14. Hamle - Fil b4'e

1.6K 83 49
                                    

Şarkı : Jamie N Commons & X Ambassadors - Jungle

Evden uzaklaşmamızın üzerinden geçen uzun dakikalar boyunca sesimi çıkarmadan, gecenin bir yarısı benimle görüşmek istemesinin sebebine dair bir şeyler söylemesini bekledim ama anlaşılan o ki ben zorlamadıkça ne olduğunu anlatacağı yoktu. Yeterince zaman tanıdığımı düşünerek malum soruyu sormak üzereydim ki beni şaşırtarak ilk konuşan o oldu.

"Dün gece ne oldu?" Neyi kast ettiğini anlayamadan ona döndüm.

"Ne gibi?"

"Kerem'le senden bahsediyorum."

"Bunca gerilimi neden ayrıldığımızı öğrenmek için mi yarattın? Siz ikinizin benim akıl sağlığımla alıp veremediği nedir ya?" İlk cümlemle beraber kaşlarını çatıp bana döndüğü için sonlara doğru sesim kısık çıkmıştı.

"Ne ayrılması?"

"Kerem söylemedi mi? Dün gece siz gittikten sonra kavga edip ayrıldık biz." 

Hiçbir yorumda bulunmadan bana kısa bir bakış attığında neden bilmiyorum ama tuhaf hissetmiştim. Bir iki saniye kadar gözlerinde acıma veya anlayış benzeri bir ifade oluşmuş gibiydi ama diğer bir an gördüğüm sert yüz ifadesiyle az öncekinin bir yanılsama olduğuna emin oldum. Daha da önemlisi atladığım bir ayrıntı vardı. 

"Bir dakika! Eğer ayrıldığımızı bilmiyorsan bir şey olduğu fikrine nasıl vardın?"

Merak içinde ne diyeceğini beklerken telefonuna gelen bildirimle bana cevap vermeden telefonunu kontrol edip birkaç saniye sonra arabayı durdurdu. Tam olarak nerede olduğumuzu tahmin etmek istesem de gelene kadar geçen süre zarfında sadece benimle ne konuşmak istediğini anlama çabası içinde olup yola hiç dikkat etmediğimden sonuç olumsuzdu.

"Benim birini görmem gerek on dakika içinde dönerim." Çıkmak üzere kapıyı açtığında bir şey hatırlamış gibi tekrar bana dönüp genel tavrından daha ciddi bir ifadeyle konuştu. "Ve Duru."

"Hmm?"

"Arabadan çıkmayı aklından bile geçirme!" Neydi bu, kamera şakası falan mı?

Tam ağzımı açıp çıkışmak üzereydim ki beni umursamadan hızla arabadan inip kapıyı kapadı. Lafı ağzına tıkılmış halde boş boş arkasından bakarken ciddi anlamda bunun bir rüya olduğunu düşünmeye başlıyordum. Tabi koşullar göz önüne alındığında kabus da olabilirdi. 

Kendime bir çimdik atıp gerçek olduğunu anlamanın acısıyla kolumu ovarken gözlerimi yukarıya çevirip isyanla mırıldandım. "Daha heyecanlı bir hayat istediğimi söylemiştim biliyorum ama.." Dışarıdan gelen bağrışma sesleriyle isyanım bölününce gürültünün kaynağını bulabilmek için etrafa bakındım. 

Görünürde bir sorun yok gibiydi ama gittikçe artan bir uğultu bana ulaşmaya devam edince gözlerim şüpheyle kısıldı. Gelen sesler tezahürata benziyordu ama ortalıkta herhangi bir spor müsabakasına dair işaret de yoktu. 

Kaldı ki burası, yolun bir tarafında inşaat halinde yarım bırakılmış gibi duran binaların, karşı tarafındaysa prefabrik yapılarla onların ardı sıra devam eden evlerin olduğu alelade bir caddeydi ve bu sokaklarda en iyi ihtimalle sadece mahalle maçı yapılabilirdi. Böyle olması da benim açımdan daha merak uyandırıcıydı. Seslerin nereden geldiğini ve sebebini öğrenebilmek içinse tek seçeneğim vardı!

Elimi kilide koyup kapıyı açmak üzereyken aklıma Rüzgar'ın uyarısı geldi. Sırf bana emir vermesine sinir olduğum için bile bu arabadan inmek istiyordum ama aynı şeyi Kerem'leyken yapınca yaşadığım talihsizlikler zinciri yüzünden tereddütte kalmıştım. 

Geçmişin Külleri ✔Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin