"istanbul yolcusu kalmasın"diye bağırıyordu görevli.Bavulumu elime aldım trene binmek üzereyken son bir kez arkama baktım "Ah yıllarımı geçirdiğim Eskişehir" diye hayıflandım.Eski anılarım geldi aklıma birden.Görevli"Yolcular yerlerine otursun kalkıyoruz" dedi ben istemeyerek te olsa koltuğuma oturdum.Tren kalktı birbirine el sallayan sevgililer, ağlayan aileler vardı trende.Ama benimse ne el sallayacak bi sevgilim ne de arkamdan ağlıcak bi ailem vardı.Kafamı cama dayadım ve düşünmeye başladım."Neden ben böyleyim,neden dışlanıyorum , neden sevilmiyorum?" bunlar beni çok üzüyordu.Eski anılarım aklıma geliyordu,ben onları düşünmek istemiyordum ve birden ağladım tutamadım kendimi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum"neden,neden ben ?" Yanımdaki kız bana bir peçete uzattı " ağlama değmez" dedi daha ne olduğunu bile bilmiyordu teşekkür ederek peçeteyi aldım.Ağlamamın nedenini bilmeden bana " ağlama değmez"" demişti.Doğrusu çok hoşuma gitmişti beni teselli etti bu iki kelime."değmez".Ağlamayı bırakmıştım.Dışarıyı izlerken uyuya kalmışım yanımdaki kız uyandırdı beni " hadi kalk İstanbul'a geldik" diye.Gözlerimi açtığımda bambaşka bir şehirdeydim kimseyi,hiçbir yeri bilmiyordum.Öylece trenden indim sadece bakıyordum burda ne yapıcağını gerçekten bilmiyordum.birden arkamdan "Deniz !" diye bağırıldı.Arkama baktım karşımdaki Eskişehir'deki lise arkadaşım Cerendi.Birbirimize sarıldık çok özlemiştim onu hiç bırakmak istemiyordum bu hiç bişeyini bilmediğim şehirde.çok sevinmiştim.
" senin ne işin var burda Deniz" dedi gülerek
"Üniversiteyi burda kazandım ve okumaya geldim üniversite ya sen neden burdasın Ceren?" dedim hüzünlü hüzünlü
"aynı kaderi paylaşıyoruz bende üniversite için geldim ve yanılmıyorsam aynı okuldayız liseye asmışlar kimin nereyi kazandığı hadi gel birlikte gidelim" dedi elimden tuttu ve beni kocaman kapısı olan dev bir üniversiteye götürdü.Kendimi bayağı bi yabancı hissediyordum.Bu düşüncemi dışarı vurduğumunda farkındaydım.İçeriye girdiğimizde kızlar bize,daha doğrusu bana çok dik bakıyorlardı aşşağılarmış gibi.Bir kendime baktım birde onlara ee haklılardı tabi şu üzerimde olan kıyafetlerle öyle bakmaları normaldı.Üniversitenin ilk günü en çirkin giyinen kız alanında ödül almam gerekiyor bence. Bol paça kot pantolon üzerinde "my sweet" yazan bir tişört giymiştim ne beklerdiniz ki.Ceren kayıt işlemlerini tamamladıktan sonra yurda geçtik kalacağımız odaya baktık.Fena değildi.Eşyalarımızı dolaba yerleştirdik. Birkaç dakika sonra zil çaldı.Sanırım baya bi geç gelmişiz biz.ne yapacağımızı bilmiyorduk.Herkes koşuyordu göz göze geldik cerenle 3 saniye olmadan hemen bizde koşmaya başladık nereye gideceğimizi bilmiyoduk.Sadece arkamıza bakmadan koşuyorduk.Birden herkes durdu evet şuan bahçedeydik.Herkes milimetrik şekilde arka arkaya sıraya dizilmişti.Bizde kendi sınıfımıza aynı şekilde sıraya geçtik.10 dakika olmadan karşımıza kokoş , saçları bir kuş yuvası gibi ,20 cm topuklu ayakkabı giyen bir kadın çıktı sessizce bakıyorduk meğerse bizimki müdüreymiş.Bir konuşması var oyuncak düdük yutmuş kurbağa gibi.Okulun klasik kurallarından bahsetti herzamanki gibi
-Derse geç girilmeyecek
-Kılık kıyafete dikkat edilecek
-Öğrencilere tabi edilen ücret zamanı geçmeden ödenecek vs.vs.vs. müdüre çok ciddi.Disiplinli bir kadındı.Anlamıştım ki bunun kurallarına uymak gerek.Korkutucu bir tipi var zaten.Yıl içinde sorunlar yaşayacağımıza eminim.Bizim sınıf 30 kişilik 14 kız 16 erkek.Kızlar çok havalılar.Kendilerini birşey sanıyolar.Aslında kezbanlar.Erkekler desen hepsi inek gibi ama aralarından biri varki...... Nefesimin kesilmesine sebep oluyor içimden kesin sevgilisi vardır bunun dedim.İnsanlarla daha tanışmamıştım ama yüzlerine bakınca bunu anlayabiliyordum.Ve o anda fularım yere düştü.Tam almak için eğildiğimde o çocukta eğilmişti.Eli elime deydi .Çok mutluydum ve aynı zamanda şaşkın Göz göze geldik aniden elimi çektim o, fuları alıp bana verdi teşekkür edip sınıfa gittim.Elimden fuları hiç bırakmadım çünkü eli deydiği için ahahah.Sırada elimle fularla uyumuşum.Aniden sırama biri sert bir şekilde vurdu.Kafamı kaldırığımda o kurbağa sesli müdüre gelmişti.Ve herkes bana gülüyordu.En nefret ettiğim durumdu şuanki.O hocayı o anda boğazlamak istemiştim.Ve o çocukta, Emre'de bana gülüyordu.Evet adını öğrenmiştim.Arkadaşlarının seslenişi sayesinde.Şuanda yerin dibine girmiştim zil çalmasını 4 gözle bekliyordum.Keşke bir an önce zil çalsa da daha fazla o bakışları görmesem .Ve zil çaldı. zil çalar çalmaz sınıftan ilk çıkan kişi ben olmuştum.Koşarak lavaboya gittim.Ağlıyordum.Çok sinirliydim.Bu okuldan hemen gitmek istiyordum.Daha ilk günümüzdü.Bu şans gerçekten sadece bende olur.Malın tekiyim ben.Gerçekten tam anlamıyla malın tekiyim.
![](https://img.wattpad.com/cover/14283937-288-k623524.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İSTANBUL YOLCUSU
RomantizmYeni şehir , yeni okul , yeni kişiler , yeni dostlar ve yeni bir aşk... Deniz'i zorlu bir yol bekliyor