KAFES'11

88K 3.4K 296
                                    

K A F E S'11

Gülüşünde Cennet bahçeleri saklı kadınlar için...

Bazı gidişler insanı derinden etkiler. Ve bazı gidişler insandan bir şeyler eksiltirdi.

Gitmişti Azat ve duygularımı da beraberinde götürmüştü. Bu gidiş beni eksiltmişti. Bedenim ruhumun aldığı yaralara daha fazla dayanamadı, yığıldı. Gözlerim boş odada gezindi duygusuzca. Onun yaptıklarına akıl sır erdiremez hale gelmiştim. Sadece birkaç gündür yanında olmama rağmen aklım da dengem de tamamen şaşmıştı. Tüm suçta ona aitti.

Onun yüzünden ölmüş de kimsenin cesedimi bulmadığı için bu odada sıkışıp kalmış bir ruhtan farksızdım. Aldığım hava ciğerlerime yetmiyordu, boğuluyordum. Ellerim bir başkasının himayesindeymişcesine bedenimde yaralar bırakarak gezindiğinde boş oda çığlıklarımla inlemişti. Bedenime geldiği gibi zihnime de ağır gelmişti yaşadıklarım. Ben artık katlanamıyordum bu olanlara.

Evlendiğim adamın bir başkasını seviyor oluşu yüzüme atılan tokattan bile ağır gelmişti.

"Berre!" Azat'ın sesiyle dahada çok bağırmaya başladım. Onun sesini duymaya tahammülüm yoktu. Her şeyin sebebi oydu. Eğer gitmeme izin vermiş olsaydı hiçbir şey böyle olmayacaktı. Benim baştan beri yaptığım bu hatayı sonlandırsaydı asla böyle olmayacaktı. Tanımadığım bir kadından tokat yemek zorunda kalmayacaktım bir başkası beni hor görmeyecekti. Ancak ben sanki yaşadıklarım yetmez gibi birde bunları yaşıyordum. Kocam bir kadını seviyordu! Benim kocam, benim karısı olmadığımı söyleyen kocam! 

Allah'ım deliriyorum yardım et! Başıma saplanan keskin ağrılar bile sesimi kesmediğinde bedenim öne doğru daha fazla eğildi. Unufak olursam yok olurum sandım, yanıldım.

"Bana bak." Ellerimi tutmaya çalıştıkça ondan uzaklaşmak için geriye doğru gittiğimde bir süre sonra sırtımın duvara çarpmasıyla kaçacak yerim kalmamıştı.

"Sakin ol ben buradayım bak bana hadi bak buradayım sakinleş." Onun burada olmasını istemiyordum. Neden buradaydı ki yine arkasını dönüp gitmeliydi beni acımla baş başa bırakıp defolup gitmeliydi her zaman yaptığı gibi. Nasıl beni içine düştüğüm çıkmazdan kurtarmak için tek bir laf bile etmediyse şimdi de defolsun istedim.

"Yalvarırım bana bak Berre!" Bağırmasıyla çığlıklarım kesildi. Bedenimi bir titreme aldı. Tüm kemiklerim iç içe geçmek istercesine birbirine çarpıyordu.

Dizlerinin üzerinde bana yaklaştığında kapana kısılmış bir av gibi hissettim kendimi. Avcı gelip canımı alacaktı ya da beni bir kafese tıkıp işkenceler edecekti. Şu an karşımda soluklarıma karışan soluklarını hissedecek kadar yakın olduğum adam gözümde bir avcıdan farksızdı.

Elleriyle yanağımdaki yaşları silmeye başladığında ağladığımı ancak fark ettim. Acınacak haldeydim. Beni bu hale o getirmişti. Beni bu hale onlar getirmişlerdi halbuki ben günahsızdım. 

"Senden nefret ediyorum. Bırak artık beni! Yalvarırım bırak beni onu severken yanında tutma beni! Dayanamıyorum ben bu olanlara dayanamıyordum. Ben bunları hak etmedim hiçbirini hak etmedim Azat!" Birden belimden tutup sarılınca karşı koyamayacak kadar yorgun düşmüştüm. Ben artık kaldıramıyordum bu olanları.

Onun kollarının arasında sıkışıp kalmışken yorgun soluklarımı işitemeyecek kadar kendimden uzaktım. Sinirlerim bozulmuştu artık hiçbir şeye gücüm kalmamıştı. Hiçbir şey olmamış gibi davranmaktan yorulmuştum artık.

''Neden bu kadar acıyı çekmek zorundayım? Bunları hak edecek hiçbir şey yapmadım, ben bu yaraları hak etmedim. Bak benim de yaralarım var yalvarırım artık bana zarar vermeyin." Gözlerim kapanırken son irademi de kullanarak konuştum. Yorgunluğun getirdiği uyku bedenimi işgal ettiğinde seve seve kabul ettim. Çünkü uyursam geçerdi, uyursam unuturdum.

KAFES | Töre SerisiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin