"Benimle gelmen lazım, çabuk!"
Kolumdan tuttuğu gibi beni sonu gelmeyen koridorlarda dolaştırırken onu durdurmaya yeltenemiyordum bile. Ne için koştuğumuzu, nereye koştuğumuzu bile bilmiyordum. Hatta nasıl koştuğumu. Hızımızı hiç düşürmeden hala sağa sola giderken zar zor ayağıma baktım. Alçım yoktu. "Mert ne oluyor? Alçım yok." Bana bakıp güldükten sonra aniden durdu ve elimi bıraktı. Etrafıma bakındığımda bir odaya gelmiştik. "Buraya gelirken kırılmıştır. Sana bir şey göstermek istiyorum."
Dediği şeyin saçmalığı ile hala ona bakıyordum. Yanımdan ayrılıp yatağa doğru yürümeye başladığında kafamı o tarafa çevirdim. Şaşkınlıkla gözlerim açılırken onu tutmaya çalıştım ama izin vermedi. Yatakta Pelin oturuyordu. Dün geldiği gibi yüzünde akmış makyajı ve dağınık saçları vardı. "Pelin ne işin var burada?" Kafasını kaldırıp bana baktı ve bağırmaya başladı. "Beni sevmedi!" Kim diye sormama kalmadan bir anda ayağa kalkıp elinde tuttuğu kumanda ile bana vurdu.
Titreyerek gözlerimi açtığımda Pelin'in yüzü ile karşılaştım. Bir süre kendime gelmeye çalıştıktan sonra ona baktım. Banyo yapmasına rağmen gözlerinde kalan makyaj göz altlarına bulaşmıştı. Gözlerimi bir kaç kez kapatıp açtıktan sonra hafifçe kafamı kaldırdım. Rahatsız edici bir şekilde hala yattığımız pozisyondaydık.
Sağ kolumu yavaşça Pelin'in kolunun altından çıkarıp yüzümü ovuşturdum ve gözlerimi kamaştıran güneşi engellemek için yüzüme siper ettim. Her yerimin ağrıdığını hissedebiliyordum. Dünden beri hiç kıpırdamamanın etkisi çoktu bunda. "Uyandın mı?" Yüzümde ki rahatsız ifadeyi silip gülümseyerek ona döndüm. "Günaydın," dediğimde o da gülümseyip kolunu ve bacağını üzerimden çekip esnedi. O uyurken bunu yapmayı o kadar çok istemiştim ki.
Bende sakince kafamı sağa sola yatırırken yataktan kalkmasını bekliyordum. "Çok rahat uyudum. Vay be, insana huzur veriyorsun." Yataktan kalkıp banyoya gittiğinde bir saattir havada tuttuğum ellerimi indirip kendimi yatağın boş kalan kısmına attım. Yüz üstü bir şekilde öyle kaldıktan sonra derin bir nefes alıp kalktım ve kendi yatağıma geçtim.
Onun rahat yatmasına sevinmiştim fakat benim her yerim ağrıyordu. Arkama yaslanarak gözlerimi kapattım. Yinede o gittiğinde kendimi yalnız hissediyordum. Hemde eskisinden daha çok. O okula gidecekti ve ben bilmem kaç saat bu odada tıkılı kalacaktım. "Artık bu alçının çıkmasını istiyorum." Elim, her yeri Pelin'in imza ve yazıları dolu olan alçıda gezinirken yüzümü buruşturdum. Dün ki düşüşüm umarım iyileşme süresini uzatmamıştır.
Tam dört gündür yemek yemek, uyumak ve yürümek dışında hiç bir şey yapmamıştım. Ki raporumun bitmesine üç gün vardı. Hangi akla hizmet bu kadar çok izin yazdı ki bana bu doktor. Tamam belki izinliyken bile bacağımın başına gelmeyen kalmadı ama sonuç olarak tüm gün de oturamazdım. Ama şuan keşke otursaydım diyorum.
Dün ki düşüşüm gözümün önünde canlandığında içimi sıkıntı kapladı. Keşke direk Dilek denen kızın eline tepsiyi tutuşturup gönderseydim. En azından ona dediklerim ağzıma geri tıkılmazdı. Ayrıca sürekli onunla temas halindeydim. Benim için yaptıkları aklıma geldiğinde düşünmeye başladım. Aslında çokta kötü birine benzemiyordu. Bana yanlış bir harekette yapmamıştı. Aslında onun gibi olan hiç kimse bana yanlış yapmamıştı. Ben neden böyle insanlara karşı bir kin besliyordum ki?
"Ne düşünüyorsun?" Ben baş parmağımı dişlerimin arasına almışken Pelin geldi. Elindeki havluyla yüzünü silerken gelip karşıma oturdu. "Sana bir şey soracağım." Elindekini yanına bırakıp bacaklarını altına topladıktan sonra dikkatlice bana bakmaya başladı. Bende ona dönüp elimi çeneme dayadım. "Şey nasıl desem bilmiyorum. Hani bazı insanlar var ya, bizden farklılar. Yani kızlardan hoşlananlar, erkeklerden hoşlananlar." Yüzünü buruşturup dikleşti. "Ben anlamadım. Nasıl bir kız ve bir erkek bizden farklı olabilirler. Bizde öyle değil miyiz? Sen erkeklerden hoşlanmıyor musun?" Beni yanlış anladığını anladığımda hemen savunmaya geçerek ellerimi iki yana salladım. "Hayır yanlış anladın. Ben bir kızın ve bir erkeğin, hem cinslerinden hoşlanmalarından bahsediyorum." İki kaşı da havalandığında sonunda anlatabilmiştim. Onun da benim gibi onları sevmediğini düşünmüyordum. Bu yüzden anlatılacak en kibar dille anlatmaya çalıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2HEART (girlxgirl)
Teen FictionEşcinsel hikayesidir. Homofobik olanlar lütfen az ötede dursun. -25.01.2017- -14.11.2017-