Şarkı : Lunafly - Troublemaker (Olly Murs cover)
Rüya gibi gelen birkaç saniyenin ardından bir şeyler söylemek için ağzımı açmıştım ki aniden bacaklarıma yapışan bir şeyle ve ardından duyulan sevinç dolu çığlıkla sözlerim ağzıma tıkıldı.
"Anne!"
Anne? Birkaç kez gözlerimi kırpıştırıp şaşkın bakışlarımı Kerem'den aşağı çevirdiğimde bacaklarıma yapışmış ufaklığı görür görmez kaşlarım çatıldı. Çocuk kafasını kaldırıp daha neşeli bir sesle tekrar "Anne!" diye haykırınca gözlerimi çocuktan Kerem'e çevirdim.
İkimiz de anlamsızca çocuğa ve birbirimize bakarken isteksizce elimi elinden çekip bacaklarımdaki kan akışını kesmeden önce çocuğu durdurmak için eğilerek minik kollarını nazikçe bacaklarımdan çekip onu bırakmadan dizlerimin üzerine çömeldim.
Kıvırcık siyah saçları, kocaman kahverengi gözleri ve gülüşünün iyice şişirdiği tombul yanaklarıyla en fazla üç yaşında çok sevimli bir erkek çocuğuydu. Şöyle bir etrafa bakıp yakınlarda telaşla onu arayan ya da gözetleyen bir ebeveyn olup olmadığını kontrol ettiğimde onunla bağlantılı kimse göremeyince dikkatimi tekrar çocuğa verdim.
"Adın ne tatlım?"
"Ali." Gülümseyip yanağını okşadım.
"Annen nerede Ali?"
"Anne!" diyerek boynuma sarılınca ani hareketinin boynumda yarattığı sızıyla kesik bir nefes alıp elimi sırtına koydum. Bu sırada Kerem de karşıma geçip ağırlığını tek dizine vererek elini çocuğun omzuna koydu.
"Ufaklık?" Boynumu bırakmadan geri çekilip Kerem'e baktığında çocuğun yüzünde ürkek bir ifade oluştu.
"Kiminle geldin buraya?" Cevap vermek yerine sessizce tekrar bana sarılınca Kerem iç çekip kafasını salladı.
"Anlaşıldı. Güvenlikten yardım istesek iyi olacak."
"İyi fikir." Çocuğun kollarını boynumdan çözüp ayağa kalkarak elimi ona uzattım. "Gel bakalım Ali. Gidiyoruz." Sevinçle elimi tutunca hep beraber girişteki danışmaya gitmek için asansöre ilerledik.
Kerem danışmadaki kadına durumu anlatırken ben hala bir umut etrafı kolaçan ediyordum ama çocuğunu kaybetmiş gibi panikle ortalarda dolanan ya da çocuğa seslenen kimsecikler yoktu.
Sonradan gelen iki güvenlikten bayan olanı yanımıza gelip gülümseyerek Ali'nin önünde eğildi.
"Soy ismini biliyor musun Ali'cim?" Beklenen yanıt gelmeyince kadın şansını tekrar denedi. "Annenin ya da babanın ismini söyleyebilir misin peki?"
Ali bu soruya da cevap vermeyip bacağımın arkasına saklanınca kadın doğrulup diğer güvenliğin yanına gitti. İkisi bir şeyler konuştuktan sonra erkek güvenlik danışma masasına geçip mikrofonu açtı. O, Ali için anons yaparken Kerem de yanımıza geldi.
"Hadi gidelim. Gerisini görevliler halleder."
Kafamı sallayıp yere çömelerek elime sımsıkı sarılan çocuğa gülümseyip en yumuşak sesimle konuşmaya çalıştım.
"Biz gidiyoruz Ali'cim. Annenle baban gelene kadar seninle bu ablalar ilgilenecek, tamam mı?" Mutlu ifadesi anında üzgün bir hal alınca akmak için hazır bekleyen yaşlarla dolu gözlerini gözlerime dikti.
"Gitme."
"Ama gitmemiz gerek balım. Hem bu ablalar da çok tatlı baksana. Eğer uslu durursan seninle oyun da oynarlar eminim." Gülümseyerek bizi izleyen güvenlik ve danışma görevlisi kadınları işaret ettim ama onlara bakma gereği bile duymadan gözlerinden süzülen yaşlarla hırsla kafasını salladı.
![](https://img.wattpad.com/cover/66380643-288-k774593.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geçmişin Külleri ✔
Novela JuvenilMizah ve romantizmin, gizem ve macerayla buluştuğu bu hikayede unutulmaması gereken tek bir şey var. Bir gün ışığı asla bir artiste boyun eğmez!?