Gözlerini kapatmasıyla mırıltı halinde uykusuna dalmıştı bile. Yüzünde belli belirsiz bir gülümseme ile rüya gördüğünü kestirmek zor değildi. İçimdeki tarifsiz duyguyu dizginlemem gerekiyordu.
Sarhoş ve ne yaptığını bilmiyor Nora. Eğer kendine biraz saygın varsa arkanı dön ve uzaklaş.
İç sesim ve her zamanki gerçekçiliği ile boğazıma bir yumru gibi oturmuştu. Derin bir nefes alıp araladığım kapıdan tamamen çıkmıştım ve son kez içeri baktığımda uykusuna devam ediyordu
“İyi geceler Justin” fısıltı ve titrek halde çıkan sesime karşılık derin bir nefes alıp alt dudağımın titremesine engel olmak için ısırmıştım. Merdivenleri inerek sakince inip kapıyı açtığımda hizmetçi kız orada dikilmiş öylece bana bakıyordu.
“Sürtük” mırıltıyla birlikte kapıyı sertçe kapatmamla soğuk rüzgar saçlarımı savurmuştu. Adeta dertlerimden kaçmamın mümkün olmadığını söylüyordu. Kar yağmamıştı. Bu yıl kar yağmamıştı Noel’de de. Yılbaşı kutlamasında da yağacak gibi durmuyordu. Omuzlarımı dikleştirmiştim ve adımlarımı hızlandırıp eve gitmeye karar kılmıştım.
*
“Ah tatlım al şunu giyin” annem elindeki kırmızı iç çamaşırını bana tutarken sadece gözlerimi devirmekle yetinmiştim.
“Gereksiz şeyler bunlar” elimin tersiyle uzattığı çamaşırları atarken hırsla bir nefes vermişti.
“Noel ruhunu hissetmek istiyorsan bu şeyleri giyeceksin bayan çokbilmiş. Yarın yeni bir yıla giriyoruz. Belki Noel geçti ama hala yeni yıl var.” yerdeki çamaşırları yatağımın üzerine fırlatıp kapıya doğru yönelmişti.
“Akşam o partiye gitmene izin vermem. Giyin” şaşkınlıkla ona dönüp baktığımda omuzlarını silkip odadan çıkmıştı. Hırsa derin nefes alıp dantellerle süslenmiş kırmızı iç çamaşırlarına bakmıştım. Tanrım bunlar iğrenç.
Ateşli görünmek ne zamandan beri iğrenç ucube?
Tanrım! İç sesimi Emma mı kontrol ediyordu? Hırsla arkamı dönüp saate baktığımda partiye az kaldığını görebiliyordum. Bu Noel garipti. Yalnız gibiydim. Evet kesinlikle yalnızdım. Konuşacak bir arkadaşım bile yoktu. Arayacağım ve partide birlikte takılalım diyeceğim bir arkadaşım yoktu. Bu… Tanrım iğrenç bir his. Boşlukta gibi hissediyordum. Son olaylarda jübilesini yapmış iki dostum vardı. Seth ve Jack. Sanırım bunu kaldıramayacağım. Ellerimle saçlarımı sıkıca kavrayıp dişlerimi sıkıca sıkmıştım. O lanet partiye gidecektim ve Isaac’e hediyesini verip o lanet kabinde vakit geçirecektim. Peki ya bana hediye alacak? O kimdi? Evet günler öncesinden bilmem gereken şey sadece saatler öncesinden aklımda belirmişti.
Aynada karışmış saçlarıma bakıp derin bir nefes vermiştim. Dağılmıştım, berbat görünüyordum. Ben geldiğim zaman böyle değildim. Bu kadar çabuk yıkılacak birisi değildim. Ellerimi pürüzsüz diyemeyeceğim yüzümde dolaştırıp kendimi incelemeye başlamıştım.
Ryan’ın yokluğu sana pahalıya mâl oldu. Yalnız kaldın değil mi küçük sürtük? Şimdi kime güvenip Justin’e karşı çıkacaksın? Aptal benliğine mi? Hah. Çok komik ve ucubesin. Sürtük.
“Yeter!” bağıracak cinsten çıkan sesime aldırmadan banyoya doğru yönelmiştim.
*
Evlerin dışındaki süslemeler ve her yerde Mutlu Noeller yazısı Noel ruhunu tamamen yansıtıyordu. Tek eksik kardı.
Saat 9.
Fakat müzik sesinden bahçede bile rahatsız olunabilirdi. Siyah elbisemi çekiştirip kapıyı çaldığımda elimdeki hediye paketini daha da sıkı kavramıştım. İçinde ne vardı bilmiyordum. Ama Isaac’e verecektim. Kapıyı açan ve alkolün etkisiyle erkenden dağıtan kızı görmemle birlikte gözlerimi yere devirmiştim. Lanet sıradan bir parti. Lanet olsun.