Gözlerim Pelin'in belli belirsiz gösterdiği esmer çocuğu ararken kantinde bir çok esmerin olduğunu, başka bir özellik söylemesi için dönecektim ki az önce göz göze geldiğim çocukla tekrar karşılaşmıştık. Kaşlarımı çatıp ahlak kurallarına hiçte uymayan bir şekilde işaret parmağımı çocuğa doğrulttum. "Bahsettiğin çocuk şuanda buraya bakan olabilir mi?" Gözlerini arkama çektikten sonra başını olumlu anlamda salladı.
Tekrar ona baktığımda gülümseyerek hafifçe başını eğerek selam vermişti. Bende aynı şekilde karşılık verip önüme döndüm. "Ciddiymişsin," dediğimde gözlerini alayla devirdi. Suçlulukla başımı eğip ona yaklaştım. "Üzgünüm. Sadece daha önce hiç böyle bir şey olmadığı için benimle kafa buluyorsun sanmıştım. Saçma olsa da."
"Tabiki de saçma! Sana neden böyle bir şey yapayım? Beni böyle bir insan olarak gördüğüne inanamıyorum." Kafamı kaldırıp ona baktığımda başını sağa sola sallayıp geriye yaslandı. "Pekala haklısın. Sebepsizce yükseldim." Ellerini havada boşver gibisinden salladığında uzanıp yanağından öptüm ve geri çekildim. "Ne yapacaksın? Benden haber bekliyor." Derin bir nefes alıp dirseklerimi masaya yasladım.
Şuanda bir sevgiliye veya herhangi bir erkeğe ihtiyaç duymuyordum. En son biriyle çıkmamın üzerinden aylar geçmişti ve o da en fazla bir kaç hafta sürmüştü. Yani kısacası bir ilişki yürütmeyi beceremiyordum. Sadece bakışlarımı kaldırıp Pelin'e baktım. "Sence, ne yapayım?" O da bana aynı şekilde bakıp omuz silkti. Hala elindeki anahtarlıkla uğraşıyordu. Tam ben ağzımı açacakken konuşmaya başladı.
"Sen bilirsin. İstersen bir kez buluş, eğer hoşuna gitmezse hemen onu defederim."
Kafamı sallayıp dudaklarımı büzdüm. Aslında düşününce bana teklif gelse de gelmese de sevgiliye ihtiyaç duymuyordum. Bir erkek arkadaşım olsun diye yakındığım bir kez bile olmamıştır. Biriyle çıkmak bence büyük bir sorumluluktu. Birçok şeyden vazgeçmen gerekiyor bir kere. Dışarıya kendini kapatman, sosyal hayatından vazgeçmen, bir çok kıyafet ve arkadaştan da. Tabii ki erkek arkadaşım arkadaşımla aramı bozamaz ama bu sefer onunla aram bozulur. İllaki bir taraf için kendinden ödün vermen gerekiyordu ve bu benim kesinlikle huyum değildi. Fazla arkadaşım olmayabilir ama bu asla edinmeyeceğim anlamına da gelmiyordu. Şimdi mantıklı düşünürsek bir sevgili buna engeldi.
Derin bir nefes alıp bunu istemediğimi söyleyecekken yan masamızda oturan Aslı'nın gülüşü kulağıma çalındı. O tarafa dönüp onu izledim. Telefonla konuşuyordu. Ama garip olan ise telefondaki kişiye mahcup cümleler kullanırken arkadaşlarının gülüşlerini gülerek susturmaya çalışıyordu. Tekrar telefondaki kişiye döndüğünde alt dudağını dişledi. Aramızdaki az bir mesafe vardı ve ben de biraz o tarafa eğilerek uzaklığı biraz daha indirgedim.
"Gerçekten çok üzgünüm bebeğim. Böylesine meraklanacağını bilseydim hiç çağırmazdım. Şimdi nasılsın?"
Hemen sağında duran arkadaşına bakıp sıkılmış bir şekilde bakıp yanaklarını şişirdiğinde kaşlarımı çattım. Muhtemelen telefondaki kişi Mert'ti ama işin ilginç tarafı Aslı hanımın ona söylediği gibi hiçte üzgün olmadığıydı. "Seni gerçekten seviyorum canım. Şimdi derse girmem gerek, dersim biter bitmez yanında olacağım." Masadaki kızlardan bir anda yükselen kahkahalarla birlikte bizimkilerin de dahil kafeteryadakilerin gözleri onlara döndü.
"Hiç terbiyesi yok mu bunların? Sanki onlardan başka kimse yok burada!"
Pelin sinirle onlara bir bakış atıp önüne döndü ve dikleşerek asil bir şekilde Hakan ile sohbet etmeye devam etti. "Tamam canım, seni seviyorum. Ben gelene kadar yataktan çıkma." Bunu söyledikten sonra biraz daha bekledi ve telefonu kulağından çeker çekmez masadakilere sessiz olun işareti verdi. Ekranına bir kez dokunduktan sonra derin bir nefes alıp arkasına yaslandı. Bununla beraber kızlar tekrar gülmeye başlamışlardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2HEART (girlxgirl)
Teen FictionEşcinsel hikayesidir. Homofobik olanlar lütfen az ötede dursun. -25.01.2017- -14.11.2017-