O karşımda, geriye yaslanmış bir şekilde bana bakarken kesinlikle rahat olamıyordum. Bu durum yaklaşık on dakikadır sürüyordu. "Odanızın yanmasına üzüldüm," dediğinde sessizliğe alıştığım için irkilmiştim. Dediği şeye cevap vermem gerektiğinde kafamı salladım. Zaten başka nasıl bir cevap verebilirdim ki? Bu ona yeterdi. "Bu arada, hiç tanışmadık." Ayağa kalkıp bir kaç adımda yanıma ulaştıktan sonra elini uzattı.
"Ben Mert." Kuruyan dudaklarımı ıslatıp yutkundum ve hafifçe elini tuttum. "B-ben de Eylül." Gülümseyip o elimi daha çok sıktı. Göğüs kafesimde bir baskı oluştuğunda onun ya da benim bir şekilde birimizin odadan çıkmasını istemiştim. Gerçi o daha yeni gelmişti ama. "Memnun oldum." Sonunda elimi bırakıp yerine geçtiğinde tuttuğum nefesimi serbest bıraktım. İnsanların üzerinde nasıl bir etkisi var bunun ya? Neredeyse nefes almayı unutacaktım.
"Yurtta zaten tek kişi kalan biri olduğu için başka oda açmamışlar. Hayal kırıklığına uğradıysan kusura bakma. Bende mecburiyetten oda değiştirdim zaten." Gözümde onun günler önce odadan kızgın bir şekilde çıktığı canlandığında kız arkadaşı ile bir sorun olduğunu anlamıştım. Muhtemelen aldatmıştı. Demek oluyor ki bu binada ikiden fazla eş cinsel vardı. "Yangının nasıl çıktığını bilmiyor musun?" Arkası bana dönük bir şekilde masasında bir şeylerle uğraştığı için kafamı sallamak yerine hayır dedim. Cidden nasıl olmuştu bilmiyordum. "Oda arkadaşın?"
"O da bilmiyor." Hafifçe yan dönüp alt dudağını bir kez ısırdı. "Gizemli bir olay cidden. İyi ki sana bir şey olmadı." Şaşkınca tek kaşımı kaldırıp ona baktım. "Neden bir tek ben? Arkadaşım da vardı." Derin bir nefes aldıktan sonra sadece kafasını bana çevirdi. "Ona bir şey olmasının imkanı yoktu zaten." Yutkundum. Bunu nereden biliyordu? "Nereden bili-"
"Her neyse, kapatalım bu konuyu. Yemek yemeye inelim." Yanıma geldiğinde değneklerimi alarak ayağa kalktım. Her ne kadar soracağım soruyu geçiştirse de ona karşı koymayacaktım. Cidden karnım gurulduyordu. "Arkadaşın hangi odaya transfer oldu?" Sorduğu soruyla duraksayıp kafamı kaldırdım. Bunu ona hiç sormamıştım. Acaba nerede? "Büyük bir ihtimalle o da seni arıyordur. Yemekhanede." Dediği şey mantıklı gelince daha da hızlanıp aşağı indik ve ben içeri girer girmez gözlerimle etrafı taramaya başladım. Bir süre bakındıktan sonra onun sesi yemekhanede yankılandı. "Eylül! Seni arıyordum." Direk boynuma sarıldığında güldüm fakat sarılamıyordum. Ne yapsam diye düşünürken Dilek elimdekileri aldı. Ona bakıp teşekkür ettikten sonra bende sarıldım. "Ben de, burada olduğunu Dilek tahmin etti." Pelin benden ayrılıp ona bir bakış attıktan sonra koluma girdi. "Hadi yemek yiyelim." Beni çekiştirdiğin de onu durdurup arkama döndüm. O sadece öylece duruyordu. "Sen de gel," dediğimde değneklerimi Pelin'e verip geri çekildi.
"Sağ ol, ben arkadaşlarımla yiyeceğim." Onun tek kalmayacağını duyduğumda hafifçe gülümseyip el salladım. O da el sallayıp gittiğinde Pelinle bir yer gözümüze kestirip oraya oturduk. Beni oturtup karşıma geçtiğinde yüzüme ters ters baktı. "Bu neydi şimdi?" İki kaşımı havaya kaldırıp anlamadığımı belirttim. "Az önce ki. Bana homofobik olduğunu söylemiştin." İki gün önce ki konuşmamız aklıma geldiğinde yavaşça kafamı aşağı yukarı salladım.
"Şey, bilmiyorum. Ben bunu çok düşündüm ve öyle olmadığıma karar verdim. Dediğin gibi onların bir suçlu olmadığını ve benim de sadece etrafımdan gördüğüm baskı yüzünden böyle düşündüğümü farkettim." Bir dakikadan az bir süre bana öylece baktıktan sonra gülümsedi. Belki Pelin o konuşmayı yapmasaydı Dilekle aynı oda da kaldığımı duyup aklımı kaçıracaktım. O cidden yılanı deliğinden çıkarıyordu. "Sevindim. Hem zaten homofobikliğin, düşük IQ göstergesi olduğunu duymuştum. Sen zeki bir kızsın." Gülüp ona yavaşça vurduktan sonra geriye yaslandım. Yaşanan onca şeye rağmen şuanda gülüyor olmamıza çok sevinmiştim. Ama ne yazık ki durum şuanda böyle olsa da ben bu olayın beni ağır etkileyeceğini biliyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
2HEART (girlxgirl)
Novela JuvenilEşcinsel hikayesidir. Homofobik olanlar lütfen az ötede dursun. -25.01.2017- -14.11.2017-