Şarkı : Blue - Flexin'
Multimedya : Zeytin <3
Mutfağa girip gece boyunca içtiğim üçüncü kahve kupasını da lavaboya bırakırken yorgunca tezgâha yaslanarak gözlerimi ovdum. O psikopat bana nasıl bir ilaç vermişti bilmiyordum ama oldukça güçlü bir uyuşturucu etkiye sahip olmalıydı ki saatler geçmesine rağmen halen kendimi bitkin hissediyordum.
Bunun dışında sabahki baş ağrım geçtiği için çok da kötü durumda sayılmazdım ama yılbaşına bir otelin tuvaletinde yere serili halde girdiğimi hesaba katarsak evime gidip uzun ve bol temizlik maddesi içeren bir duşun ardından güzel bir uyku çekmeye ihtiyacım olduğu da bir gerçekti.
Sorun şu ki; herkes, gece boyunca her an olduğum yerde yığılıp kalacakmışım gibi güya bana çaktırmadan beni izlediğinden sonunda esnemeye bile çekinir hale gelmiştim. Sanki ağzımı açıp 'Yoruldum.' desem, 'Biri hemen ambulans çağırsın!' diye bağırıp üstüme atlayacak gibi tetikte bekliyorlardı ve beni düşündükleri için hepsine minnettar olsam da gereksiz tedirginlikleri artık beni de germeye başlamıştı.
Her şey bir yana, son iki saattir durmadan geçmişte ve günümüzde yaşanmış olayları konuşup mantıklı fikirler üretmeye çalışıyorduk ama elimizdeki üstün körü bilgilerle işe yaramaz varsayımlarda bulunmaktan öteye geçemiyorduk. Sonuçta ne Kerem'i arayan adamın, ne de bizi tehdit eden kişinin kim olduğuna dair bir ipucumuz yoktu.
Salona döndüğümde, ben mutfağa gitmeden önce tartışılan konunun devam ettiğini anlayıp sessizce yerime oturdum. Mete olanlarla ilgili kendi fikrini söylerken Aylin araya girdi.
"Atladığımız bir ayrıntı var. Bize anlattıklarınıza bakılırsa uzun zamandır ikinizi de takip ediyorlar demektir. İşlerini garantiye almak için bizi de takip edip Demir'in emniyete gidişinden şüphelenirlerse ne olacak?"
"Şüphelenmeleri için bir nedenleri olmayacak. Çünkü babamın mesai saatinde orada olacağız. Sadece onu ziyaret ettiğimi düşüneceklerdir."
"Sizi bilmem ama ben en azından Duru'ya olanlar için polise gidip şikâyette bulunalım derim." Bora'nın fikrine ilk olumsuz tepki Aylin'den gelmişti.
"Evet, tabi. Bu ülkede kadınlara yapılan saldırıları çok umursuyorlar çünkü."
"Bence de şikâyet etmek yararsız olur. Duru'nun adamın yüzünü göremediği için neye benzediğini tarif edemeyecek olması bir yana, Kerem saldırının gerçek sebebini ve diğer bildiklerini anlatmadığı sürece polisin de yapabileceği ya da araştırabileceği çok bir şey yok. Kaldı ki Kerem olayları anlatsa bile onu arayan adam kimliğini açıklamadığı için polisin aklına ilk gelen birilerinin Kerem'den para koparabilmek için ona oyun oynadığı ihtimali olur. Yani neresinden bakarsanız bakın polise gitmek işleri daha çok karıştırmaktan öteye gitmez."
"Demir haklı. Polise göre yangın olayı kayıtlara kaza olarak geçmiş ve kapanmış bir dava. Ellerinde kanıt olmadan dosyayı yeniden açmak onlar için zaman kaybından başka bir şey değil ama beni asıl düşündüren kanıtımız olmayışı değil, bu adamların yapabilecekleri. Eğer olay gerçekten kaza değilse ki, beni arayan adamla görüşmemem için yaptıkları öyle olmadığına inanmak için yeterli bir sebep, bu da adamların işledikleri suçların üstünü kapatmak konusunda fazla başarılı olduklarını gösterir.."
Kerem durakladığında Mete söze girdi.
"Size bunları yapanın polisten korkmayacak kadar güçlü olduğunu ya da polis teşkilatında kendi adamları olduğunu düşünüyorsun değil mi?"
Kerem cevap vermek yerine hafifçe kafasını salladığında oda sessizliğe gömüldü. Hepimizin aklından aşağı yukarı aynı şeyler geçiyor olmalıydı. Bir kere bu yola girdiğimizde geri dönüşümüz olmayacaktı ve göze aldığımız tehlike küçümsenemeyecek kadar ciddiydi. Çünkü Aylin'in de belirttiği gibi Kerem'e yardım eden ve dikkatlerini çeken herkesi yakından izliyor olacaklardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Külleri ✔
Novela JuvenilMizah ve romantizmin, gizem ve macerayla buluştuğu bu hikayede unutulmaması gereken tek bir şey var. Bir gün ışığı asla bir artiste boyun eğmez!?