"Baekhyunn..lütfen daha yavaş...yavaş koşamaz mısın..?"
Nefes nefeseyken ve hayla Baekhyun'un arkasından koşarken zor tamamlanmıştı sözlerini Soo Yun. Sonbaharı ikiside cok severdi. Yaprakları dökülen ağaçlar sarı sarıya boyardı tüm yerleri ve bu iki çocuk bu mevsime bu yüzden aşıktı. Tabi kuru yapraklara bastıklarında çıkardığı seslerde onların bu mevsime duydukları sevgiyi pekiştiriyordu.
Bugünde sonbaharın keyfini çıkarıyordu bu ikisi. Yetimhanenin kurulmuş olduğu yerde küçük bir ağaçlık alan vardı. Ama çocuk gözüyle burası sanki ormandı. Çok büyüktü ve Baehyun'u burada kovalamak oldukça zordu.
Aksam saatlerine yakın bir zamanda Soo Yun Baekhyun'u bu konuda ikna etmişti. Her zaman ki gibi yarım saatini harcadıktan sonra ancak kalkabilmişti Baekhyun. Şimdi hava kararana kadar çok az bir süre vardı yani bu da oynanacak az oyun var demekti.
"Mızıkçılık yapacaksan neden oynamak istedin ki?" Baekhyun onu kovalamayı bırakmış elleri dizlerinde soluklanan kıza doğru adımlarken konuşuyordu.
"Bu oyunu seviyorum ama bir türlü seni yakalayamıyorum Baekhyun. Sen çok hızlısın."
"Ahh...Tabi bu konuda..iyi sayılırım."
"İyi sayılır mısın, sen mükemmelsin Baekhyun sadece koşmada değil, herşeyde"
"Evet... öyleyim. Ama bunu geçen gün Soo Min'e de söyledin."
Baekhyunun sesinde hafif kıskançlık vardı.
"Kıskandın mı baekkiii hii?"
Soo Yun gülerek sormuştu. Baekhyun ise yine sinirlenmişti.
"Niye kıskanayım. Soo Min'den daha yetenekliyim. Onu kıskanacağım bir durumum yok."
Yalan söyleyen çocukların takındığı yüz ifadesi şuan Baekhyun'un yüzündeyken bu dediklerine sadece Soo Yun inanırdı. Ya da inanmış gibi yapardı. Yalan söylüyordu Baekhyun. Soo Min geldiğinden beri onunla ilgilenmeye başlayan Soo Yun'u kıskanıyordu. O gelmeden önce tek arkadaşı Baekhyun olan kız şimdi Soo Min'lede arkadaştı. Onunla da vakit geçiriyordu. Ve Soo Yun Baekhyun'un yanına ne zaman gitse Soo Min'de onunla oluyordu.
"Endişelenme Baekhyun. Benim gözümde her zaman en mükemmeli sen olacaksın. Eksiklerinle bile."
~~~
Sabah 7 de hocam Baekhyun'un dediği gibi eğitim salonunda oldum. Tabi ki bu dakikliğimin sebebi grup arkadaşlarımın beni az biraz korkutmasıydı.
Korkmayacağımı söylediğim zamanı hatırlıyorsunuz demi. Unutun onu . Şimdi Baekhyun gibi bir hocam varken mesleğim icin endişe duyuyordum. Korkuyordum. Hayallerimi yarım bırakacak olmaktan korkuyordum. Hocam Baekhyun'un her ne kadar sert bir tavrı olsada bu beni korkutmuyordu. Ama eğitim stili beni korkutuyordu. Ne kadar zorlanırım kestiremiyorumdum. Ama çok zorlayıcı olduğu netti. Gözle görünebilen birşeydi. Yinede onun yetiştirdikleri arasında en iyiler de var. Bu yüzden kendimi buna odaklamalıydım.
"Çaylak." Salonun kapısından seslenip büyük adımlarla salonun ortasına gelmeye başladı. Bende ona doğru adımladım. Aramızda belli bir mesafe bıraktım. Ve saygıyla eğildim.
"Günaydın hocam."
"Hocam lafından nefret ederim" güne başlar başlamaz açmıştı o güzel ağzını nefretle. Nefret etmediği bişey var mıydı cidden merak ediyorum.
"Size nasıl hitap etmeliyim" diye sordum merakla.
"Adımla. Bir adım var sonuçta." Dedi bıkınlıkla.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı《 Baekhyun 》 Tamamlandı
FanfictionSoo Yun yine bütün arkadaslarindan daha hızlı bir şekilde yapbozunu tamamlarken yüzünde ki tebessüm yapbozunun onun gibi kücük elleri olan biri tarafindan bozulduğunda yerini somurtmaya bırakmıştı. "Yaa Baekhyun bunu yapmaman gerektiğini bilmiyor...