Önümdeki diyet yoğurt başlığı altındaki iğrenç şeyi yerken sıkıntıdan ne yapacağımı bilmiyordum. Sanki evren artık sadece mutlu olmamı engellemiyordu. Adeta beni köşeye kıstırmıştı ve beni geçmişimle imtihan ediyordu. Sıkıntıyla kaşığımı yoğurda gömdüğümde Caroline beni gerçek dünyaya bağlamıştı.
“Ters giden şey ne Nora?” kafamı kaldırıp ona baktığımda endişelendiğini görebiliyordum. Masadaki diğer kızların varlığı beni rahatsız ediyordu ve bunu belirtmek namına gözlerimi masada gezdirmemle Caroline yanındaki kızın kulağına bir şeyler mırıldanmıştı. Kızlar masadan teker teker kalkarken bunu sağlamanın bir otoriterlik sağladığını fark ediyordum.
“Sorun şu yeni gelenler mi?” Caroline’nın mistik güçleri olduğuna dair inancım kuvvetlenmişti.
“Aslında” kaşığımı yoğurtta gezdirirken tek kaşını kaldırmıştı.
“Ben yanlış bir şeyler yaptım” göz ucuyla Caroline’a bakarak tepkisini ölçerken başını hafifçe sallayıp devam etmemi istemişti.
“Liam varya” mırıldanarak konuşurken gözlerinin içi aniden parlamıştı.
“Yakışıklı çocuk ama gerçekten” sıkıntıyla derin bir nefes vererek gözlerimi devirmişti.
“Eski sevgilim tamam mı? Ve bunu Justin’e söyleyemedim” bir çırpıda söylerken gözleri aniden irice açılmıştı.
“Şaka?” fısıldaması yerini şaşkınlığına bırakmıştı. Başımı iki yana sallamıştı ve gülümsemesini yok etmişti.
“Nora çocuk gerçekten ateşli!” heyecanla bana bakarken kaşlarımı çatarak kafeteryanın ucundaki masada bana bakan Liam’a göz atmıştım.
“Ve Justin yalan söylediğimi anladığı anda bu işi didikleyecek ve kıçıma tekmeyi basacak” fısıltım yerini hırsa bırakmıştı.
“Neden yalan söyledin peki?” gözlerimi kaçırarak yoğurttan büyük bir kaşık almıştım.
“Öyle gerekti” masaya aniden birinin oturmasıyla birlikte suçluluğum daha da artmıştı. Seth gülerek Caroline’nın yanına yerleştiğinde sadece onu izlemekle yetinmiştim. Sanırım artık çıkıyorlardı.
“Teknik olarak” kaşığımı boş yoğurt kutusunda gezdirirken yutkunmuştum.
“Çıkıyorsunuz?” kaşığı ağzıma götürüp beklerken Seth sadece gülerek Caroline’nın dudaklarına öpücük bırakmıştı. Pekala. Bu hoşuma gitmemişti işte.
“Teknik olarak değil. Resmen” Seth gülerek Caroline’a bakarken zorla kendimi gülümsemeye itmiştim.
“Sevindim” Seth ile Caroline bir şeyler konuşurken gözlerimi kafeteryada gezdirmeye devam ediyordum. Derin bir nefes vererek Seth’e döndüğümde gülerek bana bakıyordu.
“Nora sanırım çıkışta işimiz var. Birlikte bilirsin” kıvranırcasına konuşurken sadece kaşlarımı çatmıştım.
“Annemle tanışacak bugün” garip bakışlarıma karşılık Caroline cevap vermişti. Anne?
“Hadi” gülümsemeye çalışarak onlara çalışırken Seth gerçekten heyecanla bana bakıyordu.
“Nora nasıl giyinmeliyim? Caroline’a soramam bunu biraz garip kaçar biliyorsun ve sence nasıl olmalı? Modaya uygun mı? Hippi gibi mi? Klasik mi? Sportif-” elimi masanın üzerindeki elinin üzerine koyup gülmüştüm.
“Sakin ol. Olduğun gibi ol yeterli” masadan kalkarken bu onu sakinleştirmiş gibi durmuyordu.
“Ve sanırım yardımcı olamayacağım. Koçla konuşmam gerekiyor” kaşlarını çatarak başını hafifçe sallamıştı.