Hilal
Gece Leon'un sayıklamalarıyla uyandım. (Yanımda uyumuş demek ki 😄).
Ne dediği anlaşılmayan cümleler kuruyordu. Yavaşça sarsarak uyandırdığım da boncuk boncuk terleyerek sıçradı yerinden. Hemen elini sağ bacağına götürdü. Pantolonunu hızla yukarı çekti. Bir takım izler vardı , benimle göz göze gelince kapattı. Alnındaki terleri silerek sordum,
--Leon iyi misin? Su getireyim mı?
Kafasını evet anlamında aşağı yukarı salladı. Suyu içerken ellerinin titrediğini fark ettim. Ellerine baktığımı anlayınca suyu hemen kenara koyup ellerini pikenin altına sakladı. Arkasını dönüp uyumaya devam etti.Leon
Bu aptal kabusu epeydir görmüyordum. Sebebi belli, Hilal geldiğinden beri av peşinde koşmamıştım. Bu kız beni hantallaştırıp, evcilleştiriyordu.
Hilal
Leon'un kabusundan sonra beni uyku tutmamıştı. Sıradan bir kabusa benzemiyordu. Bence işlediği cinayetlerle bir bağlantısı vardı.
Yavaşça yanından kalktım ve çalışma odasına gittim. Kapıyı kapatıp incelemeye başladım. Mutlaka bir şeyler bulurdum burada. Ama çok dikkatli olmalıydım. Yoksa Leon bu sefer gerçekten beni kıtır kıtır keserdi.😓😶
Sabaha kadar vaktim vardı. Etrafıma bakındım. Kitaplar, dosyalar, defterler... Çok fazla şey vardı. Fakat uğraşmaya değerdi. İşe masasını karıştırmayla başladım.
Aradan 2 saat geçmişti. Odanın altını üstüne geçirmiştim. Gözüme çarpan şeyler arasında bir takım klinik raporları çıktı. Bilgisayarında ise işlediği cinayetlerin listesi ve kurbanlarının hayatlarına ulaşmıştım. Tabiki dosyalar gizli ve şifreliydi ama eski bir dost yardımıyla o işi de halletmiştim. (Evet gece 3 te kendini aradığım için mutlaka arkamdan beni ne kadar sevdiğini belirten cümleler kurmuştur. 🙄😐).
Klinik raporları Leon'a aitti. Yaklaşık bundan 10 yıl önce psikolojik destek almış. Hatta aylarca orada kalmış. Bir de özel bir defter buldum. Günlük gibi değildi. Sadece düşüncelerini ve onu etkileyen olayları üstü kapalı bir şekilde anlatmış gibi duruyordu. . Tam okumaya başlayacaktım ki kapının açıldığını duydum.
İşte şimdi sonum gelmişti. 🤤
Kapıyı açıp bana baktı. Gözleri dönmüş gibiydi. Onu daha önce hiç böyle görmemiştim. Hışımla bana yaklaştı elimdeki kağıtları ve bilgisayarı alarak,
--Bunlar ne? Neye bakıyorsun sen? Demedim mi sana burnunu sokma hayatıma diye.
--Leon ben şşeyy..
--Sus! Konuşma merak ettin dimi. Sana merak etme dedim. O kalın kafan bunları almıyor mu? İlla ölmek mi istiyorsun ? He !
--Sen kabus görünce...
Beni yakamdan tutup duvara yapıştırdı.
--Şimdi görürsün merak etmek ne demek!
Tam elini kaldırdı bana vuracaktı. Vazgeçti. Beni bıraktı. Odaya saldırmaya başladı. Her şeyi kırıp dönüyordu.
--Al sana merak ! Al sana kitap ! Al, al, al
Ben hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım.Her şeyi kırıp dökünce kapıyı çarpıp gitti.
Leon'un kabusuUzun dar bir koridor koşuyorum. Terliyorum, nefesim kesiliyor. Her seferinde ayağım takılıyor düşüyorum , tam kalkacakken ayağımdan bir el tutuyor. Bacağıma indirdiği bıçak darbesiyle uyanıyorum.
Kısa gibi görünen ama bana asırlar gibi gelen bu kabusu her gördüğümde tüm dengem şaşıyor.
Evet kabus çok korkunç, denge bozucu, can sıkıcı fakat gerçeği kadar değil..Bölüm sonu
Okuduğunuz için teşekkürler 🍀
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Peşimdeki Kız
FanfictionKimsesi olmadığı için katilinin peşine takılan bir kız. Onu başından atmaya çalışan bir katil.