Şarkı : Hot Chelle Rae ft. Demi Lovato - Why Don't You Love Me
Multimedya : ?
Odamdan çıkıp mutfağa inmek için koridorda yürürken Kerem'in odasının önünde duraksayıp tereddütle kapalı kapıya baktım. Kahve içmek ister mi diye sorasım vardı ama içimden bir his bunun iyi bir fikir olmadığını söylüyordu. İçeriden gelen sinirli ve bol küfürlü konuşma seslerine bakılırsa bu hissimde haklıydım da. Son zamanlarda neredeyse yedi yirmi dört gergin ve sinirliydi zaten. Ayrıca kucağında ağladığım o geceden sonra benden köşe bucak kaçtığını varsayarsak beni görmekten hoşlanacağını hiç sanmıyordum.
Sanırım çapkınların duygusal kızları rahatsız edici bulup onlardan uzak durdukları teorisini üreten her kimse haklıydı. Üstelik bu teoriye göre normalde sözde çapkının önünde bir kere ağlanması yetecek olsa da ben aynı gün içinde iki kere ağlayarak kara listenin ilk sırasına yerleşmiştim muhtemelen. Derin bir nefes alıp evime dönmek için az bir zaman kaldığını kendime hatırlatarak kapıdan uzaklaşıp merdivenlere ilerledim.
Kahve suyunun kaynamasını beklerken atıştıracak bir şeyler bulma hevesiyle dolapları karıştırmak için tezgahın diğer tarafına yöneldim. Son dolabın içinden de bir şey çıkmayınca hüzünle iç çekip kapağını kapattım. İçimde gereksizcesine yoğun bir tatlı yeme isteği oluşmuştu ve aksi gibi yakınlarda da hiç market yoktu. Kaldı ki içimdeki koala da bu soğukta dışarı çıkıp atıştırmalık almak için her zamankinden daha tembeldi bugün.
Tezgaha yaslanıp gözlüğümü tepeme iterek saatlerdir çizim yapmanın verdiği yorgunlukla yanan gözlerimi ovdum. Tabii tek kötü durumda olan gözlerim değildi. Sandalye tepesinde oturup masaya kapanmaktan belim iki büklüm kalmış, boynumda ve omuzlarımda oluşan düğümlerse muhtemelen gözle görülecek hale gelmişti. Üstüne üstlük hala da bitirememiştim ödevimi. 'Üniversiteyi kazanınca gerisi kolay yea!" diyen o kendini bilmez insanları çizim cetvellerimle döve döve öldürmek istiyordum şu an!
Keşke gündüz ders çıkışı Aylin'den benimle Kerem'in evine gelmesini isteseydim. O yanımda olsa vicdanıyla oynayıp çizim ödevimin çoğunu ona yaptırmakla kalmaz bu koca evde bir başıma olmaktan da kurtulurdum ne güzel. Isıtıcıdan gelen sıcak suyumun hazır olduğunu belirten sesle doğrulup kahvemi hazırlamaya koyuldum.
Normalde yalnız kalmaktan keyif alsam da bu günlerde yanımda birilerinin olmasını özlüyordum. Daha spesifik olmak gerekirse arkadaşlarımı özlüyordum. Nedense onlarla baş başa eğlenceli vakit geçirmemin üzerinden aylar geçmiş gibi geliyordu ve açıkçası yakın zamanda yaşanan olaylardan sonra kendi arkadaşlarımla kafa dağıtmaya cidden ihtiyacım vardı.
Sessizliği bozan zil sesiyle kupamı tezgaha bırakıp mutfaktan çıkarak kapıya ilerledim. Kapıyı açıp karşımda tüm haşmetiyle dikilen Rüzgar'ı görünce kibarca gülümseyerek içeri girmesi için kenara çekildim.
"Hoş geldin."
"Hoş bulduk."
Bugün her zamanki spor tarzına nazaran daha asi ama çekici giyinmiş olması dikkatimi çekse de üstüme vazife olmadığından sebebini sormak istemedim. Mutfağa geri dönmek üzereyken aklıma gelen ayrıntıyla merakla kafamı ona çevirdim.
"Senin anahtarın yok muydu?"
Göz ucuyla bana bakıp montunu çıkardı.
"Sen evdeyken kullanmak istemedim."
"Teşekkür ederim. Buradaki varlığımı umursayan birisinin olduğunu bilmek güzel."
Mutfağa girip kupamı alarak yemek masasının önündeki sandalyelerden birine oturduğumda Rüzgar da mutfağa girmişti. Kendine kahve hazırlamaya başladığında cebimden telefonu çıkarıp ben ödev yaparken Feyza, Aylin ve Mete arasında geçen grup konuşmalarına baktım. Paylaşılan resimlere bakılırsa ben hariç herkes pazartesi sendromundan dışarıda eğlenerek kurtuluyordu ve hepsi tembelliğim yüzünden uzun süre telefona bakmayışıma alışık olduğundan mesajlarına cevap vermeyişimi uyuduğuma yormuşlardı. Her ne kadar uyanık olup çizim ödevi yaparken kendi hüznümde boğulduğumu yazmak istesem de hiçbirinin keyfini kaçırıp eğlencesini bozmak istemeyerek mesajlardan çıkıp diğer uygulamalarla vakit öldürmeyi denedim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Külleri ✔
Genç KurguMizah ve romantizmin, gizem ve macerayla buluştuğu bu hikayede unutulmaması gereken tek bir şey var. Bir gün ışığı asla bir artiste boyun eğmez!?