Son ders zilinin çalmasıyla Ayla, Mert Baran ve ben sınıftan fırladık. Her zaman böyle yapardık sınıftan cıkışlarımız hep hızlı ve çatışmalı olurdu. Birlikte yürürken onlar önde biz hemen arkalarındaydık. Ayla onların duyamayacağı şekilde:
"Baranla nasıl gidiyor?"
Biraz önce gördüklerini unutmak istermiş gibiydi."Ne nasıl gidiyor?" dedim bilmemezlikten gelerek.
"Hala açılmadın mı çocuğa?"
"Hayır tabiki hem duygularımızın karşılıklı olduğundan emin değilim" dogrusu ortada gerçek bir duygu var mı ondan bile emin değildim.
"Kızım onunla hep kanka gibi olursan nasıl emin olacaksın ki ?"
"Biz 3 yıldır böyleyiz. Yani tanıştığımızdan beri. Biliyorsun ona karşı duygularım yaklaşık 2 aydır var. "
"Ama artık bir şeyleri değiştirmenin vakti geldi!"
Baran yanıma geldi, omzuma kolunu dolayarak:
"Neymiş bu değişmesi gereken şey" neşeli ses tonu ortamı dağıtmaya yetmişti.
"Ojemin rengi"Dedim gülümseyerek.
Bizim eve gelmiştik aralarından ilk ayrılan ben oluyordum çünkü okula en yakın benim evimdi. Onlarla vedalaşıp eve yöneldigimde annem kapının önünde kollarını birbirine dolamış şekilde beni bekliyordu.Çantamı sırtımdan indirirken "Anne ?"
"Artık bir şeyleri konuşmanın vakti gelmedi mi sencede "neden herkes aynı şeyi söylüyordu.
"Ne yani bunun için mi bekliyordun?" bir kaşımı havaya kaldırarak ona bakmaya devam ettim.
"Evet. Fark ettim ki ne kadar beklersek bekleyelim bir faydası olmuyor hatta uzadıkça uzuyor ve bir o kadar da kötüleşiyor bu durum"
"Benim konuşacağım bir şey yok anne. Dediğin gibi kötüleşen bir sey var ama bahsettiğim durum değil" dedim çantamı tekrar omzuma geçirirken.
"Nasıl yani ne demek istiyorsun?"her zamanki gibi yine kendini savunma haline geçmişti. Ne dersem diyeyim anlamayacak, ya da duymazdan gelecekti. Bu konuşmayı burada bitirmek ve bu konuyu bir daha da açmamak üzere kapatmak istiyordum. Hatta imkanı varsa Sonsuza kadar.
"Miray ?"
"Anne lütfen. Başım ağrıyor daha sonra konuşalım" Hayır konuşmayalım tabiki de ne diyorum ben ?
"Öyle olsun küçük hanım. Ama elbet bu konuyu konuşacağız"
Ona sahte gülümsememi göstererek içeriye girdim. Bugünlük yine yırtmıştım. Peki yarın yarin da bu işten sıyrılabilecek miydim?
Odama çıkıp üniformamı çıkararak pijamamı giydim. Daha uyumama saatler vardı ama ben bütün geceyi film izleyerek yatağımda geçirecektim. Bilgisayarımı alıp, yatağa geçerek film arayışlarına başladım. Korku filmlerine göz gezdirirken bir tanesi gözüme çarpmıştı. Konusu kampa giden gençlerin başlarına gelecek şeyden habersiz olmasıyla ilgili birşeydi. Ne kadar klasik bir konu olsada korku filmleri hep ilgimi çekerdi. Hemde her türlüsü.
Başımı bilgisayardan kaldırdığımda saat çoktan on olmuştu. Zaman çok çabuk geçmişti ama asıl şaşırdığım konu annemin hiç yanıma uğramamış olmasıydı. Karnım açıkmıştı. Aşağı inip mutfaktan atıştırmalık almam gerekiyordu. Doğruca mutfağın yolunu tuttum. Annem etrafta yoktu. Büyük ihtimalle evde değildi.
Mutfakta dolapları karıştırırken kapı çaldığını duydum. Hızlı adımlarla oraya yönerek, kapıyı açtım. Gelen Tunaydı. Umarım bugün için gelmemiştir. Annemden sonra birde onu çekemezdim."Yine hangi hayallere daldın?" dedi beni dalmış olduğum düşüncelerimden kurtarırken.
