BİR TUTAM AŞK

•13•

Dün gece perdeyi çekmeyi unutmuşum. Tül şeffaf olduğundan Güneş gözüme çatıyordu. Uyanmama sebep olan Güneş'e küfür mırıldanıp yatakta doğruldum. Sağ tarafımda yer alan komidindeki telefonumu elime alıp baktım. Dünden beri bakmıyordum sanırım.
Yuh! Ne demek 15 yeni mesaj?
Mesaj kutusunu açıp baktım. İlk 5 tanesi kampanya, indirim... Kadınlara atın abi bu mesajları.
Geriye kalan 10 mesaj:
Gönderen: Aslı
Abi bir sorun var sanırım. Mesajı gördüğünde arar mısın?
Mesajlardan çıkıp aramaya girdim. Aslı'yı bulup aradım. Çalmasına rağmen cevap vermedi. Endişelendim. WhatsApp'a girip son görülmesine baktım. En son gece 2'de aktifmiş. Saate baktım. 8'di. Lanet Güneş yüzünden uyanmasaydım şimdi bende uyuyor olurdum. Muhtemelen uyuyordur diye düşünüp boşverdim.
Kalan 9 mesaja baktım. Kumsal. Tam '9'. '9'. İşsizlikten ölücek. Girip okumaya başladım.
Gönderen: Kumsal
Acil konuşmamız lazım.

Gönderen: Kumsal
Takip eden kişiden zarf gelmiş.

Gönderen: Kumsal
Hadi amaaa...

Gönderen: Kumsal
Ceyhun lütfen.

Gönderen: Kumsal
Korkuyorum Ceyhun lütfen hemen ara.

Gönderen: Kumsal
Lanet olası herif. Ne var mesaj atsan veya arasan!

Gönderen: Kumsal
Bundan daha mühim bi işin olabilir mi?

Gönderen: Kumsal
Bende kendim hallederim o zaman.

Son mesajı okumadan kalktım. Üzerime rastgele dolaptan seçtiğim şeyleri giydim. Motorun anahtarını alıp çıktım. O kadar yolu 3 dakikada geçtim. Zili bırakmadan çaldım. Açılana kadar. Uzun bi süre bekledim. Kapı deliğine gözümü sokup beni tanımasını bekledim.
"Geldim be patlama." dedikten sonra kapıyı açtı. Canı sıkkındı.
"Neler oluyor? Ne zarfı?" dedikten sonra içeri geçip oturdum. 10 saniye kadar bekledikten sonra elinde zarfla içeri girdi.
"Fotoğraflar bitti şimdi de mektuba başladı. Kesin o psikopat eski sevgilim."
"Emin olmadan bir şey yapamayız. Sen onun el yazısını biliyor musun?"
"Evet." deyip zarfından yapışkan kısmını çözdü. Kağıdı açıp biraz duraksadı. "Onun yazısı değil." dedi.
"Al işte! Lanet girsin. Kim var ki bize düşman?"
"Bilmiyorum yaaa, üfff!" deyip kendini koltuğa bıraktı.
"Kalk hadi gidelim." dediğimde çoktan ayaklanmıştım bile.
"Nereye?"
"Takıl peşime." Arkamdan geliyordu ama sürekli söyleniyordu. Ceketim zaten üstümdeydi. Oda ceketini aldığı zaman evden çıktık. Motoru çalıştırıp yanına yanaştım. Arkama bindi. Motoru hızlandırdığım zaman sarıldı. Ama sıkmıyordu. Bana güvenmesi beni mutlu ediyordu.
Uçurum kenarında durdum. Arkamdan indiğinde bana merakla baktığını hissediyordum. Ben ona bakmıyordum ama kocaman gözleri ne tarafa baksa hissediliyordu.
"Neden burdayız?"
"Alt taraf deniz. Koy gibi bir yer. Kimse bilmez burayı. Sinirlenince hep gelirim. Huzur dolu. Kimseye haber de vermem gelirken. Zaten kimsem yok. Ama kimse benim bu yerleri bildiğimi de bilmez."
"Ben özel miyim senin için?" hızlıca sordu bu soruyu. Kafamı kaldırıp ona baktım. Sorduğu için pişman gözüküyordu. Olabildiğince yaklaştım. Rüzgarın yüzüne getirdiği saçını kulağının arkasına yerleştirdim.
"Özelsin." dediğimde gülümsedi. Çok güzel gülüyordu be.
Gözlerini dudak hizama kadar indirdi. Dudaklarıma bakıyordu. Bende dudaklarına bakınca yaklaştı. Bunu benim yapmam gerekiyordu. Bende dudaklarına yaklaşıp öptüm.
Geri çekildiğinde dudakları morarmaya yaklaşmıştı. Kaç dakikadır böyle olduğumuzu bende bilmiyorum.
Göbeği açık, açık mavi bir t-shirt'ün altına koyu mavi kot pantolon giymişti. Utandığını kızaran yanakları belli ediyordu. Sağ elini, pantolonunun arka cebine soktu.
"Şeyy.."
"Ney?" deyip aramızdaki mesafeyi yeniden kapattım. Gözleri ayak ucuna bakıyordu. Kafasını iki parmağımla kaldırdım. Gözleri gözlerime denk gelince kaçırdı. Daha fazla üstelemeyip bıraktım. Şimdi sevgili sayılırdık dime?

***

Yol boyunca hiç konuşmadan evlerine geldik. Motordan inince bileğimdeki bilekliği aldı.
"Buda benim!" deyip sırıttı.
"Hmm, pekiii." dediğimde bende motordan indim. Belini kavrayıp onu kendime doğru çektim.
"Buda benim." dediğimde yine sırıttı. Yanağıma ufacık bir öpücük kondurup arkasını döndü.
"Hoşçakal sevgilim."