Kollarımı boynundan ayırıp şaşkın gözlerle ona bakmıştım.
“Ciddisin?” gülerek ona bakarken yutkunarak sırıtmıştı.
“Sanırım öyle” gözlerini devirip hafifçe sırıtmıştı. Alt dudağımı ısırıp gülümsemiştim.
“Bende seni seviyorum” fısıldayarak ona bakarken hafifçe gülümsemişti.
“Zor bir gündü. Yoruldum” yutkunarak ona bakıp kafamı sallamıştım. Uzattığı elini sıkıca kavrayıp onu odaya çekmiştim. Odaya girdikten sonra odanın perdesini kapatırken ona tereddütle bakmıştım.
“Klima çarpar ama” perdeyi kapattıktan sonra bana dikmişti gözlerini.
“Biliyorum” ahmak biliyorsan neden kapattın? Yanıma gelip sağ bileğimden aniden yakalamasıyla irkilmiştim. Bu ne yapıyordu?
Sırtımı soğuk duvarda hissetmemle birlikte bileğimi yukarı kaldırıp duvara yaslamıştı ve başını boynuma gömmüştü. Belli belirsiz dil darbelerine sadece inip kalkan göğsüm eşlik ediyordu. Boynumu emmeye başladığında ise aralık dudaklarımdan istemsizce bir inilti kaçmıştı. Zevk alıyordum. İşini biliyordu. Boşta kalan elimle birlikte başının arkasını tutup kendime daha çok bastırmamla birlikte dudakları dudaklarımı bulup açlıkla öpmeye başlamıştı. Alt dudağımı sıkıca kavrarken dilimi üst dudağında gezdiriyordum. Gözleriyle bana baktığında sağ bacağımı ona dolayıp kendime bastırırken sertliği hissetmemle tatmin olmuşçasına gülümseyip duvardan ayrılıp onu yatağa oturtmuştum. Elleriyle yatakta dengede durup bana merakla bakarken alt dudağımı ısırıp tişörtümün uçlarını çekiştirmiştim.
“Roller değişti Bay Bieber. Peki, sen dayanabilecek misin?” kaşları alayla kalkarken sırıtmayı ihmal etmiyordu.
“Denemeye değer Bayan Ludeswood” alt dudağımı ısırıp ona bakmıştım ve üzerimdeki tişörtü yavaşça yukarı doğru çekerken gözlerini kısıp bakıyordu. Onun gibi tek hamlede çıkarmayacaktım. Göğüs bölgeme kadar açıp hafifçe sırıtmıştım. Gülmemek için dudaklarını birbirine bastırırken sonunda bileğimden yakalayıp kendine çekmişti.
“Sanırım dayanamayacağım Bayan Ludeswood” üzerine yavaşça düşerken kalçalarımı sıkmaya devam ediyordu. Ağzımdan kaçan ufak iniltilerle erkekliğine daha fazla baskı yapmaya devam ettim. Nefes nefese ona bakarken dudaklarını ıslatıp tişörtümün altına götürdüğü parmakları karın bölgemden göğüs bölgeme doğru gidiyordu. Çeneme değdirdiği dudaklarıyla birlikte sutyenimin üzerinde yavaşça elleri hareket ederken hafifçe kıkırdamıştım.
“Orgazm olmayacağım bu kadar erken” tek kaşını kaldırıp dediklerime alayla bakmıştı.
“Göreceğiz” tişörtümü sıyırıp tek hamlede yere fırlatırken karnımdan başlayıp göğsüme kadar uzanan yolda dilini gezdiriyordu. Vücudum altında kıvranırken nefes nefeseydim. Bu kesinlikle fazla tahrik ediciydi Bieber.
“Justin” sesimin fısıltı tarzında çıkmasıyla birlikte kafasını kaldırıp gözlerinin parıldamasıyla bana bakmıştı ve beni hafifçe doğrultup sutyenimin kopçasını açmaya çalışırken elimi kasıklarının üzerinde gezdirip pantolonunun üzerinden kabaran noktaya sıkıca bastırmamla ağzından ufak bir inilti kaçmıştı.
“Yaramazlık ha?” sutyenimle uğraşmayı bırakıp hassas noktaya gitmişti dudakları. Kulak memesi ile omzum arasındaki noktalara. Bıraktığı küçük öpücükler vücudumda birer ateş oluyordu. Zorlukla yutkunup içimdeki zevk çığlıklarını bastırmak için alt dudağımı sıkıca dişlemiştim. Diliyle git gel yaptıktan sonra derin bir nefes verip dilini hafifçe köprücük kemiğim üzerinde gezdirmesiyle ağzımdan boğuk inleme sesiyle birlikte gözlerim kararmıştı. Libidom tavan yapmıştı.