"Neden geldin?"
ona ondan hoşlanmadığımın sinyallerini göndermeye çalışırken tabi bu bir sahte sinyaldı, bir yandan da sorumun cevabını merak ediyordum."Mehmet yok mu?"
"Mehmet?" yönelttiğim soru karşısında şaşırmış gibi afalladı. Babam" dedi ciddi bir tavırla.
"Ha. Öyle desene ben bilmiyordum" annem daha önce söylemiş olmalıydı ama o adamla ilgili bir konu açınca genelde onu dinlemiyordum.
"Dedim ışte. Burada mı değil mi ?" bütün kabalığını önümde sergiliyordu.
"Değil" dedim itici bir ses tonuyla.
Arkasını dönerek çıkışa doğru yürümeye başladı. Kendimi tutamayıp,
"Şey, Tuna,,,, ben,,,, şey,,,"
Olduğu yerde durarak bana döndü. Gözlerini gözlerimle buluşturarak
"Ne geveliyorsun ağzında öyle?""Bugün için özür dilemek istiyordum. Bilerek yapmadığımı bilmeni istiyorum. Yanlışlıkla oldu." sorunun hallolmasını umarak.
"Sen hala orada mısın? Boşver unut gitsin." daha sonra bakışları koluma indi. Biraz daha bana yaklaşarak yavaşça kolumu tutup, görebileceği kadar havaya kaldırdı. Neye baktığını anlamak için gözlerimi koluma yönelttiğimde gördüğüm manzarayla kaşlarımın çatılmasına engel olamadım. Morarmıştı hemde oldukça fazla. Bunu nasıl fark etmemiştim bilmiyorum ama asıl şaşırdığım sey neden acısını hissetmemiştim. "Buz koymadın mı?" gözleri tekrar benimle buluşurken, hala kolumu tutuyordu. "Ben fark etmedim bile"
"Ne ? Fark etmedin mi? Acıyı da mı hissetmedin?" sesindeki merak beni gülmeye zorluyordu. Ama tabi ki gülmedim. "Hayır." diyebildim sadece.
"O zaman git şimdi koy." kolumu yavaşça bırakırken, arkasını dönerek yürümeye başladı. Sonra birden durup bana döndü "Koymamazlık yapma sakın." dedi ve tekrar yürümeye başlayarak gözden kayboldu. Ben ise hala arkasından bakıyordum. Şimdi annem onun babasıyla evlenecekti. O benim abim (üvey) olacak, hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Ben hiç böyle hayal etmemiştim.
Annem ve babam ayrılmayacaktı, hep birlikte yaşayacaktık. İkiside yanımda olacaktı. Simdi ise annem baska adamla birlikte babamsa şehir dışında, ayda bir konuşuyor, herşeyin düzeleceğine inanmaya çalışıyorduk ya da ben öyle sanıyordum. Annemle ise eskisi kadar yakın değildik benden uzaklaşmıştı. O adam hayatımıza girdi gireli hiçbir sey yolunda gitmiyordu. Ve asla gitmeyecekti. Ya Tuna o ne düşünüyordu. Bu evliliği annemi istiyor muydu?
Peki ben? gerçekten Tuna'yla olmak istediğim şey bu muydu? Yoksa daha fazlası mı? Daldığım düşüncelerden arınarak iceriye girdim. Mutfağa yönelerek, buzdolabından buz çıkarıp koluma koydum. Vücudum buza aniden titreyerek tepki verdi. Yavaş yavaş alıştıktan sonra buzun tamamen erimesini beklemeye başladım.
Tuna bu evin adresini nereden biliyordu. Daha önce hiç gelmemişti. Yoksa gelmişti de ben mi yoktum.
Buz tamamen tükettikten sonra kolumu sararak odama çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
YANILSAMA
Novela Juvenil"Ama hakettin." diye fısıldadım yaptığı şeyin farkına varmasını umarak. Alnı hala anlımdayken başını yavaşça sallayıp, dudaklarını saran o mükemmel gülümsemesiyle "Hakettim." dedi yumuşak ses tonuyla. Alnını alnımdan çekip, ensemi tutarak beni hı...