Irregular Boy - 18. BÖLÜM "Fuck Off Nora"

375 9 0
                                    

Justin kaskatı kesilmiş bana bakarken Anna kaşlarını çatmıştı ve kollarını göğsünde birleştirip bana bakmaya devam ediyordu.

“Ama dediğim gibi” yutkunarak Justin’e dönmüştüm.

“Arkadaşsanız eğer” attığım büyük bir adımla Justin’le aramızdaki mesafeyi kapatıp ellerimi boynuna dolamıştım.

“Ben ona güvenirim” Justin’in boynuna bıraktığım öpücükle birlikte Justin ellerini belime yerleştirip kendine bastırmıştı. Başımı kaldırıp dudaklarına hafifçe temas etmemle sertçe kavramıştı dudaklarımı tamam itiraf ediyorum bu gerçekten iyiydi.

“Siz devam edin” Anna’nın sesini duyduğumuzda Justin öpüşmenin ritminin düşürmeye çalışsa da ona izin vermeden alt dudağını kavramıştım ki Anna tekrar konuşmuştu.

“Ben gideyim o zaman” Anna’nın çıkmasıyla birlikte dudaklarımı ondan ayırmıştım.

“Bunu bilerek yaptın” Justin sinsice gülerken omuzlarımı silkip geri adım atacaktım ki belimden tekrardan sıkıca kavrayıp kendine bastırmıştı.

“Ah hayır bebeğim bu kadar basit değil” beni geriye doğru götürerek öğretmen bölmesine girmiştik ve kapıyı kapatıp anahtarı bir kez çevirmişti.

“Justin hayır ve hayır” gülerek ona bakarken anahtarı işaret parmağında sallayıp arka cebine atmasıyla bana dönmüştü.

“Ops düştü ne kadar üzücü” kaşlarımı çatıp kollarımı göğsümde birleştirmiştim.

“Beni az önce neredeyse aldattın” duraksayıp dudaklarını ince bir çizgi haline getirmişti.

“Ah tatlım saçmalıyorsun” tek kaşımı kaldırıp onu ciddiye almadığımı belli eder türden sırıtmıştım.

“Hadi ama Justin. Süt çocuk gibi görünebilirim ama kafam çalışıyor” şaşırdığını görebiliyordum.

“Bak Nora be-” elimi dudaklarının üzerine götürüp parmağımla dudaklarını aralayıp dilini emmeye başlamıştım. Elimi pantolonunun üzerindeki kabaran erkekliğinin üzerine gezdirmemle gerildiğini hissedebilmiştim. Vücudumu ona yaslayıp elimi kalçasına atmamla dudaklarından kısık bir inleme kaçmıştı. Elimi arka cebine götürüp anahtarı kapmamla geriye doğru çekilmiştim.

“Süt çocukları böyle yapmazdı değil mi sevgilim?” tepkisizce olduğu yere çakılıp bana sadece bakıyordu. Ne bir tepki veriyordu ne de bir şey söylüyordu. Kapının kilidini açıp kendimi dışarı attığımda nefes nefeseydim. Hayır. Bu kadar kolay olmayacaktı seni süründüreceğim piç kurusu!

Koridorda kendi düşüncelerimle uğraşırken Jack beni kolumdan yakalayıp durdurmuştu ve suratı kesinlikle iyi görünmüyordu.

“Hey iyi misin?” bana dik bir biçimde bakarken endişelenmeye başlıyordum.

“Jack sana söylüyorum” hafifçe sarsmamla kafasını iki yana sallamıştı.

“Konuşabilir miyiz?” koluma girip koridorda yürürken arka merdivenlerden yangın merdiveninin olduğunu tahmin ettiğim bir yerde durup bana dikkatle bakmıştı.

“Bak birisi gelmiş” kim?

“Anna Thunglond” bu ismi sanki tanıyordum?

“Biliyorum” gözlerimi devirmemle çenemden tutup ona bakmamı sağlamıştı.

“Neler oluyor?” gözlerimin dolmasına aldırmadan Jack’e dik bir biçimde bakmaya devam etmiştim.

“Ben saf mıyım?” bir anda yanağında saklanan gamzeleri ortaya çıkmıştı ve alt dudağını dişlemesiyle gülerek karnına yumruk geçirmiştim.

Irregular BoyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin