TUTKU

157 23 14
                                    

Bu bölümü, bir önceki bölüm olan Maskeli Balo bölümüne çok yorum yaptığı için; @elvan_su' ya ithafen yazıyorumm...

Bu bölümü: "cem adrian=herkes gider mi" şarkısıyla okuyabilirsiniz...

İşte göreve başlama zamanıydı. Bekle beni Sarp efendi. Ben geliyorumm...

*****

Aras'la birlikte dans pistine doğru ilerleyip, tam da Berke ve sarışın partnerinin yanında yerimizi aldık. Bu yaptığım bir nevi görev olsa da Aras ile dans edeceğim düşüncesi beni delirtiyordu. Evet artık, o bilmese de  aramızda oluşan o elektrik akımının adını koymuştum. Ben galiba Aras'a aşık oluyordum. Olmamalıydım, bu mümkün olmamalıydı. Ama insan duygularına hakim olamıyordu işte.

O bir katildi. Benim ona aşık olmamam gerekirdi. O benim ANNEMİN KATİLİYDİ. Ve ben ezeli düşmanıma aşık oluyordum. Hatta olmuştum bile.

Yine de birşeyler vardı. Birşeyler hâlâ yarımdı, ya da eksik... Kırılmaktan öte, parçalanmak gibi. Ben onları toplamaya çalıştıkça dağılanlardandım. Birşeyler vardı, halledemediğim, başa çıkamadığım bir sürü şey...

Bende 'kendi halim' diye bir yer vardı. Ben hep oradaydım. Bir kutunun içinde yaşamıştım hep, on dokuz yıl boyunca. At gözlüğü takardım hep. Bir gün kim bile bilirdi ki böyle bir şey yaşayacağımı. O kutuda hava yoktu, nefes yoktu, gün ışığı yoktu... O kutuda korku vardı, hüzün vardı. O kutu ağzına kadar öfke doluydu her zaman. Şimdi ise ben o kutumdan çıkmıştım. Ve tökezliyordum, sadece devrileceğim günü bekliyordum. Bana yürümeyi öğretmemişlerdi, ben adım atmasını bilmiyordum. Hep birisi tarafından sürekli engellenmiştim işte. Bu kişi BABAMdı. Herşeyimi elimden alan adam. ANNEMİ, yaşama sevincimi elimden alan adam.

İşte bu adam, annemi elimden aldığı gün, beni de ölüme terketmişti. Geriye kalan sadece kini ve öfkeyi bana bırakmıştı...

Aras yavaş bir hareketle elini belime koyunca, bende ellerimi onun boynuna doladım. Gözlerimi kapatıp, kendimi şarkının eşliğinde Aras'ın kollarına bıraktım. Ağır ağır dans ederken hiç konuşmamıştı. Farkındaydım, yüzüme bakıyordu. Bunu hissediyordum. Bir süre dans edip, iyice Berke'nin yanına yaklaşmıştık. Birazdan Berke'nin cebine atacağım elimdeki küçük kağıtta ne yazdığını öğrenmek için nelerimi vermezdim kim bilir. Yavaştan birkaç kişi dans pistini boşaltıp, artık yerlerine oturmaya başlamışlardı. Aras bunları farkedince kulağıma eğilip fısıltıyla, " Yap şu işi Derin! Hızlı olmalısın! " diye emirde bulununca, dans ederek biraz daha Berke' ye yaklaştık. Alkol aldığından dolayı, eminim ki karşısındaki kızın bile kim olduğu hakkında ufacık bir fikri bile yoktu. Bu yüzden beni de pek farketmezdi diye umuyordum.

Birazdan Berke'nin cebine girecek olan küçük kağıdı elimde son kez sıkıca tuttum. Aras bana 'hazır mısın'  der gibi bakınca ona gözlerimi yumup, 'hazırım' işareti verdim. O da başını sallayıp biraz daha yaklaştırdı beni Berke'ye. Artık neredeyse dip dibeydik. Kafası ayık olsaydı eğer ilk söyleyeceği şey bana bakarak, 'neden bu kadar yakınsınız biraz ileri gitsenize' falan demek olurdu sanırım.

Aras'ın boynundaki sağ elimi indirip, Berke'nin cebine doğru bir hamle yaptım. Fakat dans ettiğimiz için Berke kalçalarını hafif oynatınca o  küçük kağıt yerle ilk buluşmasını yaşamıştı. Ama ben yaşayamayacaktım. İşte şimdi bitmiştim. Aras belimdeki ellerini, sinirden belime geçiriyordu ve bu hareketiyle fazlasıyla canımı yakmıştı. Kulagıma fısıldayarak, " Allah kahretsin Derin! " diyip derin bir nefes verdi. Kafamı kaldırıp ona bakınca bana baktığını görmüştüm. Beceriksizin tekiydim işte. Gözlerim dolmuştu yine. Gözlerimi kırpınca sol yanağıma doğru sıcak bir gözyaşım boynuma kadar süzüldü. " Kağıdı yerden al çabuk! " diye sessizce tıslayınca hemen eğilip kağıdı yerden almıştım. Alır almaz ellerini belimden indirip, sert bir hareketle bileğimi kavrayıp, pistten indik. Balo kapısının çıkışına doğru ilerliyorduk. Ben ağlıyordum, sessizdim. O ise öfke doluydu, sessizdi. Becerememiştim, sakarlığım tutmuştu. Ne vardı işte giriverseydi ya kağıt Berke'nin cebine!

KARANLIK KATİL #Wattys2017Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin