissetmiş gibi onunda yüzünde aynı gülümseme oluştu. "Ne kadar itiraf edemesen de bana bakmayı seviyorsun." dediğinde gözleri yavas yavaş açıldı. Yüzünü yüzünden çekerek, alnıma bir buse kondurup, elleriyle ellerimi kavradı. Yavaşça göğsünden çekerken, geri geri gidiyor, benden uzaklaşıyordu. Aramızdaki mesafe gittikçe açıldığında elleri ellerimden ayrıldı. "Tanrı bilir." diyerek arkasını dönüp yürümeye başladı. Arabasına vardığında binmeden hemen önce bir kez daha bana bakarak, gülümsedi.

Uzaklaşıp giden arabasının arkasından öylece bakarken, "tanrı bilir" diye geçirdi iç sesim. Kontrolüm dışında olan bu sesi susturmadan öylece durup onu dinledim. Tekrar tekrar...

YANILSAMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin