KAFES'17

74.7K 3.1K 64
                                    

K A F E S'17

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

K A F E S'17

İnsanı yok eden zaaflarıdır. Zaafları olmasına rağmen var olan kadınlar için...

İnsan nasıl olur da en nefret ettiğinde teselliyi arar? Daha doğrusu o duruma nasıl düşer? İnsanı o hale getiren şey zaafları mıydı? Kollarımdaki bu adamı zaafı mı böyle savunmasız kılmıştı? Yıkılmayan adamı zaafları yıkıyordu. Bir an bu adamın en büyük zaafı olmak istedim. Ama olamazdım.

Öylece ne kadar durduk bilmiyorum. Agit çoktan başını gerdanıma gömmüş derin bir uykuya dalmıştı. Belimde duran kaslı kollar kafeste gibi hissettirmişti. Parmaklarım arasından kayıp giden saçlar ise sahibi gibi sertti. Kokusuna karışan yorgunluk saçlarına da bulaşmıştı. İçime çektiğim her nefes geçtiği yeri yakmıştı. Rahatsızca kımıldanıp başını kaldırdı. Yine yıkılmaz olduğunu açık açık beyan ediyordu. Şu an gözlerinde az önce gördüğümün aksine yıkılmaz bir adam vardı. Acılarını uçsuz bucaksız topraklarındaki çatlaklara gömmüş ve o çatlakları çamurdan tepelerle yok etmişti.

Çenesini karnıma yaslamış olmasına rağmen aramıza aşılmaz mesafeler koyuyordu. Karşı çıkmadım. Gidebildiği kadar gitsin geri döndüğünde burada onu bekliyor olacaktım. Yadenin söylediklerine uyacaktım. Gözlerimin en derinlerine olta atan gözleri içimden geçenleri tüm çıplaklığıyla görüyor gibiydi. Titredim. Gözlerim gözlerini terk edip saçlarındaki elime tırmandı. 

"Agit'i yerine yatırsam iyi olacak, böyle boynu ağrıyacak." Ondan uzaklaşmak için söylediğim ufak bahane ile bir süre yüzümü izledi sonra kolları belimdeki misafirliğine son verdi. Oturduğu yataktan kalktı ve arkasını dönüp odadan çıktı. Ardından aralıklı kalan kapıya baktım. Onun ile ilgili bir şey daha öğrenmiştim. Azat kendi ile ilgili hassas konuları bir daha açılmaması için yaşanmamış olarak kabul ediyor ve etrafındakilere de kabul ettiriyordu.

Odadan çıkıp kapıyı örttüm. Çarpılan kapı sesiyle kucağımda korkuyla sıçrayan Agit'e baktım. Huysuzlanarak kımıldayıp tekrar uykusuna devam etti. Azat'a benziyordu bu özelliğiyle Azat'ta kolay kolay uykusundan kalkmazdı. Başına ufak bir öpücük kondurup merdivenlerden indim. Salonda girdiğimde herkes bıraktığım gibiydi.

"Abla, Agit uyudu istersen al yerine yatır." Dilan abla ellerini Berat abinin ellerinden çekip yanıma gelince dikkatli bir şekilde Agit'i kucağına verdim. Dilan ablanın kalktığı yere geçip oturduğumda salondaki sessizlik ile Azat'ın varlığını arar oldum. Çekip gitmişti ve ben şimdi kendimi yalnız hissediyordum.

"Berre az önce tam olarak tanışamadık olaylardan ötürü. Hoş geldin ailemize." Berat abinin sakin konuşmasını dinlerken son dediğiyle başımı salladım. 

"Hoş buldum sende hoş geldin tekrar." Berat abi annesinin türbentin altında kalan saçlarını öpüp başını salladı.

"Berre kızım zahmet olmasa Ayşe'ye Berat için yemek hazırlamasını söyler misin?'' Meryem annenin istediğini onaylayarak salondan çıktım. Mutfağa indiğimde Ayşe'nin de akşam yemeği ile uğraşıyordu.

KAFES | Töre SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin