KAFES'18

72K 3.1K 164
                                    

K A F E S'18

Karanlık gökyüzü aydınlığa kavuştuğunda yavaşça pencere kenarından doğruldum. Bir aydır o pencere kenarından Azat'ın gelmesini beklemiştim ama gelmemişti. Gitmişti, kimsenin bilmediği bir yere gitmiş daha da gelmemişti. Neden gitti, ne zaman gelecek bilmeden beklemiştim gecelerce ancak yoktu işte. Beni kendine alıştırmış sonrada sanki hiç var olmamışçasına gitmişti. 

 Kapının arkasında duyduğum ağlama sesiyle daldığım düşüncelerden sıyrılarak hızla kapıyı açtım. Berat abi kucağındaki Melek ile yorgun bir şekilde bana bakıyordu.

"Berre tüm gece ağladı. Susturamıyorum en son çare sana geldim." Kucağında ağlamaktan kıpkırmızı olan bebeği alıp içeri girdiğimde arkamdan o da içeri girmişti. Dudaklarımı Melek'in ufak anlına koyup ateşine bakınca kaşlarım çatıldı. Ateşi epey yüksekti.

"Abi bu kız yanıyor." Kucağımda çırpınan bebek artık ağlamaktan bitap düşmüştü. Yatağa koyup hızla üstündekileri soyarken Berat abi telaşla oda da geziniyor bir şeyler mırıldanıyordu.

"Banyonun kapısını aç abi." Melek'i kucağıma alıp Berat abinin açtığı kapıdan girdim. Suyu ayarlamak için Melek'i babasına teslim ettim. Kovaya yeteri kadar su dolduğunda mermer tabureye oturdum.

"Melek'i ver abi bana. Dolapta havlu var onu getir." Dediğimde bebeği dikkatle kucağıma bırakıp odaya geri girdi. Tasa doldurduğum ılık suyu vücuduna besmelelerle dökerken az önce bitap düşen bebek can havliyle bağırarak ağlamaya başlamasıyla bende istemsizce gözyaşı döküyordum. Dizlerimde sırt üstü uzanmış çırpınıyordu. Melek'in ufak bedeni böyle acıyla çırpınırken alıştığım ufak bebeği böyle görmek içimi acıyla ezmişti.

Daldığım düşüncelerin arasında banyoya giren Berat abiye baktım.

"Abi havluyu kapıya as. Ben Melek'in karnını okşayacağım sende suyu dök. Dikkat et kulağına kaçmasın." Başını sallayıp dediğimi yapıp yanıma gelince tası eline verdim. Suyu yavaşça dökerken karnına masaj yapıyordum. Kucağımdaki bebek biraz da olsa sakinleşince kucağıma alıp havluya sardım. Kaymamaya dikkat ederek odaya gelip yatağa yatırdım.

"Abi zıbını varsa getirir misin bana? Bir de altı için bebek bez getir." Berat abi gidince gözleri yarıya kadar açık baygın baygın ağlayan Melek'e baktım. Yanına oturup başını okşarken Berat abinin gelmesiyle elindekileri alıp Melek'i giydirdim. Alnına dudaklarımı koyduğum da hala ateşinin düşmediğini fark etmemle kaşlarım çatıldı.

"Abi ateşi düşmüyor. Böyle olmaz hastaneye gitmeliyiz." Yatağın önünde dizlerinin üstüne çöküp ellerini Melek'in alnına koydu. Kaşları çatılırken kızını kucağına alıp odadan çıkmadan konuştu.

"Berre üstünü değiştir seni aşağıda bekliyorum." Kapıyı kapatıp çıkınca hızla ıslanan üstümü değiştirip avluya çıktım. Merdivenlerden indikçe yorgun çıkan sesiyle ağlayan Melek'le daha da hızlı indim. Berat abi kucağındaki Melek ile arabanın önünde bekliyordu. Melek'i kucağıma alıp arka koltuğa yerleşince Berat abi de arabaya binmişti.

Kısa sürede hastaneye gelmiştik. Berat abi bebeği alıp önden koşa koşa acile girince ben arkalarında kalmıştım. Berat abiye yetişmek için elimden geldikçe hızlı yürüyordum.

"Azat ağa gitmiş duydun?" Yanlarından geçerken konuşan iki kadının sesini duymamla adımlarım yavaşladı.

"Duymam mı hiç duydum elbet. Daha evleneli ne kadar oldu da kaçtı Allah bilir?" Diğer kadının dedikleriyle gözlerim yaşlara dolarken ağlamamak için gözlerimi dahi kırpmıyordum. Hızla Berat abini arkasından giderken kulaklarım o kadınların dedikleriyle çınlıyordu.

KAFES | Töre SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin