•22•

28 13 0
                                    

Gelen mesajla evden çıktım. Motorun benzini az olduğu için hiçbir yere gidemeyeceğini düşünüp garaja yöneldim. Garajdaki kırmızı arabayı alıp yola çıktım. Güvenlik kamerası taktırmanın mantıklı olabileceğini düşünüp, satılabilecek olma ihtimali olan bir dükkâna girdim. Adam kasada oturuyordu, müşteri geldiğini görünce ayağa kalktı. "Buyrun?" dediğinde, etrafa göz gezdirme işine ara verdim. "Güvenlik kamerası satılıyor mu?" diye sordum. "Tabii. Hangi fiyatta arıyorsunuz?" dediğinde hiç tereddüt etmeden, "Fiyatı hiç önemli değil. Sadece düzgün bir şey olsun. Yani dandik olmasın. Net olması da çok önemli." diyerek son cümleyi de işaret parmağımı kaldırarak ekledim. Adam eline aldığı kamerayı bana uzatıp, "Bu tam size göre o zaman." dedi. Kafamı yavaş hareketlerle aşağı yukarı salladım. Adam elindeki kamerayı kabına yerleştirdikten sonra bana uzattı. Adamın dediği fiyatı ödeyip dükkânı terk edeceğim sırada adamın arkamdan bağırışıyla ona döndüm. "Monte edebilecek misin?" diyerek kamerayı kastetti. Kafamı kameradan kaldırıp adama sırıtarak, "Sanırım hayır." dedim. Adam arabama bakıp, "Peki, bende geleyim sizinle. Kurulumu yaparım." dedi. İçerideki odaya doğru, "Oğlum, gel kasaya iki dakika, ben müşteriyle gidiyorum." dedi. Dükkândan çıkıp arabaya doğru ilerlerken adamda arkamdan geliyordu. Arabayı çalıştırırken adam gelip yanıma oturdu. Eve gidene kadar adam boş boş konuştu. Söylediği şeyleri dinlemedim ama bazı şeylere, "Evet abi." , "Çok haklısın." , "Tabiki." , "Bencede." gibi cevaplar verip dinlediğimi hissetmesini sağladım. Eve geldiğimizde arabayı durdurup adamı indirdim. Sonra aracı garaja parkedim adamın yanına gittim. "Nereye montalanacak?" diyerek etrafa bakındı. "Bahçeye bakan tarafa. İşte şuraya." diyerek parmağımla bahçe tarafına bakan duvarı gösterdim. Adam malzeme çantasından tornavida ve vida çıkartıp kurulumu yapmaya başladı. 5 dakika sonra adam kurulumu halledip bana döndü. Kurulum fiyatını sorduğumda adam nazikçe, "Kurulum fiyatımız kameranın fiyatına dahil. Siz bu kamerayı nereden izleyeceksiniz?" deyip ücret konusunu kapattı. "Laptop'tan." dediğimde, "İsterseniz kamerayı laptop'tan kontrol etmenizi ben halledeyim." dedi. "Tabii. Buyrun içeri." diyerek eve gittim. Adam peşimden gelirken tekrar konuşmaya başladı. İçeri girip laptop'un açılmasını beklerken adamın ne dediğini dinlemeye başladım. "Bu devirde düzgün insan kalmadı. Herkes insanları kazıklama peşinde. Kurulum fiyatını ayrı alıyorlar. Ne ayıp." dediğini duyduğumda dinlemenin iyi bir fikir olmadığını düşünerek, "Laptop'u açtım. Bağlantıyı yapabilirsiniz." derken adama yer vermek için koltukta kaykıldım. Adam malzeme çantasını masanın üzerine bırakıp bağlantıyı kurmaya başladı. Biraz uğraştıktan sonra, "İşte oldu. Hayırlı olsun. İyi günler." dedi. Adamı kapıya kadar uğurladıktan sonra laptop'a geri döndüm. Kamerayı izlemeye başladım. Hiçbir olay yoktu. 10 dakika boyunca ekrana baktıktan sonra dışarıdan gelen sesle ayağa kalktım. Telefonuna gelen mesajla telefonumu elime aldım. Gelen mesajı açtım. Numara belliydi. Bir video atılmıştı. Video'yu açtım. Kamerayı kırarken çekilmiş bir video'ydu. Laptop'a bakıp, bozulan görüntüye içimden küfürler ettim. Video'nun altındaki yazı dikkatimi çekti. 'Kumsal benim olacak. Bunu kafana sok. Kumsal'ı da toprağa sokmak istemezsin değil mi? Ya onu terk edersin, yada o seni sonsuza dek terk eder.' Numarayı aradım. 'Aradığınız numara kullanılmamaktadır.' cümlesini duymayı beklemiyordum. Telefonu koltuğa fırlatıp yere çöktüm. Onu bırakmak istemiyordum. Ama kaybetmek hiç istemiyordum. Onu mecburen... Allah kahretsin.

BİR TUTAM AŞKHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin