"Kendine gel Soo Yun."
Baekhyun tekrardan Soo Yun'u sarsıp uyandırmaya çalıştı ama kız bilincini çoktan kaybetmişti. Baekhyun'un gözünden düşen bir damla yaşanan bu olayın ne kadar hüzün dolu olduğunu bir kez daha gösteriyordu.
Ister istemez göz yaşları düşüyordu Baekhyun'un. Ve hayla olayın şokundaydı. Soğuk kanlı biri olabilirdi. Ama şuan sevdiği kadın kanlar içinde yerde yatarken bu mümkün değildi.
Tekrar tekrar bağırarak Soo Yun'a seslendi. Ama hiç bir yanıt alamadı.
Lay ise şuan ne yapacağını bilmiyordu. Özellikle Baekhyun'u bu halde gördükten sonra. Soo Yun onu korumak için önüne atlamıştı ve bu çılgınca birşeydi. Icinden defalarca küfür etmişti. Ayrıca bu çılgınca şeyi gerçekleştiren Soo Yun'a da defalarca kızmıştı.
Tao odada ki en küçük kişi olsa da suan en soğuk kanlı olan oydu. Yıkılmış bir halde olan Baekhyun ve hayla şok olmuş bir şekilde orada duran Lay'ı bir an önce toparlamalıydı. Ve tabi Soo Yun'u acilen hastaneye götürmeliydi. Kulağında ki kulaklıkla otelin kapısına bir ambulans getirilmesini emretti. Birde baskını gerçekleştirmek için daha çok kuvvet istemişti. Başkan bugün o parmaklıkların arkasına girecekti.
Tao uzakta durmayı bırakıp kızın başına geldi. Elini boynuna uzatıp nabzını kontrol etti.
"Nabzı zayıf hemen hastaneye götürmeliyiz."
Tao'nun seslenişi Baekhyun'a çok uzaklardan gelmişti. Oldukça yakın olmasına rağmen sadece uğultu gibiydi sesler.
Lay kendini toparlamaya henüz başlamışken Tao tekrar seslendi.
"Kendine gel Baekhyun. Şuan yapabileceğimiz en iyi sey hızlı olmak."
Tao tekrar yüksek sesle bağırdığın da Baekhyun dönüp ona baktı. Gözleri hemen kızarmıştı.
Lay'da destek amaçlı Baekhyun'un omuzuna vurup kalkması için elini uzattı.
Açıkçası Lay şuan Baekhyun'a karşı son derece mehcuptu. Bu yüzden de ona bakabileceğini zannetmiyordu.
Tabi ki de Baekhyun arkadaşını bu konu için suçlamaz ona gücenmezdi. Oda biliyordu. Sevdigi kadın böyle biriydi işte. Ele avuca sığmaz, birilerini korumak için çılgına dönen ve tüm yaraları kendi almaya razı olan. Öyle yüce gönüllü bir kadındı. Yine de bunlar şuan hoş olmayan üstüne üstlük can yakan gerçeklerdi.
Kim sevdiği kadın bu haldeyken onun son derece cesur olan hareketini takdir ederdi..?
"Aptal." Baekhyun kızgınlığını ancak böyle küçük sözcüklerle ifade edebiliyordu.
Lay'ın uzattığı eli tutup ayağa kalktı Baekhyun. Sonrasında ise hemen yere eğilip Soo Yun'u kucağına aldı.
"Aşağıda ambulans sizi bekliyor. Burdaki olay artık bizim işimiz sen asansöre binip otelin çıkışına git. Merak etme sizi koruyacaklar." Tao hızlıca bilgilendirme yaptığında zaten çoktan asansöre ilerleyen Baekhyun'u takip ediyordu. Baekhyun ise söylenen herşeyi işitiyordu. Ve tabi ki öfkeliydi. Onu koruyamamıştı.
"Korunacak ne kaldı ki... O bu hale gelmeden onu korumalıydım. Artık beni korusalar ne yazar.. O bu haldeyken ben zaten bir ölüyüm."
Asansöre gelene kadar kendi kendine konuşan Baekhyun'u tabiki yanında gelen Tao ve arkadan gelen Lay duymuştu. Asansöre binip en alt katın düğmesine basan Tao Baekhyun'a dönüp konuştu.
"O iyi olacak. Endişe etme."
"Onu korusaydım endişe etmek durumunda da kalmayacaktım. Hepsi benim suçum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gökkuşağı《 Baekhyun 》 Tamamlandı
FanfictionSoo Yun yine bütün arkadaslarindan daha hızlı bir şekilde yapbozunu tamamlarken yüzünde ki tebessüm yapbozunun onun gibi kücük elleri olan biri tarafindan bozulduğunda yerini somurtmaya bırakmıştı. "Yaa Baekhyun bunu yapmaman gerektiğini bilmiyor...