45. Hamle - Kale c5'e

910 62 2
                                    

Şarkı : Bryan Adams ft. Mel C - Baby When You're Gone :)

Duru Ulusoy

Taksi evin önünde durduğunda taksimetrede gördüğüm ücreti ödeyip cüzdanı tekrar çantama atarak arabadan indim. Benim ardımdan taksici de inip bagajdan çıkardığı bavulumu uzattığında teşekkür edip valizimi de alarak bahçe kapısını iterek içeri girdim.

Asansörün önünde beklerken telefonum çalınca çantamdan telefonu çıkararak Aylin'in aradığını görüp aramayı cevapladım.

"Teresa?.. Evet, şimdi geldim.. Tamam. Ben de eşyalarımı yerleştirip gelirim yanınıza.. Tamam canım. Görüşürüz."

Telefonu kapatıp tekrar çantama koyduğumda asansörün kapısı da açılmıştı. Valizimle beraber asansöre binip katımın numarasına bastığımda kapı kapanmak üzereydi ki araya giren bir elle yavaşça yeniden açılmaya başladı. Gelen kişiye yer açmak için valizi iyice bacaklarıma yaklaştırıp kafamı kaldırdığımda içeri giren gencin bana gülümsemesine karşılık kibarca tebessüm edip gözlerimi kapanan kapıya çevirdim.

Asansör üçüncü kata geldiğinde ikimiz de aynı anda çıkmaya çalışınca çocuk bana dönüp gülümseyerek kapıyı işaret etti.

"Buyrun."

"Teşekkür ederim."

Valizimin kulpunu kaldırıp sürükleyerek kendi dairemin olduğu koridora ilerledim. Dairenin önüne geldiğimde Kerem'in verdiği yeni anahtarlarla kapıyı açacakken asansördeki çocuk da arkamdan gelip yan dairenin kapısının önünde durdu. Elindeki anahtarla kapıyı açmaya çalıştığını görünce merakla bir an ona bakıp tekrar önüme döndüm. O dairede kalan çocuğun arkadaşı falandı herhalde.

"Sanırım siz yeni komşumsunuz." Kapıyı açmadan şaşkınca sesin geldiği yöne döndüm.

"Bu daireye mi taşındınız?" Gülümseyerek elini uzattı.

"Evet. İsmim Burak." Uzattığı eli sıkıp karşılık verdim.

"Memnun oldum. Ben de Duru." Meraklı bir ifadeyle dairemi işaret etti.

"Sen de yeni taşındın galiba."

"Hayır. Ben birkaç aydır burada oturuyorum ama dairemde tadilat olduğu için bir süredir arkadaşımda kalıyordum." Kafasını olumlu şekilde sallayıp bir an gözlerini kısarak şüpheyle yüzümü süzdü.

"Daha önce karşılaştık mı Duru? Yüzün çok tanıdık geliyor."

Başımı hafifçe yana eğip ben de onu inceledim. Bir doksan civarı boy, ne iri ne zayıf ortalama bir vücut, beyaz ten, mavi gözler ve kulağının üst hizasında biten kesimiyle düz siyah saçlar. O söyleyene kadar tipine pek dikkat etmemiştim ama fazlasıyla yakışıklı bir erkekti. Böyle birini görüp de hatırlamama ihtimalim zor olsa da uykulu olduğum bir ana denk gelmişse mümkün olabilirdi de.

"Emin değilim. Belki okulda denk gelmişizdir. Hangi bölümde okuyorsun?"

"Maden mühendisliği." Gülümseyerek kafamı salladım.

"O zaman kesin okulda görmüşsündür çünkü aynı binadayız." Keyifle gülümseyerek kapısına yaslandı.

"Kaçıncı sınıftasın Duru?"

"Üç. Sen?"

"Son sınıf. Seçmeli ders alıyor musun Duru? Belki ortak dersimiz de vardır."

"Mühendislik etiği." Kaşlarını kaldırıp uzun bir ıslık çaldı.

"Ayşe Hoca ha? Güzel olduğumuz kadar cesuruz da demek." Utangaç bir gülümsemeyle saçımı kulağımın arkasına iteledim.

"Tembel desen daha doğru olur. Sınava çalışmaktansa ödev hazırlamak daha kolay geldiği için seçmiştim dersi. Gerçi şimdi pişmanım ama.." Bu sırada telefonum çalınca çantamdan telefonu çıkarıp Kerem'in aradığını gördüğümde mahcup bir ifadeyle Burak'a baktım. "Affedersin bunu cevaplamam gerek." Anlayışla kafasını salladı.

Geçmişin Külleri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin