Saat 5 gibi bir sınıfta toplanmış hocalarımızı bekliyorduk. Bu arada sohbette ediyorduk gerçi ben bu sohbete çok dahil olamıyordum biraz kötü hissediyordum.
"Okul da gibi hissettim." Dedi Min Jee. Myung Hee'de onunla lise maceralarını paylaşıyordu.
"Bir keresin de okulun futbol kaptanını dövmüştüm. Ahh ne günlerdi."
"Şiddete eğiliminin olduğunu gizlemelisin Myung Hee."
"Niye gizleyim MinMin , sen çapkın olduğunu gizliyor musun..?"
"Çapkın olmakla bunun ne bağlantısı var...? Bak erkekler senden kaçacak sonra bana gelip ağlama."
"MinMin çapkın olduğun icin düzgün kızlarda senden kaçıyor farkında mısın..?"
"Kaçsınlar. Benimle ilgilenenler bana yetiyor da artıyor bile."
"Bir gün gerçekten sevilmek isteyeceksin." Bunu diyen kesinlikle herşeyi dalgaya vuran Myung Hee olamazdı tabi ki. Mi Ok konuşmaya girmişti. Min Jee'yle daha uzun bir süre konuşmayacağını düşünmüştüm.
"Sen nerden bilirsin ki hiç sevildin mi..? Sanmıyorum. Tipinde sabahlara kadar ders çalışan birinin ifadesi var."
"Öyle biriydim. Ailemin çok parası olmadığı için benim gece gündüz çalışmam gerekiyordu. Senin aksine benim herşeye fazladan emek vermem gerekiyordu."
"Mi Ok, şimdi de ailemi mi araştırdın. Cidden bana takıntılı mı olmaya başladın sen..?"
"Keşke kelimelerimin arkasındakilere de odaklanıyor olabilseydin Min Jee, o zaman anlaşabilirdik belki."
"Kalsın. Seninle anlaşmak istemiyorum." Mi Ok bunun üzerine bişey dememişti. Çünkü ne dese anlaşılmayacağını biliyordu.
Mi Ok genç yaşına rağmen çoğu şeyi tecrübe etmiş biri gibi duruyordu. Görünüşüyle güven veriyor konuşmalarıyla aydınlatıyordu herkesi. Onun konuşması sinir bozucu öğütler gibi gelmiyordu bu yüzden. Mi Ok kesinlikle iyi bir arkadaştı. Ama Min Jee bunu göremeyecek kadar kördü işte.
Tüm bu konuşmaları uzaktan izleyen Sehun'u bir tek ben görmüştüm. Görünmek istemediğini kapının aralık olan yerinden çok az bir kısmının gözükmesinden anlıyordum. Sadece benim açımdan görülebileceğini düşünmemişti heralde. Sadece Mi Ok'a bakıyordu. Öyle derin ve içten bakıyordu. Bakışlarını anlamak hiç zor değildi çünkü. Sehun hissettiklerini gizleyemeyen bir adamdı. Gülümsedim.
Sehun ortalıktan kaybolduktan 5 dakika sonra diğer hocalarımla birlikte sınıfa gelmişti. Hepsi teker teker arkaya geçerken Baekhyun olduğum yere bir kere bile bakmamıştı. Herkes arkalara doğru gittiğin de liderimiz tahtanın önünde durmuştu.
"Evet çaylaklar. Bugünden başlayıp her haftanın bir günü acil yardım dersleri alacaksınız. Bu dersleri size ben vericem."
"Uuww! Hocam siz en iyisisiniz. Her konuda yetenekli olamayı nasıl başarıyorsunuz."
"Lütfen ortamı karıştırma Min Jee. Bunu konuşmuştuk." Suho çaylağını azarlayınca özür dileme amaçlı eğilmişti.
"Ben yaklaşık 3 sene kadar tıp okuyunca bu konuda baya bilgi sahibi oldum." Herkes kadar şaşkın olan Hwa Jae sormuştu.
"Nasıl 3 sene boyunca tıp mı okudunuz."
"Ahh evet. Bu mesleğe girmeden önce öyleydi."
"Daha 26 yaşındasınız ne ara yaptınız bu kadar şeyi."
"Biraz süper zeka olabilirim çaylaklar." Hepimiz şaşkınca Suho ya bakıyorduk. Yani işi belli bir matematiğe dökecek olursak, yaklaşık 5 yıldır ajanlik yapıyordu. 17 yaşlarında da bir tıp fakültesi öğrencisiydi. Cidden Bay Kim bir süper zekaydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı《 Baekhyun 》 Tamamlandı
FanfictionSoo Yun yine bütün arkadaslarindan daha hızlı bir şekilde yapbozunu tamamlarken yüzünde ki tebessüm yapbozunun onun gibi kücük elleri olan biri tarafindan bozulduğunda yerini somurtmaya bırakmıştı. "Yaa Baekhyun bunu yapmaman gerektiğini bilmiyor...