"Neden seni bir ajan olarak aramızda görmeliyiz sence Soo Yun?"
Karşımda duran siyah saçlı ciddi bir görünümü olan iri yarı burdan bakılınca her türlü dövüş alanında siyah ķuşak olan adama baktım. Görüntüsü beni korkutabilirdi. Mizacı beni korkutabilirdi. Ama korkmayı uzun süre önce bırakmıştım.
"Size sadece hayatımın var oluş sebebimin bu olduğunu söylesem bunlar basit kelimelerden daha fazlası olmaz sizin gözünüzde. Ama burada olmak icin kendimi bildiğimden andan beri çabalıyorum."
Yüzüne baktığım da herhangi bir mimik görmemistim cok sıradan bir cevap vermiş olabileceğimi düşündüm ama gerçek buydu, basit hayatımın herkesin gördügü ama kimsenin hissedemeği o mükemmel sebebi tam olarak buydu.
"Hayatınızı bu meslek için feda edebileceginizi mi söylüyor sunuz?"
Evet, yaklaşık yarım saattir süren mülakatımın en kritik sorusu. Yıllarca uğrastığım mesleğimi kazanmam icin sorulan en ciddi soru. Neden bu mesleğe gönül verdim neden ajan olmak istedim, galiba küçükken yetiştirme yurdunda izlediğim filmin etkisinde kalarak ajan olacağımi söylemiştim. Yaklaşık 18 yıl dilimden hic düsürmedigim bu meslegi bana sevdiren filmi ve çocukluk arkadaşımı hiç unutmamıştım. Ajanlık konusu ne zaman açılsa hevesle anlattıgım filmi ve kimseye anlatamadığım çocukluk aşkımdan daha fazlası olan Baekhyun. Bu mesleğe gönül vermemi saglamıstı. O zamanlar sadece hayal ettiğim bu şey tüm zorluklara rağmen artık bana geliyordu.
"Bu meslek için saatlerimi günlerimi aylarımı feda edebilirim ki ettim de bu meslek için zaman zaman kurduğum saķin hayallerimi beni cidden sevebilecek bir eşi, sakin bir hayatı feda edebilirim sevgiye bu kadar aç kalmış bir insanken sevgi görmeyi bu meslek için feda edebilirim. Bedenimi ve ruhumu tamamen bu mesleğe adayabilirim. Bu meslek icin tüm insani duygularımı feda edebilirim, bu meslek için sadece hayatımı degil insanlıgımı, geçmişimi ve gelecegimi feda edebilirim, mesleğim icin feda edemeyeceğim sey yok efendim"
Sözlerimi tek solukta söyleyip derin bir nefes aldım. Bu kadar uzun konuşacağımı tahmin etmiyordum ama mesleğim konu olunca ağzım durmuyordu bazı zamanlar. Sözlerim bittikten sonra beni dinleyen 5 kisilik küçük insan topluluğuna baktım. Aralarında en ciddi duran adam bile hafiften gülümsemişti. Bu işlerin iyi gittiğini gösterirdi. İçimden derin bir oh çektim.
" Gercekten de iyi bir özgeçmişe sahipsiniz Bayan Lee." Demisti ciddi adamım yanında duran kadın. Güler yüzlü görünüyordu. Bende teşekkür amaçlı gülümseyip saygı göstermek adına oturduğum sandalyede öne doğru eğildim.
Masanın üzerindeki bir kaç kağıda daha bakıp aralarında bir kac dakika konuştuktan sonra en ortalarında oturan ciddi adam bana dönüp gülümsedi 45 dakikalık konuşma sonunda gülümsemesi biseylerin iyi olduğuna isaretti. Simdiden icimde havai fişekler patlamaya başlamıştı hissediyordum.
