“ OPPAAAAAAAA”
“ Yeon-ah sen nereden çıktın” Yeon abisinin boynundaki elleri gevşetti. “ Yaah üzüldünmü geldim diye” “ Saçmalama yeon ben sadece biraz şaşırdım” Yeon abisini arkada bırakıp salona yürüdü “ Annem seni kontrol etmem için gönderdi. Buraya ne zaman taşındın burası gerçekten büyük ve güzel bir ev” “ Şey aslına bakarsan çok olmadı ev arkadaşımla beraber kirayı paylaşıyoruz.” Yeon koltuğa oturdu
Kai merdivenlerden inerken yırtılmış t-shirtü görüp sırıttı sonra onu eline alıp merdivende onlardan kalan meniyi sildi. Lay’in salonda bir kızla oturduğunu gördü ayakkabılığın oraya t-shirtü attı ve salona girdi. “ Merhaba” Yeon sesle irkildi ve başını o tarafa döndürdü. Karşısında Kai’yi görünce dibi düşmüştü çünkü Kai’nin güzel bir yüzü vücudu ve sıkı kalçaları vardı. (biliyoz biliyoz anlatmana gerek yok da ne ara poposuna baktın bebenin) “ Oh merhaba ben Hyoyeon. Sen oppamın ev arkadaşı olmalısın” “ Aslına bakarsan ben onun er…” “ Evet o benim ev arkadaşım Kai ve Kai bu da benim kız kardeşim Yeon. Şey o üniversiteye gidiyor ve bizi ziyarete gelmiş” Lay gergindi çünkü ailesine daha gay olduğunu söylememişti ve eğer Kai bunu yeon’a söylerse saniyesinde annesine yetiştirirdi ondan sonra bu annesinin kalbine inerdi. Kai’ye sonra anlatırım dedi. Kai aslında anlamıştı ailesinden sakladığını onun için fazla üstelemedi. “ Yeon kaç yaşındasın” “ 20” Kai elini uzattı “ Ben 23 yaşımdayım bana oppa diyebilirsin. Tanıştığımıza sevindim yeon-ah” Yeon Kai’nin elini sıkıca tutup salladı. “ Bende sevindim Oppa, abimle birlikte kalmana da artık buraya sık sık geleceğim” Kai sırıtıp Yeon’un kafasını okşadı. Lay Kai’nin yanına oturdu ve boğazını temizledi bunun üzerine Kai arkasına tekrar yaslanıp kolunu sevgilisinin omzuna attı. Bu şekilde tanışma faslı ailenin neler yaptığı falan konuşuldu bu konuşma süresince Yeon Kai’ye sarkıntılık etti ve Kai de onu kırmamaya çalıştı sonra akşam oldu. Herkes yatağına gidiyordu. Yeon’a misafir odasını verdiler Lay de dipteki odaya yatmaya gitti Aslında Kai de peşinden gidecekti ama Lay onu itekleyerek odaya götürdü. “ Yat ben diğer odada uyumalıyım” “ Neden uyudu nasılsa hadi buraya gel de beraber uyuyalım” “ Olmaz Kai sabah aynı odadan çıktığımızı görürse şüphelenir.” “ O iyi ve saf bir kız Lay tıpkı senin gibi anlayacağını sanmıyorum” “ Kai Yeon sandığın kadar sav değildir bebeğim. Sen dikkatli olsan iyi olur o sana karşı boş değil gibi” “ Farkındayım” “ Ne farkındasın ve yine de ona yakın davranıyorsun öyle mi. Kai arana mesafe koymalısın” “ O senin kız kardeşin sevgilim ona kötü davranamam” “ Sana kötü davran diyen mi oldu ona çok yakın davranma mesala… mesela saçını okşama” Kai sevgilisinin beline kollarını sardı “ Sen beni kıskanıyor musun” “ Ne! Ne kıskancam seni be, ben sadece dikkatli ol dedim kardeşim diye söylemiyorum ama o tam bir sürtüktür” “ Lay kardeşine bunu nasıl söylersin” “ Gerçek bu Kai ona fazla yaklaşma anladın mı. Yoksa… seninle… sex…yapmam” Lay her kelimesinde sevgilisinin dudağına öpücük kondurdu. “ Bunu yapamazsın Lay bu gerçekten çok acımasızca. Zaten benden kaçtığın için bir türlü yapamadık tam alıştın seni ikna ettim kardeşin geldi. Söylesene biz ne zaman birlikte olacağız seni istiyorum” “ Lay sevgilisinin boynuna gömüldü “ Biliyorum bebeğim biraz daha dayanırsan gerçekten büyük bir ödül alacaksın” Kai duyduklarıyla geri çekildi lay’in ciddi olup olmadığına bakıyordu ve Lay ona sırıttı. Bununla birlikte Kai’nin gözleri parladı.
