“ Hyung sana göstermemi ister misin? Hemen burada”
Lay korkuyla Kai’yi geriye doğru itti.
“ Yok hayır ben ne demek istediğini anladım gerçekten göstermene gerek yok “
Kai aslında şaka yapmıştı ama Lay onu ciddiye alınca o da ciddi, ciddi düşünmeye başladı
“ Emin misin anlamamış gibi duruyorsun yani biz arkadaşız sonuçta eğer merak ediyorsan demiştim madem istemiyorsun”
Lay bir an düşündü zaten Kai de düzdü yani sonuç olarak onu öpse ne olurdu ki hem merak ediyordu.
“ Kai! Şey ben, ben merak ediyorum bana göster”
Kai ufak bir gülücük attı hyunguna ve yavaşça yanına yaklaştı. Lay derin bir nefes aldı gözlerini sımsıkı kapattı ve hazırım der gibi kafa salladı. Kai dudaklarını kendi dudaklarına deydirdiğinde lay’in vücuduna bir elektrik akımı geçti bunu ikisi de fark etmişti ama aldırmadılar ne hissedeceklerini merak ediyorlardı. Başta küçük başlayan öpücük şimdi derinleşmişti. Tanrı aşkına ne oluyordu Kai bu öpücükten gerçekten zevk alıyordu geri çekilmek istiyordu bunu gerçekten istiyordu ama vücudu ona ihanet etmişti bir kere ve onu hiç dinlemiyordu. Elleri istemsizce Lay’in beline dolandı beyninde ‘ Hayır ‘ dese de artık çok geçti. Peki Lay’e ne demeli Lay artık hiçbir şeyi umursamıyordu Kai ona sarılmış onu kendine çekmiş şimdi sırtında belirsiz daireler çiziyordu ama Lay sadece ‘Kai’nin dudaklarının tadı neden bu kadar güzel’ diye düşünüyordu. Sonra dudağında bır ıslaklığın yol çizdiğini hissetti. Gözlerini açtı Kai’nin gözler kapalıydı ama göz kapakları titriyordu. Kai bunu fark etmemiş miydi şu an dilini Lay’e değdiriyor ve ağzını açıp pembe dilinin geçmesi için yol vermesini istiyordu sonra bir an Kai de gözlerini açtı sanırım ne yaptığının farkına varmıştı. İkisine hemen geri çekildiler derince nefesler alıp veriyorlardı. “ Ben..ben” Kai bahane arıyordu bu yaptığının bir hata olduğunu o da biliyordu.
“ Alkol! Evet, alkol yüzünden böyle oldu”
Lay lafa atlayıp durumu kurtarmıştı. Şimdi Kai’nin bu yalana ayak uydurması gerekiyordu
“ Doğru biz çok alkol aldık ve… sonra”
Biz öpüştük diyemiyordu tanrı aşkına kalbi neden bu kadar hızlı atıyordu ki şu an kendi söylediklerini bile duymakta zorlanıyordu kulaklarında bir uğultu vardı başı çatlayacak gibi ağrıyordu. Şu an bir sürü düşünce beyninden hızla geçiyordu. ‘ Nefes al, nefes al. Yok çok aldın biraz yavaş evet aynen böyle’
“Kai sen iyi misin, panik atak geçiriyor gibisin”
‘Tanrım ne oluyor bu çocuğa’
“Senle ilgili müstehçen düşüncelerimi durdurmaya çalışıyorum”
Kai aklındaki düşüncelerden kurtulmaya çalışırkan ağzından ne çıktığını anlayamadı ve pat diye söylemişti. Şimdi ikisi de birbirine iri gözlerle bakıyorlardı. Lay birden gülmeye başladı
“ Ah! Dostum iyi şakaydı az kalsın inanıyordum”
Kai de zorla gülüyormuş gibi yaptı” aha ha ha evet ben şaka yaptım ama anlaşılan pek inandırıcı olmadı” elleriyle saçlarının arkasıyla oynuyordu Lay de bunun şaka olmasını umut ederek ve durum daha da garipleşmesin istediği için bunu söylemişti. Neyse ki Kai zeki bir çocuktu ve oda aynısını yapmıştı. Lay gülmeyi kesip
“ Neyse ben gideyim artık vakit geç oldu”
“ Hyung burada kalsaydın beraber uyurduk”
Kai ne dediğini fark edince ağzını komple çıkartıp başka bir yerlerine takmak istedi. Lay biraz şaşkın bakıyordu ‘yani Kai’ye ne olmuştu yoksa! Yok canım ya saçmalama Lay sadece önemsiz bir olay olduğunu düşündüğü için rahat’ Lay Kai’ye gülümsedi. Kai biraz da olsa rahatlamıştı tuttuğu nefesini bıraktı.