"Seni aramızda görmekten mutlu olacağız gibi duruyor Soo Yun. Umarim başarılı bir stajerlik dönemi geçirirsin"
Ve gerisi duyamadığım bir kac kelimeden ibaretti. Beni tebrik ettiler bir kac evrak imzalandıktan sonra bir hafta sonra stajerligimin başlayacağını söylediler. Öncelikle bizden büyük olan ajanlardan deneyim almamiz gerektigiyle alakali bir kac bisey daha soylediler ama o an ki heyecanimdan dinlemeyi unutmuştum. Sonunda olmuştu yaklaşık 18 yıllık hayalim ve çabalarım sonunda çiçeklerini en güzel renkleriyle açmıştı. Bana gülümsüyordu.
~~~
18 yıl önce
Ekim ayının hafif soğuğunda içini ısıtan bu filmi gidip Baekhyun'la paylaşması gerektiğini düşünüp hızla yerinden kalktı Soo Yun. Onu nerde bulabileceğine dair bir kac tahmini vardı. Öğle yemegi saati geçmiş olmasına rağmen yemekhanede olabileceğini düşündü. Çünkü hep yemeğini en son ve tek yemek gibi bir alışkanlığı vardı sevgili Baekhyun'un artık herkes bu duruma alışmıştı. Yemekhanede çalışan insanlar bile. Bunu ona yemek ayirmalarindan anlamıştı Soo Yun. Ama bugün Yemekhanede degildi Baekhyun. Calisma odasina gidip baktığında orda da bulamamıştı. İçine biraz ümitsizlik çökmüştü Soo Yun'un. Az ihtimal olsada oyun odasına gidip orada aradı Baek'i. Ama oradada yoktu. En son bu soğukta dışarıda olacağını düşündü. Baekhyun'un en sevdiği ağacın oraya gittiğinde orada olduğunu gördü. Kalbi pır pır etmisti. Ona izlediği ve etkilendiği filmi anlatacağı icin heyecanlanmisti.
"Baekhyun" diye seslendi biraz uzaktan ve koşarak yanına gitti. Baekhyun ise sadece surat asıyordu.
"Daha demin inanılmaz bir film izledim baekeii ve sana anlatmam gerek diye düşündüm" Diye söze daldı
hemen Soo Yun."Sana kac kere adımı kısaltma demeliyim acaba Soo Yun"
Baekhyun 8 yaşında olmasina rağmen ciddiydi. Ama bunu aldırış etmiyordu Soo Yun. Baekhyun en cok bundan nefret ediyordu.
"Filmde kız ve erkek birer ajandi Baekhyun ve hep birlikteydiler. Herşeyi birlikte yapıyorlardı."
Evet Soo Yun en cok bundan etkilenmişti. Eğer Baek ve o ajan olursa hic ayrılmazlar. Hep birlikte olurlardı. Soo Yun'u en cok heveslendiren ve ajanlıgı sevdiren bu olmuştu. 6 yasindaki hayal gücüyle bunu hayal etmişti. Baekhyun'u ararken.
Ama Baekhyun pek onun gibi düşünmüyordu.
"Kızlardan ajan olmaz Soo Yun"
Demisti sert bir sekilde. Soo Yun merakla sordu.
"Niye baekkiii"
Baekhyun bağırarak cevap verdi.
"Zekaları ve güçleri yetmezde ondan. Sana kac defa dedim adımı kısaltma diye zekan olmadığı burdan belli. Ve geçen gün Young Song senin oynadığın oyuncağı senden aldığında hic birsey yapmadın çünkü gücün yok."
Baekhyun'un söylediklerine üzülmüştü Soo Yun. Sadece hep birlikte olmak istiyordu.
"Yeterince güçlü ve akıllı olduğumda beni sevecek misin Baekhyun"
Diye sordu Soo Yun umutsuzca. Baekhyun ise şaşırtacak bir sekilde ilk defa gülümsedi ve;
"O zaman seninle evleneceğim bile."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı《 Baekhyun 》 Tamamlandı
FanfictionSoo Yun yine bütün arkadaslarindan daha hızlı bir şekilde yapbozunu tamamlarken yüzünde ki tebessüm yapbozunun onun gibi kücük elleri olan biri tarafindan bozulduğunda yerini somurtmaya bırakmıştı. "Yaa Baekhyun bunu yapmaman gerektiğini bilmiyor...