Yeon geleli üç gün olmuştu Kai ondan uzak durmaya çalışıyordu ama her seferinde Yeon ‘oppa’ diye ona yapışıyordu. Yine gecenin ikisinde Kai yataktan kalktı mutfağa su içmeye inmişti. Arkasını dönüp odasına gidecekken üzerine kısacık bir gecelik giymiş – bu soğukta- Yeon ile karşılaştı. “ Oh Yeon beni korkuttun” “ Oppa seni de mi uyku tutmadı” Yanına gidip tezgaha yaslandı ve elleriyle Kai’nin yanağına dokundu. Kai onu itmemişti hiçbir şey söylemiyordu bu onun devam etmesine neden oldu. Onu tezgaha doğru itip öpmeye başladı. Bir süre sonra Kai ona karşılık vermeye başladı. Yeon dilini onun ağzına sokup dişlerinde gezdirdi. Kai’nin tüm ağzını keşfediyordu Kai’nin onun dilini emmesi ile inledi ve gözleri kapandı sonra dudaklarına soğuk bir hava çarptı. Ters giden bir şey vardı gözlerini araladı Kai’nin ona güldüğünü gördü “ İğne ucu kadar bile etkilenmedim Yeon-ah. Bunu oppana söylemeyeceğim seni kötü biri olarak tanımasını istemiyorum. Ayrıca Yeon-ah tedavi olmalısın” Yeon geri çekilip sordu “ Ne demek istiyorsun” “ Dilinin üzeri beyaz ve pütürlü aynı zamanda gözaltı torbaların var ne zaman başladın bilmiyorum ama artık bırakmak için tedavi görmelisin. Bunu seni düşündüğüm için söylediğimi sanma ben Lay’i önemsiyorum onun üzülmesini istemiyorum” arkasını döndü gidecekken omzunda bir kol hissetti.” Oppamı neden önemsiyorsun ki” bunu kısık sesle söylemişti. Kai gülümsedi bununla birlikte gözleri de ona katılmıştı. “ Yeon-ah bunu sana söylemeyi unuttum ben gayim sadece abin için”“ Sen oppamı sevdiğini mi söylüyorsun”
“ Evet onu seviyorum hemde deli gibi onun canının yanmasından korkacak kadar çok hemde”
Ertesi sabah Lay gözlerini açtığında sevgilisinin gözleri ile karşılaştı ona gülümsüyordu. Panikle yatakta doğruldu
“ Kai burada ne arıyorsun ya Yeon görürse. Çabuk çık buradan”
“ Bak beni böyle sürekli kovarsan Yeon’a karşılık veririm ona göre”
Lay kaşlarını kaldırıp ona baktı
“ Allah Allah demek öyle Kai bey. Git madem onu istiyorsun hiç durma”
Lay ayağa kalktı ve Kai’yi itekleyerek odadan attı. Lay’in onu kıskanması Kai’nin hoşuna gitmişti.
“ bak sonra pişman olursun ama “
“ Defol git kendini becer kai”
Lay sabahki olaydan dolayı çok sinirlenmişti. Duş alıp saçlarını bile kurutmadan aşağı indi. İndiğiyle sinir küpüne dönmüştü. Kai ve Yeon aynı koltukta oturmuş film izleyip gülüşüyorlardı. Kai onun geldiğini görünce kolunu Yeon’un omzuna attı. ‘ kardeşim falan demiycem atlayıp saçlarını yolcam şimdi’ Boğazını ben buradayım der gibi temizledi. Yeon ona döndü
“ Oppa uyandın mı biz de Kai oppa ile senin sarhoşken çekilmiş olan videonu izliyorduk. Ah Tanrım çok komik sen masanın üzerinde dans ederken nasıl garsonun kafasına kustun. Bunu yapan ilk insan olmalısın”
Kai arkasına yaslandı Lay ise duydukları ile beraber koşup televizyon ve kamera arasındaki kabloyu çıkardı
“ Kai ve Yeon birbirlerine temas ederek gülüyorlardı bu Lay için gerçekten fazlaydı ‘dayan Lay seni kızdırmak için yapıyor’ Lay iç çekti ve mutfağa yöneldi sonra içerden Kai’nin sesi duyuldu
“ Lay sen tek ye biz tokuz. Yeon gerçekten bu konuda iyi harika bir kahvaltıydı”
“ zıkım da yedin mi Kai”
“ Ne dedin Lay duyamadım tekrar söyle”
“ Dedim ki sorun değil ben tek de yiyebilirim”
‘ beni beklemeden kahvaltı mı yaptın Kai. Gerçekten bu kadar acımasız mı olacaksın’
Lay’in yüzü düşmüştü ve bir lokma bile yemeden mutfaktan çıkıp salondaki diğer koltuğa – Kai’den uzak yere- oturdu. Gözleri televizyonda aklı Kai’deydi.
