6|Market Faciası |

25.7K 1.1K 263
                                    

Bir markette kendinden büyük egosuyla dolaşan bir ayaz yaman ile karşılaşacaksın deseler 'Hadi canım' derdim fakat bu tezimi çürüten kişi tam karşımdaydı. Mavilerim kahvelerine şaşkınlıkla bakıyor iç sesim ise 'ahey ahey' diye ağıt yakıyordu.

Neden mi? Çünkü evden çığır açtığım üşengeçliğim nedeniyle eşofman ile çıkmıştım fakat nereden bilebilirdim ayazın da markette olacağını.

"Çocuk senin ne işin var burada" diye şaşkınlıkla sorduğumda "Kızım asıl senin ne işin var " dedi bay ego.

Her zamanki cool kıyafetleriyle karşımda dikiliyordu. Ben ise siyah beyaz eşofmanım ile yataktan yeni kalkmış tembel ve pasaklı bir kızı canlandırıyor gibiydim.

"Ben mecburiyetten buradayımda seni burada görmeyi hiç beklemiyordum. Sonuçta kendinden büyük bir egon var. Buna müsaade etmez diye düşünüyordum" dedim kendimden emin sesimle.

"Beni çok özlediğinin farkındayım fakat ben gideyim. Malum egom seninle konuşmaya dayanamıyor." Dedi ve üzerimi dikkatli bir şekilde süzdü. Bakışları beni rahatsız etmeye yetiyorken " Kıyafetlerin de yakışmış. Tam sana göre " dedi ve yanımdan ayrıldı çok bilmiş.

Hah yakışmışmış. Aslında benim yumruğum senin suratına çok yakışırdı da neyse.

Kendi kendime söylenmeye devam ederken , bir yandan da elimdeki listeye göz ucuyla bakıyordum. Kağıtta bir sürü abidik gubidik şey yazdığını gördüğümde annemin tüm mahalleye yetecek kadar baklava hazırlayacağını farkettim. 'Sahi biz neden baklava yapıyorduk ki'

Aklım kendime sorduğum soru karşısında şaşırırken bir kenara not ederek daha sonra annem sormak adına rafa kaldırdım.
***
Elimde listem ile tek tek malzemeleri sepete atarken kafama düşen un paketi sayesinde acı ile inledim.

'Gökten keşke erik yağsa desem yağmaz, ama un paketi yağıyor mübarek' diye söylenirken bir yandanda acıyan başımı ovuyordum. Bu un paketi dokunmamama rağmen nasıl başıma düşmüştü anlamış değildim.

"Erik ha?"diyen alaylı bir ses duyduğumda kafamı kaldırdım. Kim olduğuna baktığımda ise yine o lanet okuduğum kahve gözler ile karşılaştım. Kaşlarım istemsiz olarak çatılırken, aklıma yeni gelen düşünce ile gözlerimi kıstım. 'Ah tabi. Un paketini ...kafama...ayaz'

"Sen attın değil mi . Sen attın kafama o un paketini" diye sinirle bağırdığımda bir kaç göz bize çevrilmişti. Hiç birine aldırmayıo hala ayaza kızgın gözlerle bakarken "Evet ben attım" diyerek suçunu itiraf etti.

"Neden attın. Deli misin sen? Manyak ruh hastası. Kafa bu be " diye cırladığımda ayaz sırıtarak dibime geldi. Beynimden ayazın sırıtan ağzının ortasına yumruk çakmam için emirler yağarken

"Belki senden kaçan beynin gelir diye attım fakat görüyorum ki hala gelmemiş. Gelseydi yaptıkların adına ayaklarıma kapanır ve benden özür dilerdin" dediğinde gözlerim şaşkınlıkla büyümüştü. Bunu düşünüyor muydu gerçekten. Ondan özür dileyip ayaklarına kapanacığımı.....hah.

"Senin mi ayağına kapanacağım? Asıl sen git olmayan aklını bul Ayaz yaman" diye diklendim.

Ayaz bana kaşları çatık bir şekilde bakarken "Daha yaptıklarının bedelimi ödeteceğim sana" dedi .

Duyduğum sözler ile yutkunurken özgüvenimi kaybetmeyip "Senden korkan yok fakat dikkatli ol. Yağmura meydan okurken doluya tutulma. Sende olan bu güven boşa" dedim ve yanından ayrıldım. Her yerinden ego kokan birisinin yanında durmaya tahammülüm yoktu.

TATLI HESAPLAŞMA|Tamamlandı|Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin