Erken final yapma kararı aldım. Bu yüzden, hazırlıklı bekleyin. Her an bitirebilirim.
"Tam olarak ne için yalvardık?" dedi bana bakarak. Bacağım kırıkken kaçırdığım ve gerçekten önemli olan bir ders yüzünden ortalamam gerçekten çok düşüktü ve profesöre yalvararak ondan telafi için bir ödev almıştım. "Sağlık sorunları yüzünden uzun bir süre okulda değildim ve bu yüzden dersleri kaçırdım. Ortalamamı yükseltmek için ödev almaya çalışıyordum." Kişiliğime ne kadar zarar vereceğini umursamadan tam profesörün ayaklarına kapanacağım sırada o da oradan geçiyordu ve hiç sorgulamadan benimle birlikte yalvarmıştı. Hoca Batuhan'ın en sevdiği öğrencilerinden biri olduğunu söylediğinde ise bu fırsatı tepmenin benim açımdan kötü olacağını düşünüp bana yardım etmesine izin verdim.
"Pekala. Ne yapacaksın?" Derin bir nefes aldım. "Klasik makale ödevlerinden. İngilizce." Kafasını sallayıp beni onayladı. Koridorun sonuna doğru hiç konuşmadan ilerlerken aklıma onunla bir buluşma ayarlamadığımız geldi. Mesajlaşırız dediğim halde hiç konuşmamıştık ve şuan hazır yüz yüzeyken bunu yapabilirdik. "Kararlaştırmadığımız buluşmayı şimdi gerçekleştirmeye ne dersin?" Bir anda durduğumda irkildi ve biraz ilerimde o da duraksadı. Büyümüş gözlerine gülüp ona yaklaştım. "Eğer bir işin yoksa," dediğimde gülüp omuz silkti. "Hayır yok." Kafamı sallayıp tekrar yürümeye başladım.
Onunla bir şeyler yapma konusunda aceleci davranmam beni de şaşkınlığa uğratmıştı. Ama şuanda etrafımda keyifle konuşabileceğimi düşündüğüm başka biri yoktu. Pekala diğerlerini de seviyordum ama Batuhan ile zevklerimiz ve ilgi alanlarımız birbirine daha yakın olduğu için onunla konuşmak daha çok hoşuma gitmişti.
Gülüşerek hala ilerlerken kafamı ona bakmak için kaldırmıştım ama istemediğim bir manzarayla karşı karşıya gelmiştim. İstemsizce gözlerimi kırparken yutkundum. Nefes boşluğuma çöken ağırlık artık hiç yabancı gelmiyordu.
"Seni sevdiğimi biliyorsun değil mi Dilek?"
"Dilek değil Mert."
"Üzgünüm," derken arsız bir gülümsemeyle onun boynuna yeniden sokuldu. Mert yaslandığı duvarda sadece sağa sola bakınıyor ve Aslı'nın ona sırnaşmasına izin veriyordu. Aslı ise bir şeyler mırıldanmaya ve gülmeye devam ediyordu. Kendisinin nasıl gözüktüğünü düşünüyordu bilmiyorum ama dışarıdan bakan biri için gerçekten rahatsız ediciydi. Ve benim için gerçekten yalancıydı bu sevgi sözcükleri.
İnsanların ne kadar alçak olduklarını kendi gözlerimle dışarıdan izlerken bundan nefret ediyordum. İstedikleri zaman istedikleri yalanı söyleyebiliyorlardı ve bundan bir parça bile rahatsızlık duymuyorlardı. Etrafımda başka iki yüzlü var mıydı bilmiyordum ama şuanda tam da karşımda garip hareketler sergileyerek canımı acıtan şu varlığı dünya üzerinden silmek istiyordum. Asla yapacağımı düşünmediğim şeyler şimdi aklımdan geçiyordu ve diğerlerinin buna verdiği ismi de pek anmak istemiyordum. Acı çekeceğimi bildiğimden kabullenmek istemiyordum. En mantıklısını yapmıyor muydum zaten? Kabul etmek istemesem de kalbime yerleşmiş durumdaydı ve ben beynime yetki vermemiş olsam da şimdi bile psikolojik anlamda çöküş yaşıyordum.
"Eylül, buradasın değil mi?" Etkisinden çıkamadığım durum ile donuk bakışlarımı Batuhan'a yönelttim. "Evet," dedim bakışlarımın yönünü çevirmeden. O ikisi çoktan gerimizde kalmışlardı ama beynimdeki görüntülerini silmeyi beceremiyordum. Beni fark etmemişlerdi. Yada fark edip görmezden gelmişlerdi. Peki ben, ben neden görmezden gelemiyordum da şimdi ağlamak üzereymiş gibi hissediyordum. "Bir şey mi oldu?" Kaşlarını çatarak yavaşladığında bir şey demeden başımı eğdim ve tamamen durdum. Yanıma yaklaşıp hafifçe elini omzuma koyup eğildi. "Eylül neyin var?" Üzerime bir anda çöken ağırlıkla yürümeye bile hevesim kalmamıştı ve deli gibi ağlamak istiyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2HEART (girlxgirl)
Ficção AdolescenteEşcinsel hikayesidir. Homofobik olanlar lütfen az ötede dursun. -25.01.2017- -14.11.2017-