Elleri hayla gözlerimin önündeyken ona dönmüş şaşkınca bakiyordum. Oda bana donmus bakıyordum. Yüzü bu sefer her zaman ki gibi ifadesiz değildi. Oda en az benim kadar şaşkın gözüküyordu. Sanki oda yaptığı hareketi bilmeden yapmıştı. Bir anda.
Bir süre birbirimize baktık. Ne kadar bir süreydi bilmiyorum ama ekranda ki sahne bitmişti. Muhtemelen geçen 2-3 dakikaydı. Ama sanki daha fazla bir süre sadece o ve ben bakışmıştık.
Aklımda canlanıyordu, en ufak detay bile. Ve bu an, o ana fazlasıyla benzerken karmakarışık hissediyordum. Birde bana böyle bakan bir Baekhyun karşısında düşünmek bir hayli zordu.
Geçen bir kaç dakika ardından Baekhyun elini çekti.
"Öhöm..Öhöm..Şey...Yaa! Böyle sahneleri izleyip bana sarkıntılık edeceksin demi. Bu yüzden engellemek istedim. Tamamen kendim icin yani. Sakın başka anlamlar yükleme!.."
"Yetişkin bir kadın olarak bende bazı şeyleri biliyorum."
"N-ne..? Bir bayan nasıl böyle şeyleri utanmadan söyleyebilir..?"
"Siz nasıl söyleyebiliyorsanız bende o şekilde söyleyebiliyorum."
"YAA! Ben erkeğim." Kısık sesle süren konuşmamız bir anlık olan ufak bağırışıyla biraz rahatsızlık vermiş olacak ki, bir kaç kişi dönüp bize bakmıştı. Baekhyun etrafı bir kaç kez kolaçan edip tekrar bana döndü.
"Kim öğretti..?"
"Neyi..?"
"Böyle şeyleri kim öğretti..?" Neden böyle bir şeyi merak ediyordu..?
"Biri mi öğretmiş olmalı..?"
"Ya-yani.."
"Bir kaç kişi öğretmiş olamaz mı..?"
"NEE!"
"Yaa! Sessiz olun herkes size bakıyor.."
Sehun'un Baekhyun'a hafifçe vurup bizi sessizce uyarmasıyla susmuştuk. Zaten gereksiz bir yerlere giden konuşmamız iyi ki yarım kalmıştı.
~~~
Filmi bitirip salonun dışına çıkmıştık. Filmin sonunda ise tıpkı yıllar öncesinde olduğu gibi yine duygulanıp ağlamıştım. Tabi bu küçükken olduğu kadar fazla değildi.
"Yemek mi yesek hı..?" Sehun'un yemek yemek istediğini belli eden ses tonu buna hayır diyemeyeceğimizi belirtiyordu. Bende baya acıkmıştım zaten. Aramızda kararlaştırıp seyyar bir yere gitmeye karar verdik. Sehun'da benim gibi pirinç keklerine düşkündü.
Uzun zamandır dolaşmadığım Kore sokaklarında dolaşıp güzel ve küçük bir yere girdik. Havada sonbaharın soğuk havası ve bizi üşütüp üşütmemek arasında esen rüzgarı. Açık havada küçük tebureleri olan bir masaya oturduğumuz da sonlara doğru bizi üşüteceğini biliyordum. Yinede uzun zamandır böyle bir yerde yemek yemediğim için buna değerdi. Bu tür küçük yerler bana hep daha samimi ve daha güzel gelirdi. Bu yüzden buraları çok severdim.
Sehun ve Mi Ok yine yan yana oturmuşlardı. Sanki bugün anlaşmış gibi herşeyi birlikte yapıyorlardı. Sohbetleri bile kendi aralarında oluyordu. Şuan ki gibi. Bu sırada ben ellerimi önümde çapraz bir sekilde bağlayıp onları izliyordum. Yan tarafimda oturan Baekhyun'da aynı benim gibi ellerini çapraz bir şekilde önünde bağlamış onlara dik dik bakıyordu. Fark etmeden aynı hareketi yapmamıza gülmüştüm. Ama içimden.
"Ne istersiniz gençler..?" Seyyar yerin sahibi olan teyze yanımıza gelip sormuştu. Biz hayla sohbet eden iki kişiyi izliyorduk teyzeyle beraber.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı《 Baekhyun 》 Tamamlandı
FanfictionSoo Yun yine bütün arkadaslarindan daha hızlı bir şekilde yapbozunu tamamlarken yüzünde ki tebessüm yapbozunun onun gibi kücük elleri olan biri tarafindan bozulduğunda yerini somurtmaya bırakmıştı. "Yaa Baekhyun bunu yapmaman gerektiğini bilmiyor...