“ Kai oppa beni gezdirir misin. Buraya geldiğimden beri evden çıktığımı hatırlamıyorum”
‘ Hayır de Kai’
“ Tabi Yeon-ah nasıl istersen hazırlanıp çıkalım.”
‘ or*spu çocuğuna bak hemen de atladı. Kai seni öldürürüm’
On beş dakika sonra ikisi de aşağı gülüşerek indiler sonra Lay’e el sallayıp çıktılar.
Akşam on bir gibi eve geldiler. İçeri girdiklerinde küçük çaplı bir şok geçirdiler. Lay evde ağlamış olmalıydı salonu dağıtmıştı. Her taraf sümüklü peçete doluydu ve bir o kadarda çikolata kapları, masanın üstünde büyük boy yarısı yenmiş yarısı erimiş dondurma kabı, şekerlemeler cips kabi romantik birkaç film cdsi ve yerde devrilmiş boş şarap şişesi onun yanında da hala ağlayan Lay vardı. Kai koşup Lay’in kolundan tutmasıyla yeri boylaması bir oldu.
“ Bana dokunma Kai. Sen… tam…bir… sürtüksün”
Lay son cümleyi parmağıyla Kai’nin göğsünü delerken söylemişti. Dili sürçüyordu
“ Lay bebeğim…”
“ BANA BEBEĞİM DEME, bana bebeğim deme Kai anladın mı.”
“ Sen ne ka….”
“ Şişşth konuşma. Bitti her şey bitti. Sana*hıçkırık* öz kardeşimle mutluluklar. Ben *hıçkırık* aranızdan çekiliyorum tamam*hıçkırık*mı”
Lay konuşurken bir yandan da ayağa kalkmış dengede durmaya çalışıyordu
“ Buraya gel bir yere gitmiyorsun”
Kai kollarını sevgilisine doladı ama o ondan kurtulmak için uğraşıyordu
“ Bı*hıçkırık* rak Kai artık ben senin sevgilin değilim. Sabah Yeon’a gideceğini söyleyen sen değil miydin?”
Yeon oppasının omzundan tuttu
“ Oppa beni gay birine mi layık görüyorsun üstelik seni deli gibi seven gay birine”
Lay gözlerini büyütüp kardeşine bektı
“ Sen nasıl? Kai bunu sen”
“ Evet, evet o söyledi ama inan bana söylemeseydi de şu an çoktan anlardım. İkiniz gerçekten delisiniz tek eşlilik olayı bana göre değil size mutluluklar”
Lay hala sevgilisinin koynunda kız kardeşine anlam veremeyerek bakıyordu
“ Ağw tanrım ne şirin siniz. Rahatınızı bozmayın ben uçağı kaçırmadan gidiyorum”
“ Görüşürüz Yeon-ah seninle tanışmak güzeldi. Sana söylediklerimi unutma bırakmalısın onu”
Yeon tamam tamam der gibi geçiştirdi, sonra çıkıp kapıyı kapattı.
“ Sevgilim sen burayı nasıl dağıttın. Sadece birkaç saat yoktum ve sen”
Lay sevgilisinin boynuna sarıldı
“ Yarın toplayalım benim uykum var”
Kai sevgilisini kucağına alıp yukarı taşıyacakken kapı çaldı (hahaha yine)
“Hay sıçayım bu kapı yine niye çalıyo”
“Git bak”
“ Hayır açmam bu sever açmayacağım yetti be arkadaş ev eV değil han kapısı giren çıkan belli değil”
“ Yaah git ac bu gece olmayacak zaten çok sarhoşum”
Kai iç çekerek kapıyı açtı. Kapıyı açmasıyla içeri dalan ve aşırı hızlı olan Soo’yu gördü
“ BİTTİ HERŞEY BİTTİ ONUNLA EVLENMEK Mİ ONUNLA ÇİŞE BİLE ÇIKMAM!”